En büyük organınız olan cildinizin görevi kendini tüm gün maruz kaldığı toksinlerden temizleyebilmek. Bu toksinleri havadan veya sudan alabildiğimiz gibi kullandığımız güzellik ürünlerinin içeriklerinden de alıyoruz. Ki aldığımız bu toksinlerden etkilenen fiziksel sağlığımız çoğu zaman ruhsal dengemizi de etkileyebiliyor.
Yazı: Deran ÇETİNSARAÇ
Sayısız dermatolog, beslenme ve güzellik uzmanı yaz aylarında cilt sağlığını korumanın formülünün güneşten uzak durmak olduğu konusunda hemfikir. Bunun yanı sıra cilt sağlığının holistik yaklaşımla içsel ve dışsal temizlikle mümkün olabileceği konusunda hemfikir olanlar da mevcut. Yaz aylarında cilt uzmanlarının kapısını çalan insanların sayısında artış olduğu biliniyor. Sorun çıkmadan veya hastalık oluşmadan harekete geçilmesi doğu felsefesinin temelini oluşturuyor. Bu anlamda gündelik yaşamda bazı beslenme alışkınlıklarının kazanımı büyük önem taşıyor. Yüksek su içeren renkli meyve ve sebzeleri öğünlerinize bolca katmalısınız. Bunlar cilt hücrelerinin canlandırılması için gerekli olan antioksidan ve su içeriğini barındırıyor. Yaz aylarında cildimiz daha fazla kuruyor dolayısıyla sofranızda yer vereceğiniz meyveler cildinizin nem kazanması açısından önem taşıyor.
D Vitamini
Güneş, D vitamini üretiminde etkili olduğundan kemik gelişimi için büyük önem taşıyor. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Gürlek, psikolojik açıdan güneşli günlerin, enerji yükselten bir moral kaynağı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Güneş, sedef gibi kimi hastalıkların iyileşmesine de katkı sağlıyor. Canlılar için yaşamsal önemdeki güneşin yaydığı ultraviyole (UV) ışınlardan ise mutlaka korunmak gerekiyor. UV ışınları hem cildin yaşlanmasına, lekelenmesine neden oluyor hem de cilt kanseri gibi çok ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Göz sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri var. Türkiye, bir güneş ülkesi olduğundan güneşin sağladığı yararları elde etmek için ayrıca güneşlenilmesine gerek yok. Tam tersine, güneşli günlerde koruyucu önlemler almak yararlıdır.” Alman Kanser Araştırma Merkezi’nin 10 yıl süren bir araştırmasının sonucuna göre yaşları 60 ile 74 arasındaki kişiler arasında D vitamini seviyesi düşük olanların erken yaşta ölüm oranı yüzde 71 çıktı. Bu tabii ki korunmasız bir şekilde güneşin altına çıkmamız gerektiğini belirtmiyor. Günde 15 dakika, tercihen 15.00’ten sonra açıkhavada olmak D vitamini ihtiyacını karşılamaya yetiyor.
Ozon yoğunluğundaki azalma, güneş yanıklarını artırıyor…
Küresel ısınma, iklim değişikliği, ozon tabakasının incelmesi delinmesi gibi kavramlar sıkça gündeme geliyor. Peki güneş eskisinden daha mı zararlı? Ozon tabakası, güneşin yaydığı UV ışınlarını filtreleme görevini yapıyor. Prof. Dr. Gürlek, ozon tabakasının incelmesinin bu filtreleme görevinin aksamasına ve zararlı ışınların daha çok yeryüzüne düşmesine neden olduğunu anlatıyor. Bu konuda yapılan araştırmalar, ozon yoğunluğundaki yüzde 1’lik azalmaya karşın UV ışınlarının neden olduğu yanma olaylarında yüzde 1,3 artış gözlendiğini söylüyor ve ekliyor: “Güneş, üç tip UV ışını yayıyor. UV-A, UV-B ve UV-C ışınlarından, UV-C ozon tabakası tarafından emiliyor ve bizlere ulaşmıyor. UV-A ışınları da geçmişte bilim dünyası tarafından zararsız kabul ediliyordu. Bu nedenle de güneş koruyucu ürünler UV-B’yi önleyecek şekilde üretiliyordu. Günümüzde hem UV-A hem de UV-B ışınlarının zararlı olduğu kabul ediliyor. Dolayısıyla güneş koruyucusu alırken ürün etiketlerini dikkatli okumakta yarar var.”
İçsel temizlik ve cilt sağlığı
Yaz aylarında aynayı iç organlarımıza tuttuğumuz zaman karaciğerlere detoks yapmak önem taşıyor. Karaciğer düzgün çalıştığı takdirde cilt toksinleri atabilmek için gerekli kaynakları bulabiliyor. Akne, sedef veya egzama gibi cilt hastalıkları karaciğer fonksiyonlarının zayıflamasıyla ilişkili olabiliyor. Böbreklerin de fonksiyonunu düzgün bir şekilde yerine getirmesi cildin temizlenmesine katkı sağlıyor. Böbrekler vücudumuzda sıvı dengesinin sağlanmasına ve atıkların gönderilmesine yardımcı oluyor. Detoks sırasında alkol ve kafeinden uzak durmak, günlük iki litre su tüketmek böbreklerinizin dinlenmesine ve kendini yenilemesine olanak sağlıyor. Bahsettiğimiz bu detoksun zorlayıcı ve ekstrem olmasına da gerek yok. Haftada bir kez bir öğününüzde sadece sıvı tüketmek bile güzel bir adım sayılıyor. Cildin atamadığı bazı kimyasallar, yüzeyde kalıp güneş yanığından daha ciddi sorunlara yol açabiliyor. Dolayısıyla cildin halihazırda varolan kendini temizleme işlevine olanak sağlamak yaz aylarında yapabileceğiniz en iyi korunma yollarından biri. Organlarımızın düzgün çalışmasını desteklemenin yanı sıra hareketli yaşam da cilt sağlığı açısından önem taşıyor. Cildin toksinlerden arınabilmesi için gün içinde mümkün olduğunca temiz ve açık havada bulunarak bol bol hareket etmelisiniz.
Güneşten korunurken E vitamini desteği alın
Güneş ışınlarının neden olduğu erken yaşlanma belirtilerine karşı cildinizi korumaya yardımcı olan Solait Güneş Ürünleri, güneş ışınlarının neden olduğu serbest radikallerin etkisini gidermek için E vitamini içeriyor. 24 saat nemlendirici kompleks ile cildinizin nem oranını dengelemeye yardımcı oluyor.
Solait Güneş Koruyucu Sprey GKF 30:
Hafif ve yağlı olmayan yapısıyla güneşin UVA ve UVB ışınlarından korunmanıza yardımcı oluyor. İçeriğindeki E vitamini ve 24 saat nemlendirici kompleks ile cildin yumuşaklığını güneşe maruz kaldığı süreçte de korumaya yardımcı oluyor. Fiyatı: ¨22,40
Solait Tan Activating Nemlendirici Güneş Losyonu GKF30 Yüksek
Koruma 200 ml: Hafif ve yağlı olmayan yapısıyla cildi güneş ışınlarından korunmaya yardımcı oluyor. İçeriğindeki E vitamini ve 24 saat nemlendirici kompleks ile cildin yumuşaklığını güneşe maruz kaldığı süreçte de koruyor. Fiyatı:¨18,50
Solait Mattifying Güneş Losyonu Yüz için GKF 30 Yüksek Koruma: İçeriğindeki E vitamini ve 24 saat nemlendirici kompleks ile cildinizin yumuşaklığını güneşe maruz kaldığı süreçte de korumaya yardımcı oluyor. Fiyatı: ¨9,50
Toksinlerden arının
Vücudunuz için bir temizlik programına başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışın. Eğer tedavi görüyorsanız detoks programlarını uygulamaktan kaçının. Toksinlerden arınma, iyi organize edildiği zaman aslında kolay uygulanabiliyor. İşte size yaz aylarında cildinizi toksinlerden temizlemenize yardımcı olacak öneriler:
1- Çemberinizi oluşturun. Çevrenizle konuşun ve detoks sırasında sizinle birlikte hareket edecek arkadaşlar bulun.
2- Öğünleri temizleyin. Yağ, şeker ve sodyumsuz bir beslenme programı oluşturun. Bu sadece yaz aylarında değil, ömrünüz boyunca vücut sağlığınız için yapabileceğiniz olumlu bir hareket olur.
3- Aktiviteyi düşürün. Detoks yaptığınız sırada ağır egzersizlerden kaçının. Vücudunuzu yeterince yağ ve karbonhidratla doldurmadığınız için fiziksel aktivitelerde yeterli enerjiniz olmayacaktır.
4- Yüksek kaliteli seçimler yapın. Sofranıza koyduğunuz besinlerin yüksek kaliteli içerikler taşımasına dikkat edin.
5- Bol sıvı tüketin. İyi bir temizlik programı için mutlaka ve mutlaka bol su tüketmelisiniz. Toksinlerden arınmanın anahtar parçası vücudu susuz bırakmamaktan geçiyor.
6- Uyku süresini uzatın. Çok fazla olmasına gerek yok ancak her gece yatağa bir veya iki saat erken gitmeniz vücudun kendisini tamir etmesine daha fazla katkı sağlıyor.
7- Ruhunuzu da besleyin. Kendinize ait, boş zamanlar yaratın ve sizi dinlendiren müzikler dinleyin. Pozitif düşünmek için zihninizi boşaltın ve bırakın hormonlarınız sizin için çalışsın.
8- Yoga sınıfına katılın. Ruh, akıl ve beden üçlüsünün dengelenmesi için bir yoga dersinden daha iyi ne olabilir ki? Arınma programı için yoga dersleri iyi bir yol arkadaşı görevi görür.
Cilt kalbin aynasıdır
Geleneksel Çin tıbbına göre insanların ciltlerini okuyarak hangi psikolojik rahatsızların olduğu bulunabiliyor. Buna göre cildinizdeki yansımalar aşağıdaki duyguların habercisi:
1- Yanakların alt kısmında oluşan koyu veya açık renkli pigmentasyonlar ya da benekler: Uzun süreli mutsuzluk ve kederli olma hali.
2- Tüm vücutta aşırı kuruluk: Başkalarının arkasına sürekli saklanma hissi.
3- Göz çevresi veya altında koyuluk: Uzun süreli korku ve endişe duyma hali.
4- Alında oluşan çok sayıda çizgi: Çok fazla endişelilik ve düşünme hali.
5- Kaş çevresindeki çizgiler: Kızgınlık ve hayal kırıklığı hissi.
Çekirdek ve tohumlar, meyve ve bitkilerin tüm özelliklerini taşıyor. Bunlar, vücüdumuzun ihtiyacı olan omega yağ asitleri, vitamin, mineral, antioksidan ve rejeneratif unsurları barındırıyor. Vişne çekirdeklerinden güçlü antioksidan etkisi sayesinde UV ışınlarının cilde verebileceği hasarı önlemeye yardımcı olacak Vişne Çekirdeği Yağı elde ediliyor. Çok güçlü doğal nemlendirici etkiye sahip bu ürün, akne tedavisinde de cilde destek veriyor. Doğal besin desteği olan Tabia, meyve çekirdek ve tohumlarından en saf hali elde edilebilecek şekilde modern teknolojiyle üretiliyor.
Güneşle dost olun!
1- Hamile ve çocuklar: Güneşli günlerde çocuklar dışarıda oynamaya bayılıyor. Güneşten korunma sadece tatil yerlerinde düşünülmesi gereken bir konu gibi algılanmamalı, şehir içerisindeyken de mutlaka çocukların korunması sağlanmalı. Kişinin maruz kaldığı UV ışınlarının büyük bölümü çocukluk ve ergenlik döneminde alınıyor. Özellikle güneşin dik geldiği, 12:00-16:00 saatleri arasında hem çocuklar hem yetişkinler mümkünse güneşe çıkmamalı. Hamileliğin ilk üç ayında anne adaylarının güneşlenme ve solaryum konusunda dikkatli olması gerekiyor. Yoksa yanaklarında yama tarzında lekelenmeler oluyor. Hamileler doktorlarına danışarak kısa süreli olarak güneşlenebilir.
2- Koruyucu ürün seçimi: Güneşe çıkarken bronzlaştırıcı değil güneş koruyucu ürün kullanılması önemli. Güneş koruyucuların etiketleri iyi okunmalı, hem UV-A hem UV-B ışınlarından koruyan ürünler tercih edilmeli. Bu ürünler güneşe çıkmadan yarım saat önce ve yeterli miktarda kullanılmalı. Genellikle beyaz, vücutta kalın bir tabaka oluşturan kremler pek sevilmez ama bu tür ürünler daha fazla korunma sağlıyor. Açık tenli kişiler en az 30 faktörlü ideali 50 ve üstü güneş koruyucu tercih etmeli, çocuklar içinse en yüksek faktörlü koruyucular alınmalı.
3- Giysiler: Güneşli günlerde ve tatillerde açık renkli kıyafetler tercih edilmeli. Sık dokunmuş kumaşlar güneş ışınlarından daha fazla korunma sağlıyor, hatta kot kumaşının yüzde 100 korunma sağladığı biliniyor. Güneş sadece cildi değil gözleri de tehdit ediyor. Güneşli günlerde göze gelen ışığı azaltmak için gözlerimizi kısarak bakarız; bu da göz etrafı ve alın kırışıklıklarımızı artırıyor. Güneş gözlüğü kullanmak göz çevresindeki ve alındaki kırışıkları önlemek için de faydalı. UV korumalı güneş gözlüklerini tercih etmelisiniz. Şapka seçerken geniş siperlikli, yüzü, kulakları ve enseyi koruyan modeller öneriliyor.
4- Güzelliğiniz için: Yaz günlerinde bol su tüketimi hem sağlık hem güzelliğiniz için en ideal seçim. Cildin nem ihtiyacı yaz döneminde artıyor. Nemlendiriciler ya da güneş kremleri cildinizi yağlandırıyorsa bunların su bazlı olanlarını, cilde masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Kuru ciltli kişiler, mutlaka akşamları duş sonrası nemlendirici krem ya da solüsyonlar kullanmalı ki ciltleri erken yaşta kırışmasın.
Organik Shea yağıyla cildinizi besleyin
Yves Rocher’un güneş koruması için ürettiği bu ürün yoğun besleyici ve onarıcı Organik Karite (Shea) Yağı’nı, yine besleyici özelliği olan Güney Amerika Fındık Yağı ile birleştiriyor. Cilt için onarıcı ve besleyici etkisi yüksek olan bu yağların birleşimi cildinize sekiz saat sürecek bir güneş koruma kalkanı oluşturuyor. UV Beauty Shield’in özellikleri şu şekilde sıralanıyor:
• Güneşe karşı cildin koruma kalkanı oluyor.
• 50 KF ile 8 saat boyunca etkili bir koruma sağlıyor.
• Cilt lekelerinin oluşumunu engellemeye yardımcı oluyor.
• Güneşe bağlı cilt yaşlanmasını engellemeye katkı sağlıyor.
• Cilt tonunun eşitlemeye yardımcı oluyor.
• Cilde gençlik ışıltısı kazandırmaya destek oluyor.
Daha güzel görünmek için bronzlaşma hayali kuranlar, cilt yaşlanmasının en büyük sebebinin güneş olduğunu gözden kaçırmamalı. Ozon yoğunluğundaki yüzde 1’lik azalmanın güneş yanıklarında yüzde 1,3’lük artışa neden olduğunu biliyor muydunuz?
İdeal güneşlenme nasıl olmalı?
Bir hafta 10 gün kadar deniz-göl kenarında kalan kişi bronzlaşır. Bunu kendimizi yakmadan, güneş çarpması olmadan yapmalıyız. Vücudu güneşe alıştırarak ve doğru saatlerde güneşlenmek gerek. İlk gün, güneş koruyucu sürdükten sonra sabah yarım saat akşam 5-6 gibi yarım saat güneşlenip üstümüzü giymeliyiz. Ertesi gün sabah akşam aynı saatlerde birer saat, üçüncü gün aynı saatlerde ikişer saat, dördüncü gün üçer saat, beşinci gün ve sonrasında isteğe bağlı olarak güneşlenilebilir. Böylece kademeli olarak güneşlendiğimizden cildimiz kendisini güneş ışınlarına karşı hazırlar ve güneş yanığı oluşturmadan bronzlaşırız. Güneş koruyucuların etkisi dört saat sürüyor. Her ne kadar üzerinde farklı etki saatleri yazsa da her dört saatte bir tazelenmesi gerekiyor. Ayrıca sürdükten sonra yarım saat kadar kuruması beklenip denize öyle girilmeli, yoksa hepsi suya geçiyor ve koruyucu etkisi kalmıyor. Ayrıca “Ben gölgede, deniz-havuz içindeyim, güneş beni etkilemez” dememek gerekiyon. Güneş ışınları suyun 90 cm derinliğine kadar ulaşıyor. Gölgede olmak sizi sadece direkt gelen ışından koruyor, yansıyan, kırılan ışından değil. Göl-deniz kenarında yansıma ve kırılma nedeniyle güneşin etkisi normalin 200 katı fazla oluyor. Karlı yerlerde de aynı durum söz konusu.
Modern çağın hastalığı: Tanoreksia
Bronz tenin güzel göründüğüne dair bir algımız var. Hatta kimileri için bronzlaşmak bir bağımlılığa dönüşüyor. Tanoreksia olarak adlandırılan bu bağımlılık, kişilerin yaz kış bronz görünmek için çabalamasına, bronzluğu takıntı hale getirmesine neden oluyor. Güneşsiz zamanlarda bile solaryum gibi imkanlarla bronzluk sağlanıyor ki solaryumun da güneşten daha zararsız olduğunu söyleyemeyiz. Güneş, cildimizin genetik yapısına zarar veriyor ve cildin alt katmanlarına kadar etki ediyor. Özellikle kollajen liflerini azaltarak cildin gevşek, ince ve kırışık görünmesine neden olarak cildi yaşlandırıyor. Güzel görünmek için bronzlaşmaya çalışanlar tam aksine cildi yaşlandırdıklarının farkında olmalı. Cildin kırışmasının en önemli sebeplerinden biri güneş. Ayrıca güneş, mevcut lekelerin ve çillerin hem artmasına hem de yeni lekelere, ben, çil gibi oluşumlara neden oluyor.
Doğal bitki özleriyle yazın dökülen saçlara bakım yapın
İçeriğinde mimoza, üzüm çekirdeği, serenoa ekstratı ve ginseng içeren bu şampuan saçları güçlendirici ve canlandırıcı katkı sağlıyor. Yaz aylarında güneş ve denizin etkisiyle güç kaybeden saçların dökülmesini azaltmayı ve saç köklerini uyarmayı hedefliyor.
Swisscare Hairgrow Activating Shampoo, doğal bitki özlerinden elde edilen bioflavonoidler ve proantosiyanidin sayesinde epitel hücre yenilenmesine yardımcı oluyor. Saç derisinin mikro dolaşımını hızlandırıyor. Kırılmış ve hasar görmüş saç tellerini besliyor ve güçlendiriyor. Doğal parlaklık ve hacim kazandıran şampuan, saç dökülmesini azaltmaya, kepek oluşumunu önlemeye yardımcı oluyor. Fiyatı: ¨68
Pozitif Dergisi 2014/03
