Beslenme

İç huzurun sofraya yansıması “leziz sırlar”

Kurumsal hayatına son verdikten sonra dingin bir yaşama geçiş yapan Işık Polater, bu yolda tanıştığı vejetaryen mutfağın en güzel örneklerini “Leziz Sırlar” adlı kitabında bir araya getirdi.

Yazı: Ayşegül UYANIK ÖRNEKAL

Bir vejetaryen kafesi için hazırlanan, kolay yapılabilen ve lezzetli 100’den fazla yemekten oluşan bir mönü… Ve hiç açılamayan bu kafenin mönüsünden oluşan bir yemek kitabı: “Leziz Sırlar”. Önce İngiltere’de, ardından Türkiye’de yayımlanan kitabın yazarı Işık Polater’in yazın hikayesi böyle başlıyor ama ya öncesi? Gelin filmi hızlıca geriye sarıp, Polater’in öyküsüne baştan başlayalım. Gözünüzü dünyaya açtığınız andan bu yana benimsediğiniz bir beslenme tarzına veda etmek… Belki birçoğumuz bunu yapamayacağını iddia edebilir. Oysa vejetaryen ve veganların yaşamı tam aksini gösteriyor. Onlara göre hayvan sömürüsü ve şiddet unsurlarının bir arada olduğu bir beslenme biçimine ihtiyacımız yok. Hem de Türkiye gibi doğanın sunduğu nimetlerin bolca bulunduğu bir ülkede. Bundan 14 yıl önce vejetaryenliği seçen bu isimlerden biri de Işık Polater. Uzun yıllar yurt içi ve yurt dışında tekstil alanında çalıştıktan sonra meditasyonla başlayan iç yolculuğunu kişisel gelişim alanındaki çalışmalarıyla sürdüren Polater bir süre sonra vejetaryenliğe geçer. Bu beslenme şeklini benimsemesini bir seçim değil, sonuç olarak nitelendiren Polater, “Ben vejetaryenliğe aldığım eğitimin bir parçası olarak başladım. Meditasyon, dış etkilerden etkilenmeden kendi düşüneceğimizi ve hissedeceğimizi belirleyebilmek için yapılan bir çalışma. Bir anlamda da zihni yükseltebilmeyi ifade ediyor. Yukarı çıkmaya, yaşamdaki incelikleri kavramaya çalışırken şiddet unsuru bir şeyi yemekse kişiyi aşağıya çekiyor. Bu sebeple ben et yememe seçeneğimi kullandım. Böylece ihtiyacım olan gücü, hafifliği ve netliği daha çok hissedebildiğimi düşünüyorum” diyor.

Et hücrelere yabancılaşıyor
Yaptığı seçimde meditasyonla başlayan farkındalığın büyük rol oynadığını belirten Polater şunları söylüyor: “Et yememek yani vejetaryenlik bir yaşam tarzı. Bakış açınız çok genişleyebiliyor. Bu şartlarda doğa ve biz diye bir ayrım kalmıyor. Aslında o anlamda üstten bakabilip, bütünlüğü hissetmeye giden yaşam tarzını destekleyen bir yeme biçimi vejetaryenlik. Farkındalık seviyem arttıkça yavaş yavaş et yememeye başladım. İnanın yemedikçe yemiyorsunuz. Çünkü hücreler yenileniyor. Hücrelere gereken esasında protein, karbonhidrat gibi temel değerler. Eğer kişi proteini hep etten alıyorsa, hücrenin proteine ihtiyacı olduğu mesajı gelince bilinen ve tüketilen şey et oluyor. Ama et yenmemeye başlandığında ya da azaltıldığında proteini baklagillerden de, yeşil yapraklı sebzelerden de alabiliyorsunuz. Böylece et kişiye yabancılaşıyor çünkü hücrelerinizde artık bulunmuyor.”

Dengeli beslenmek önemli
Vejetaryen beslenme benimsendiğinde bunun bilimsel bir dayanağa oturtulması gerekiyor. Hayvansal ürünlerden elde edilen besin değerlerinin vücuda dengeli bir biçimde sebze ve meyve gibi kaynaklardan alınması gerekiyor. Aksi halde et yiyerek doyacağını düşünen zihin, doyma güdüsünü bastırmak için karbonhidrata yönelebiliyor. Bu da kilo almaya yol açıyor. Işık Polater, bunun birçok vejetaryenin içinden geçtiği bir yanlış olduğunu düşünüyor: “Geçmişte gelenekler varmış ve çok fazla düşünmeye gerek yokmuş. Besin endüstrisinin bu denli yükselmesinden önce daha az et tüketiliyormuş. Oysa günümüzde bu miktarlar arttı. Eğer eti bırakmak zor geliyorsa, kendinize etsiz detoks günleri uygulayabilirsiniz. Bu şekilde deneme de yapabilirsiniz. Ayrıca yemeğe lezzet veren esas şeyin pişirme yöntemi ve kullanılan baharatlar olduğunu da unutmamak gerekiyor.”

“Leziz Sırlar”a giden yol
İngiltere’ye çok sık seyahat gerektiren son işinden ayrılan Işık Polater, bir yandan yarı zamanlı danışmanlık hizmeti verirken, bir yandan da kişisel gelişim eğitimlerine devam ediyordu. O dönemde, bir arkadaşı tarafından kendisine tanıştırılan bir çiftin Bodrum’da açacağı vejetaryen kafe için mönü oluşturma teklifi aldı. Bu işte profesyonel olmasa da elinden geldiğince kolay hazırlanabilen, lezzetli yemeklerden oluşan liste hazırlamak için çalışmaya başladı. Ancak ne yazık ki o kafe hiçbir zaman açılmadı. Hazırladığı mönüyle baş başa kalan Polater, bu kez de bir kitap teklifi aldı. İngiltere günlerinden tanıdığı bir yayınevi bu listeyi bir vejetaryen yemek kitabına çevirmek istedi. Tarifleri İngilizce’ye çeviren Polater, kitap çalışmaları için bu kez yazar kimliğiyle İngiltere’ye gitti: “Günde ortalama 10 yemek çekimi yaparak, hızlıca çalışmalara başladık. Kitabın baskıya hazırlık aşamasında bulunmak güzeldi. Kitabım İngiltere’nin ardından Türkiye’de piyasaya çıktı. Bir süre sonra da Brezilya ve Avustralya’da…” Yalnızca bir yemek kitabı değil, beslenmeye dair bilgiler de içeren “Leziz Sırlar” için uzun araştırmalar yapan Polater beslenmenin yaşamda önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyor: “Yoğun hayat şartlarında anormal derecede acele hareket ediyoruz. Oysa beslenme insan hayatı için çok önemli. Sadece bedensel sağlık değil, ruhsal anlamda dengeli olabilmek için de gerekli. Hem dünyada yaşanan olaylarda hem de kişilerin ruh halinde son 10-15 yılda gittikçe artan bir kötüye gidiş söz konusu. Bu yüzden pek olumlu olmak mümkün değil. Bu da yediklerimizi ve nasıl pişirdiğimizi önemli hale getiriyor. İnsanlar yemek yaparken bunu bir keyfe dönüştürebilir. Bu anlamda kitapta yer alan önerilerle ben de okurlara ufak bir hatırlatma yapmak istedim.”

“BESLENMENIN MISYONU DEĞIŞTI”
“Fast food dediğimiz kültür acele bir dünyada, acele yemek yemeyi ifade ediyor. Öyle ki o tür yiyeceklerin malzemeleri de aceleyle üretiliyor. Bir yandan fast food tüketirken, diğer yandan ben hayatımı yavaşlatayım, iç huzur hissedeyim demek birbiriyle çelişiyor. Beslenme ve yemek aslında oldukça iç içe geçmiş kavramlar. Birtakım duyguları tetikliyor. Sosyal anlamda eğlenme ve bir arada olma yolu adeta. Bu nedenle çok komplike hale gelerek, sadece beden sağlığını sağlamak için yapılan bir eylem olmaktan öteye geçmiş durumda.”

ic-huzurun-sofraya-yansimasi-leziz-sirlar-2HEM ÖĞRENIYOR HEM ÖĞRETIYOR
2000 yılında meditasyon çalışmasına başlayan Işık Polater, halen bir dernek çatısı altında gönüllü olarak eğitmenlik yapıyor, seminerler veriyor. Kendi eğitimine de devam ettiğini belirten Polater, “Kişisel gelişim ve meditasyon konularında eğitimim halen devam ediyor. Öğrenmenin sınırı yok. Bununla birlikte; özfarkındalık, özdeğer, vejetaryen yaşam biçimi, endişe ve korkuları aşmak ile olumlu düşünme konularında birçok seminer veriyorum” diyor. 2014 yılında Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nde Vejetaryen Mutfak dersleri veren yazar, gelecek yıl da Bilgi Üniversitesi Gastronomi Bölümü’yle sertifika programı dahilinde bir eğitim planlıyor.


Pozitif Dergisi 2014/04

Yorum Ekle