Covid-19 pandemisi tüm dünyayı hiç beklemediği bir anda, hiç hazırlığı yokken vurdu. En son panemiyi 100 sene önce yaşayan dünyanın hafızasından pandemi kavramı çıkmışken, 100 yıl önce bu belayı yaşayan dünyanın torunları olarak bugün pandemiyle yeniden savaşmayı öğrenmek zorunda kaldık. Peki bu savaşta başarılı oluyor muyuz? Pandemiyi yenmek için son düzlüğe girdik mi?
Pandemi ile savaşmayı öğrenen bir nesil olarak dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir yaşam düzeni kurduğumuzun farkında mısınız?
Dünya daha önce defalarca pandemilerle karşılaştı ve her defasında dünya nüfusunun çok büyük bir oranı hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Yıllar süren pandemiler nedeniyle dünya ekonomisi ve hatta siyasi oluşumlarda büyük çöküşler yaşandı. Ancak dünya tarihinde ilk defa bir pandemide, gündelik hayatın büyük bir kabusa dönüşmediğini, insanların hayat kalitelerinde büyük düşüşler yaşamadığını görüyoruz.
Bu başarının nedeni ise artık sahip olduğumuz geniş bilgi ve iletişim ağları sayesinde, dünyanın her köşesinde pandemiyle savaşı senkronize bir bilinçle yürütebiliyor olmamız… Pandeminin ilk günlerinden itibaren, internet ve sosyal medya üzerinden, dünya halkları birbiriyle yoğun şekilde bilgi paylaşmaya başladı. Sadece doktorlar ve bilim insanları değil, evinde endişeli şekilde ne yapması gerektiğini araştıran sıradan insanlar bile çok kolay şekilde, maske takmanın, el dezenfektanı kullanmanın virüsün bulaş riskini çok düşürdüğünü öğrendi ve uygulamaya başladı.
Dünya pandmiye hazırlıksız yakalanmıştı ve en son 100 sene önce yaşanan pandemiden sonra cerrahi maske gibi pandemi önlemi araçlara global çapta büyük talepler duyacağımızı düşünmüyorduk. Dolayısıyla ilk günlerde yaşanan “maske paniği” yerini kısa sürede bir üretim kampanyasına bıraktı. Kısa sürede, dünyanın pek çok ülkesi, sanayi kuruluşlarını hızlı şekilde maske üretebilecek konumda güncellemeyi başardı. Bugün bakınca, çok olağan ve sıradan bir endüstriyel planlama operasyonu gibi görünen bu başarı aslında insanoğlunun son yüzyılda kazandığı bilincin ve disiplinin de örneği olarak okunabilir. Zira, hayatta kalma refleksimiz devreye girince, çok kısa sürede global çapta bir üretim hamlesiyle, her gün milyarlarca insana yeni maskeler temin edebilecek dev bir üretim kapasitesini oluşturmayı başardı. Bu hiç de hafife alınabilecek bir başarı değil.
Pandemi elbette çok üzücü ve korkutucu bir kavram. Ancak insanoğluna önemli bir ders verdiğini de gördük. Dünyada hiç kimse, komşusundan veya dünyanın diğer ucundaki bir devletin sorunlarından ayrı bir yaşam süremez. Bir yerde yaşanan sorunlar, tüm dünyayı kısa sürede etkisi altına alabilir, tüm insanlığı olumsuz şekilde etkileyebilir. Bu nedenle artık insanoğlunun tüm gezegeni bir bütün olarak düşünüp dünyanın sorunlarına global olarak yaklaşacağı bir bakış açısı kazanmamız gerekiyor.
