Enerji

Evrensel enerjiyi yönlendirme sanatı: Reiki

Evrenin yükselen frekansı sizi de tetiklemeye başladıysa, hayata ve kendinize dair cevapsız sorularınız arttıysa hatta bir yol arayışındaysanız rehberiniz Reiki olabilir. İlk defa duyanlar ya da nereden başlayacağını bilemeyenler için Reiki’yi araştırdık.

Yazı: Yaprak Çetinkaya

Evrensel yaşam enerjisi (çi), ilahi kaynaktan tüm evrene ve tüm insanlara sonsuz ve sınırsız şekilde geliyor; insan bedenine çakralar ve meridyenler aracılığı ile akıyor. Negatif düşünceler ve duygular enerjinin akışında bozukluğa neden olursa fiziksel bedendeki rahatsızlıklara kadar ilerleyen bir süreç yaşanabiliyor. Bu sonsuz enerji kaynağını faydalı şekilde kullanmak ve kişinin enerji bedenini iyileştirmek için çeşitli teknikler bulunuyor. Bunlardan biri de adını son yıllarda çok daha sık duyduğumuz Reiki. Reiki tekniği evrensel yaşam enerjisini yönlendirip harekete geçirme ilim ve sanatı olarak tanımlanıyor. Diğer tekniklerden ayrıldığı en önemli noktalar; semboller kullanılarak ve uyumlama ile uygulanıyor oluşu… Reiki terapisinde evrensel enerjinin şuurlu olarak hem fiziksel beden hem de enerji bedeninin çeşitli katmanlarına kişinin ihtiyacı oranında aktarılarak denge ve şifa sağladığı iddia ediliyor. Eğer değişimi kabul edecek kadar cesur ve bebek adımları ile ilerleyecek kadar sabırlıysanız sizin için Reiki Master Ali Murat Güldoğan’ın rehberliğinde Reiki’nin kapılarını açıyoruz.

ENERJİ HIRSIZLARINA DİKKAT
Reiki Master Ali Murat Güldoğan, hayatımızdaki enerji hırsızlarına karşı bizleri uyarıyor ve şunları söylüyor: “İş arkadaşlarınız, aileniz, eşiniz, dostunuz… Gelirler ve olmadık bir yerde çöpü üzerinize döker sonra da arkalarını dönüp rahat rahat uyurlar. Bunu kabul etmeyin. Önce kendinizi düşünün. Bencil olmanızı söylemiyorum. Nasıl uçakta oksijen maskesini anne önce kendine sonra çocuğuna takıyorsa siz de önce kendi iyiliğinizi önemseyin ki başkalarına faydanız olsun. Kimse için saçınızı süpürge etmeyin. Spor yapın, iyi beslenin, düzenli bir hayat sürün. Sigara içip sağlıksız beslenip sonra enerji dengelemeye çalışmanın bir anlamı yok. Fiziksel ya da içsel olarak ne ekerseniz onu biçersiniz.”

Reiki tekniği ile sizin tanışmanız nasıl oldu?
Çocukluğumdan beri astımdan bronşite, burun akıntısından göz ve cilt alerjilerine, mide fıtığından reflüye kadar çeşitli hastalıklarla mücadele ettim ve askerliğimi yaparken bile ecza dolabımla tanınan bir insandım. Reiki ile tanışmam 2003 yılında oldu. O sırada özel bir eğitim kurumunda yöneticilik yapıyordum. Okuldaki her detaydan sorumluydum ve büyük bir stres altındaydım. Yoga ve spor yapıyordum ama hiçbir şey işe yaramıyordu. Bir gün “Tanrım, bana öyle bir şey gönder ki rahatlayayım” dedim. Aynı günlerde eşimin arkadaşları Reiki’den bahsetti. Anlattıkları o zaman için kabul edilebilir gelmedi ama yine de onların hocasına birkaç seans gitmeye karar verdim. İlk seans için gittiğimde bir masaj yatağına uzandım. Bana elleri ile dokunmadan hafif bir müzik eşliğinde enerji verdiler. Yarım saat sonra oradan çıktım, otomobilime bindim ve eve doğru gitmeye başladım. O kadar rahatlamıştım ki direksiyonda sanki bir başkası var gibi geliyordu. Üç gün sonra tekrar gittim. Karaciğer bölgesinin yani öfkenin toplandığı yerin çok fazla enerji çektiğini söylediler. O dönem işyerinde birçok şeye öfkeleniyor ancak her şeyi içime atıyordum. Dördüncü seanstan sonra ise “İstiyorsan gelmeye devam edebilirsin ama artık oltayı sana verelim balığını kendin tut” dediler. Böylece master derecesine kadar ilerledim. Bu arada da hastalıklarımdan adım adım kurtulmaya başladım.

Sizin deneyiminize benzer bir çıkış yolu bulma arayışı genellikle 40’lı yaşlarda mı ortaya çıkıyor?
Daha erken yola çıkanlar da var ama spiritüel konularla hiç ilgisi olmayanlar bile 40’lı yaşlarda sık karşılaştıkları sorunları nasıl aşabileceklerini düşünmeye başlıyor ve o andan itibaren bir yolculuğa çıkıyor. Ve bu yolculuk sırasında önce kendinizi sonra dünyayı keşfediyorsunuz. Reiki de bu amaçla çıkılan yollardan bir tanesi. Hep şifa enerjisi olarak anılsa da aynı zamanda farkındalık enerjisi… Reiki felsefesi, zihin-beden-ruh birlikteliğinden söz eden doğu felsefesine göre en uygun iyi olma hali için başkalarıyla uyum içinde yaşamayı ve buna göre davranmayı içeriyor. Reiki’nin kurucusu Dr. Mikao Usui, barış ve uyumu temel alan ahlaki ilkelere inanmanın evrensel bir nitelik olduğunu vurguluyor.

REİKİ’NİN DOĞUŞ HİKAYESİ
Reiki’nin kurucusu Dr. Mikao Usui, 19’uncu yüzyıl sonlarında Japonya’nın Kyoto kentinde küçük bir üniversitede yöneticilik yapan Hıristiyan bir rahipken bir gün bir öğrencisinin “Kutsal kitapta İsa’nın hastaları iyileştirdiğine, su üzerinde yürüdüğüne sadece orada yazıyor diye mi inanıyoruz?” şeklinde sorması üzerine arayışa giriyor. ABD’ye giderek Hıristiyan metinleri üzerine eğitim görüyor ve kendini İsa’nın ve havarilerinin şifa dağıtmasının altındaki sırrı bulmaya adıyor. Bu arada Buda’nın da şifa gücüne sahip olduğunu öğrenip Japonya’ya dönüyor, manastır ziyaretleri yapıyor. Yedi yılın sonunda aradığını Buda’nın meçhul bir müridi tarafından Sanskritçe kaleme alınan el yazması metinde buluyor. Metinde Buda’nın nasıl şifa dağıttığına ilişkin semboller ve tarifler bulunuyor. Ancak Dr. Usui, şifa verme gücüne henüz sahip olmadığı için Japonya’daki kutsal bir dağa çıkıp 21 gün boyunca oruç tutup meditasyon yapmaya karar veriyor. 21’inci günün gecesinde “Tanrım, lütfen bana ışığı göster” diyor. Birdenbire gökyüzünden hızla gelen parlak bir ışık alnına isabet ediyor. Yere devrilen ve adeta transa geçen Dr. Usui, daha önce Sanskritçe metinlerde gördüğü sembolleri tekrar görüyor. Bu deneyimin ardından şehre dönen Dr. Usui yaraları iyileştirmeye, ağrıları dindirmeye başlıyor ve Kyoto’nun varoşlarında yüzlerce kişiye şifa veriyor. Ancak aynı kişilerin yıllar sonra tekrar aynı şikayetlerle geldiğini görünce yeni bir yaşam tarzı aktaramadığını fark edip Reiki yaşam kurallarını oluşturuyor.

SEMBOLLER
Çok güçlü oldukları belirtilen semboller Reiki’nin ikinci derecesinde, öğretmen tarafından taç, kalp ve el çakralarına yazılarak ve auralarına yerleştirilerek kişisel olarak öğretiliyor. Yakın zamana kadar gizli tutulan ve kutsal sayılan bu semboller günümüzde öğrenmeyi arzu eden herkese öğretiliyor ve günlük yaşamın hemen her alanına değişik kullanım şekilleriyle uygulanabiliyor.evrensel-enerjiyi-yonlendirme-sanati-reiki-2

Reiki ile ilk tanışma nasıl gerçekleşiyor?
Reiki, hakkında kitap okuyarak öğrenilecek bir teknik değil. İlk adım inisiye de denilen enerji uyumlaması… Bir Reiki hocası kişinin kalp ve el çakralarının özel bir teknik kullanarak evrensel enerjinin frekansına açılmasını ve ayarlanmasını sağlıyor. Kişinin çakraları ile enerji bedeninde Reiki sembolleri yaşam boyunca kalmak üzere yerleştiriliyor. 10-15 dakikalık bu çalışma sırasında kişi iyi hissettiren vizyonlar görebiliyor. Ya da uyumlama bittikten sonra beş dakika meditasyon yapıyor ve kendine gelmek istemiyor, gittiği yerin çok güzel olduğunu söylüyor. Oraya ben “yuva” diyorum. Orada hiçbir sıkıntı yok ve kişi kendini iyi hissetme duygusunu hatırlıyor. Ardından Reiki ile ilgili bilgiler aktarılıyor, kendisi ve başkaları için nasıl kullanacağı anlatılıyor. Biz yeni öğrencileri her ay sonunda pratik uygulamaya davet ediyoruz. Kişi yine masaj masasına uzanıyor ve dört-beş kişi ellerini koyarak vücudun çeşitli yerlerine enerji aktarımında bulunuyor. Bunu yalnız da yapabilirsiniz ama grubun enerjisi her zaman daha yüksek oluyor. Nasıl ki çok yorgun ve bitik hissederken masaja ya da saunaya gidip sonunda pamuk gibi hissediyorsanız buradan da öyle ayrılıyorsunuz. Kişi hiçbir beklentisi olmadan, koşulsuz olarak enerji veren kişilere müteşekkir hissediyor.

İlk seanstan sonra ne gibi değişimler bekleyebiliriz?
Uyumlamada kişi yüksek frekanslı ve saf evrensel enerjiye bağlandığı için hem fiziksel hem de enerji bedenindeki toksik ve düşük frekanslı enerjileri dağıtıyor ve bu nedenle uyumlamadan sonra fiziksel ve duygusal arınma süreci yaşanabiliyor. Birkaç gün baş ağrısı, aşırı terleme ile sık idrara çıkma, ishal veya duygusal dalgalanmalar şeklinde olabiliyor. Bu durumda bol su içip dinlenilmesini öneriyoruz ve yaşananların toksinlerden arınma olduğunu anlamanın önemli olduğunu söylüyoruz. Şunun altını çizmek istiyorum; ilk seansa gelmeden önce değişmek istediğinizden emin olun. Çünkü dünyada tek şeyi değiştirebilirsiniz; o da kendiniz. Eşiniz, çocuğunuz, iş arkadaşlarınız, yöneticileriniz değişmeyecek. Ama siz değiştikten sonra olayların akışı değişmeye başlıyor. Reiki’nin ilk seansı ile bir bebek adımı atıyorsunuz. İlk bir hafta vücudunuz yeni frekansa ayarlanıyor, tıpkı istediğiniz radyo kanalını dinlemek için frekans ayarı yapar gibi. Ayarlandıktan sonra artık o frekansa gelen konuları almaya başlıyorsunuz. Bunun kolay bir yolculuk olduğunu söyleyemeyiz. Ben değişmeye karar verdiğimde “Sadece sevgi enerjisinde kalmaya karar veriyorum, korku enerjisi artık beni ilgilendirmiyor” dedim. Sonrasında birçok olay yaşadım; önce işimden sonra eşimden ayrıldım. Çünkü “Artık hazırım, bana yükü verebilirsin, aydınlanma yoluna gitmek, sana varmak istiyorum” demiş oldum. Bu kolay bir yolculuk değil, bir anlamda korunma kabuğunun dışına çıkıyorsunuz. Reiki ile ilgilenmeye karar verenlere hocalarının tavsiyelerini dinlemelerini ve çok hızlı değil, adım adım ilerlemelerini öneriyorum.

REİKİ NEDİR?
Dokunmayla birlikte akmaya başlar.
İçimizdeki yaşam enerjisini dengeler.
Olayların akışını ve oluşumlarını etkiler.
Uyumlanan kişi yaşam boyu bu yeteneğini kaybetmez.
Değişimi, gelişimi ve ruhsal aydınlanmayı destekler.

NE DEĞİLDİR?
Bir inanç sistemi değildir.
Zihin kontrolü ya da hipnoz değildir.
Masaj tekniği değildir.
Sadece hastalıklar için değildir.
Belli bir zümreye, organizasyona ait değildir.
Tıbbın ve ilaçların yerini alamaz.

İşten, eşten ayrılmak kulağa korkutucu geliyor…
Olması gereken oluyor. Birtakım konuları bir yere kadar idare ediyorsunuz, fedakarlıklar yapıyorsunuz ama aslında bitmesi gerekiyor. Zaten 2012 ile başlayan enerji de bitecek ilişkileri, işleri artık kontrolünüzden çıkarıyor. Hepimiz garanti istiyoruz ama hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Evren, “Bunları sana geçici olarak veriyorum, her an elinden alabilirim. Sen asıl kendi kendine mutlu olabilmeyi öğren” diyor.

evrensel-enerjiyi-yonlendirme-sanati-reiki-3İkinci derece Reiki neleri kapsıyor?
Burada kişiye Reiki’nin çevresindekilere ve günlük yaşama uygulanması, uzağa enerji gönderilmesi detaylı bir şekilde öğretiliyor. Çeşitli amaçlarla kullanılacak Reiki sembolleri öğretiliyor. Kişi bu dereceye uyumlama ile hem bu sembollerin enerjisine hem de daha yüksek frekanslı Reiki enerjisini almaya ve kullanmaya açılıyor. İkinci derecede ağırlık verdiğim bazı konular da var. Doğduğumuz andan bugüne kadar bilinçaltımız bir çöplük olmuş durumda. Aileden, çevreden öğrendiğimiz yanlış, negatif inançlar ile büyüyoruz. Çok basit bir örnek; birini yolcu ederken “sağlıklı, sıhhatli git” yerine “kazasız belasız git” diyerek aslında kazayı belayı çağırıyoruz. Oysa “Tanrıyla Sohbetler” kitabının yazarı Neale Donald Walsch’ın söylediği gibi beynimize pozitif tohumlar ekmeliyiz ki pozitif düşünceler yeşersin. İkinci derecede, doğumunuzdan bugüne kadar kendinizi üzdüğünüz için kendinizi, sizi üzenleri ve farkında olmadan üzdüklerinizi affediyorsunuz. Bunu telaffuz etmek bile başlangıç. İzler kalabiliyor, belki birkaç kez yapmak gerekiyor ama telaffuz dahi edemediklerinizle yüzleşmeye başlayınca zamanı geldiğinde gerekli kişileri affediyor ve omuzlarınızdaki yükleri bırakıyorsunuz. Bir diğer konu ise “hastalık yok, hasta var” yaklaşımı. Sizde bir hastalık çıktığı günden 5-10 yıl öncesine giderseniz nedenini yakalayabiliyorsunuz. Nelerden korkuyorsanız, nelerden endişeliyseniz neticesi o oluyor; korktuğumuz başımıza geliyor.

Anne rahmine düştüğünde istenmeyen bebeklerin bunun bilgisi ile doğduğu söylenir…
Evet, anneniz size hamile kaldığında onlar için bebek sahibi olmaya uygun bir dönem olmayabilir. Ama bu süreci de affedebilirsiniz. Bu affetmelere başladığınız zaman iç rahatlama başlıyor, farkındalığınız artıyor, korkularınız da bu yolculukta azalıyor. Ölüm korkusu, gelecek kaygısı, parasız kalma, yalnız kalma korkuları birer birer kayboluyor.

Bu kadar yol aldıktan sonra üçüncü dereceden neler bekleyebiliriz?
Bu seviye, birinci ve ikinci derecede Reiki’yi en az bir yıl kullanıp daha ilerlemek isteyenler için… Bu derecede öğrenci Reiki’nin en yüksek frekansına bağlanıyor ve ileri derece tekniklerini, Master sembolünü öğreniyor. Kişi kendini hazır hissediyorsa başkalarına bu enerjiyi vermeye başlıyor ve istiyorsa master’lık çalışmasına giriyor. Bir yıl süren bu çalışmada başkalarına bu yöntemi öğretmek için ve enerji aktarmak için eğitim alıyor. İsteyenler daha üst seviyelere kadar ilerleyebiliyor. Şunu da belirtmek istiyorum; master veya birinci seviyede olmak önemli değil. Öyle bir birinci seviye vardır ki oturduğu yerde 5 cm yukarıda durur, öyle bir master vardır ki egosu nedeniyle bir kişiyi bile uyumlamamıştır. Burada kişinin insan sevmesi, içtenliği, arzusu önem kazanıyor.

Reiki’nin sağlık üzerindeki etkisi nasıl işliyor?
Evrensel yaşam enerjisi hücrelere ve organlara sürekli akarak onları tazeliyor ve çalışmaya devam etmelerini sağlıyor. Bunu da çakralar yoluyla yapıyor. Enerji akışı engellenirse bedende sorunlar ortaya çıkıyor. Yaşam enerjisi duygu ve düşüncelerimize göre yönleniyor. Negatif düşünceler akışı bozuyor. Önce enerji bedenin katmanlarında, ardından fiziksel bedende sorunlar başlıyor. Reiki kişiye akarken hem enerji bedendeki hem de fiziksel bedendeki dengesizlikleri dağıtarak o bölgedeki frekansı yükseltiyor. Düşük frekanslı enerjinin parçalanarak dağıtılmasını sağlıyor. Sonuç olarak yaşam gücünün akışını onarıp doğal olarak akmasına yardımcı oluyor. Burada mucizelerden bahsetmiyoruz, tıbbı destekleyici olduğunu söylüyoruz. Reiki bütün tedavi yöntemlerini destekliyor.

 

Pozitif Dergisi 2014/01

Yorum Ekle