Doğal Yaşam

Daha ekolojik bir yaşam mümkün

Her yıl çığ gibi artan çevre sorunları dünyamızı yaşanmaz bir yer olmaya hızla götürüyor.İşte bu yüzden doğayla dost yaşamayı öğrenmek atacağımız ilk adım olmalı.Korkmayın,sandığınızdan çok daha kolay olacak…

Yazı:Ruken AKBAY GÜRTAŞ

Dünyayı yaşanmaz bir yer haline getiren çevre sorunlarını önlemek için işe evimizden başlamamız gerekiyor. Nasıl mı? “Ekolojik Yaşam Rehberi” kitabının yazarı Selen Özarslan Aktar, kitabında yaşam alışkanlıklarımızı ele alıyor ve daha ekolojik bir hayat için herkesin kolayca uygulayabileceği pratik öneriler sıralıyor. Birkaç tanesini uygulamaya başladığınızda zincirin kısa sürede kendi kendine dönmeye başladığına tanıklık edeceksiniz…

Evinizi amonyak kullanmadan temizleyin. Nasıl mı?
Camların temizliği
Cam silmek için satılan sıvılarda bulunan amonyak aslında evimizi daha temiz değil daha kirli yaparken bizi de hasta ediyor. Bu zararlı toksin cildimize, gözlerimize, burnumuza, ağzımıza, boğazımıza ve nefes yolumuza zarar verdiği gibi bu maddenin sık sık veya çok miktarda kullanılması ise zatürre, bronşit, akciğer ödemi, kimyasal yanıklar, katarakt, korneanın zarar görmesi ve cilt kanseri gibi ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Amonyak aynı zamanda bitkilere, hayvanlara ve balıklara da zarar veriyor. Çevreye azot salgılayarak, klorlu çamaşır suyu gibi, buharlaşarak ciğerlere de zarar veriyor. Bu nedenlerle camları ya ekolojik olarak imal edilmiş cam silme sıvısıyla ya da beyaz sirke veya ekolojik bulaşık deterjanıyla silebilirsiniz.

Kumaş mobilya ve perde temizliği
Ayda bir veya iki kez kumaş koltuklarınızı ve perdelerinizi süpürün. Senelik temizliği için kumaş perdelerinizi “toksin içermeyen malzemeler” kullanılan kuru temizlemeciye götürebilirsiniz.

Deri koltuk ve kanepelerin temizliği
1/4 bardak keten tohumu yağını kaynatın. Soğumaya bırakıp, 1/4 bardak renksiz beyaz sirke ekleyin. Bu karışımı bezle yüzeye sürün, temiz bir bezle üstünden geçin.

Sabit eşya temizliği
Paslanmaz çelik, pirinç veya nikel kaplamalar için mikrofiber bez ve toksin içermeyen cam temizleyicisi yeterli. Pirinci limon ve kabartma tozu veya sirke ve tuz karışımına batırılmış yumuşak bir bezle parlatabilirsiniz.

Gümüşlerin temizliği ve parlatılması
Gümüşlerin rengi paslandığı için kararıyor. Bu renk değişimini şiddetle toksik olan gümüş temizleyicisiyle ovalamak yerine, gümüşün üzerinden bu paslanan tabakayı elektrokimyasal bir suyla temizlemek hem daha pratik, hem daha ucuz, hem de daha sağlıklı. Bu suyu hazırlamak oldukça basit: İlk olarak lavabonun veya cam bir kabın alt kısmını alüminyum folyoyla kaplayın. Sonra içine kaynar su koyun. İçine tuz (sodyum klorit) ve kabartma tozunu (sodyum bikarbonat) göz kararıyla ekleyin. Gümüşleri birbirlerine veya alüminyum folyoya değecek şekilde yerleştirin. Renkleri çok bozuk olanları beş dakikaya kadar bırakabilirsiniz. Gümüşlerin temizlendiğini görünce sudan çıkarıp, durulayıp, mikrofiber veya yumuşak bir bezle kurulayın. En kararmış gümüşlerde bile etsini görünce şaşıracaksınız. Gümüşlerinizi az nemli bir ortamda içine tebeşir koyarak sakladığınız zaman kararmasını geciktirebilirsiniz.

Toz almak
Toz, evinizdeki her türlü aktivitenin sonucunda çıkan küçük parçacıklardır. Aynı zamanda dışarıdan evinize giren polen, zehirler, ağır metaller ve evcil hayvan tüyleridir. Haftada birkaç kere toz almalısınız ki bu toksinleri evinizden mümkün olduğu kadar atabilesiniz. Toz almak için mikrofiber bezi kuru veya nemli kullanmak yeterli. Antistatik olduğu için üzerine hiçbir madde konulmadan temizler. Kapı, yüksek dolap gibi göz seviyesinin üstündeki yerlerin de tozunu almayı ihmal etmemelisiniz.

Kuru temizleme ne kadar ekolojik?
Kuru temizlemecinizi dikkatli seçmelisiniz. Birçok kuru temizlemeci toksik olan perklorat maddesini kullanıyor. Bu kimyasal, meme dokusuna hatta anne sütüne bile zarar veriyor. Ayrıca; karaciğere, böbreklere ve gözlere zarar verdiği gibi suların yüzde 90’ının kirliliğinin sebebi. Bu kimyasal kuru temizlemecide ve komşu işyerlerinde çalışanlar için de son derece tehlikeli. Kıyafetlerinizi temizletmek uğruna ödediğiniz bedel oldukça yüksek olabilir. Kuru temizlemecinizle konuşup size, kendisine ve dünyaya zararsız organik ürünler kullanmasını önerebilirsiniz. Çevrenizde organik temizlik ürünleriyle temizleyen kuru temizleyici bulamıyorsanız, kuru temizleme gerektiren kıyafetlerinizden vazgeçmeli veya çok daha nadiren giymeyi tercih edebilirsiniz. Unutmayın, sizin sağlığınız daha önemli. Organik kuru temizleyicilerden aldığınız kıyafetlerin de paketlerini evinize girmeden çıkarmalısınız. Plastikler toksinleri çektikleri için evinize toksin sokmayın. Daha organik ve yeşil olmak isterseniz, ev eşyaları dükkanlarından bulacağınız veya kendiniz kumaştan dikerek yapacağınız, kumaş kıyafet torbalarını tercih edebilirsiniz. Kuru temizleyiciye kıyafetlerinizi bırakırken kendi kumaş paketinizi de bırakıp, plastik paket yerine kıyafetlerinizin bu kumaşlarla kaplanmasını söyleyebilirsiniz. Bu yolla boşa harcanıp doğayı kirletecek plastiklerin çoğalmasına engel olursunuz.

“İnsan cildi, kendisiyle temas eden her şeyin yüzde 60’ını emiyor. Özellikle çocukların cildi yetişkinlerinkinden daha ince olduğu için daha da emici. Saç ve vücut şampuanları, nemlendiriciler ve yağlar, cilt tarafından kolayca emilebildiği için sentetik parfüm, boya ve bozulmayı önleyici kimyasal madde içeren ürünleri kullanmamanız oldukça önemli.”

Ayakkabılar hakkında
Evinizi temiz tutmak ve dışarıdan gelen pislikleri azaltmak için evinize ayakkabıyla girmemeyi tercih etmelisiniz. Misafirlerin gelişiyle limitlediğiniz zaman en azından evinizin her odası kirlenmeyecektir ve misafirler ev sakinleri kadar sık evde bulunmadıkları için sizin kadar çok kirletmeyecektir. Bir başka alternatif ise misafirlere veya evinize gelen tamircilere evinizde bulundurduğunuz galoşları teklif etmeniz. Böylece ayakkabılarını çıkarmamalarını sağlayıp onları daha rahat hissettirebilirsiniz, hem de evinizin kirlenmesini engelleyebilirsiniz. Tabii ki eski adetimiz olan terlik teklif etmek de dışarıdan evimize taşıyacağımız çeşitli mikroplardan ve virüslerden kendimizi korumamızı sağlayacaktır. Böylece sokaklardan ayakkabı ile eve taşınan zerreciklerin havada uçuşarak teneffüs yoluyla vücudumuza girmesini de engellemiş oluruz.

Adım adım çamaşır yıkama
• Kıyafetlerinizi makineye atmadan önce, fermuarlarını kapatın. Açık fermuarlar diğer çamaşırlara çarparak yıpranmalarına yol açar. Fermuarları kapatarak bu zararın önüne geçebilirsiniz.
• Çamaşırlarınızı makineye koymadan önce ceplerini tamamen boşaltın. Ceplerinde kalabilecek kağıt, ruj, anahtar gibi malzemeler, makinenize ve diğer çamaşırlara geri dönülemeyecek zararlar verebilir. Bir tek kağıt peçete bile makinelerinizin tıkanmasına sebep olabilir.
• Makineye kirlileri koymadan önce toz, kum, kurumuş çamur gibi malzemeleri üzerinden atmak için çamaşırlarınızı silkeleyin.
• Kıyafetlerinizi korumak için, ters yıkayabilirsiniz. Bu yöntem renklerinin atmasını, bozulmasını ve kıyafetlerin eskimesini geciktirecektir.
• Kıyafetlerinizi mümkünse güneş altında ters olarak havalandırın veya kurutun. Yünlülerinizi arada sırada silkeleyip havalandırın. Kullanmadığınız deri, tüylü ve yünlü kıyafetlerinizi verin. Böylece diğer elbiselerinizin kirlenmesini engellersiniz.

Oyuncak seçimini nasıl yapmalı?
Oyuncaklar, çocuğunuzun hayal gücünü geliştirmesi ve dünyasını tanıyıp, anlaması için oldukça gerekli. Oyuncak satın alırken sadece çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun olup olmadığını değerlendirmemeli, biraz daha detaya inip oyuncakların imalatlarında kullanılan malzemeleri araştırmalısınız. Özellikle ucuz olduğu için tercih edilen oyuncakların yapımlarında çocuğunuz için oldukça zararlı kimyasallar bulunuyor. Amerika’da oyuncakların dörtte üçünün işçiliğin ucuz olduğu gelişmekte olan ülkelerden ithal edildiği ve son zamanlarda yapılan araştırmalara göre bu oyuncakların şiddetli dozlarda kurşun içerdiği için dükkanlardan toplatıldığı ve satışlarının yasaklandığı sık sık duyuluyor. Amerika’da bu durum ailelerde oldukça büyük bir korku uyandırdı. Çocuk doktorlarına göre bu oyuncakların sadece evden atılması yetersiz olup, çocukların kanlarına kurşun girip girmediğinin doktorlar tarafından muayene edilmesi gerektiği önemle ve tekrar tekrar duyuruluyor. Ne yazık ki ülkemizde bu durum çok da farklı değil. Özellikle pazarlarda ve ucuz oyuncak dükkanlarında satılan ürünleri tercih etmemeli, kendini kalitesiyle ispatlamış belirli oyuncak markalarını almalısınız. Oyuncakları seçerken natürel ürünlerden yapıldığına dikkat edin. Bu ürünler tahta, pamuk, kenevir ve yünden oluşabilir. Oyuncakların boyalarının ve cilalarının toksin içermemesine, keten tohumu ve balmumu içeren cilaları tercih etmeye özen gösterin. Yumuşak plastik oyuncakları almayın çünkü bu plastikler oldukça toksik olan fitalat maddesini içeriyor. Birçok ülkede oyuncak üretiminde yasaklanmasına rağmen, ne yazık ki bebek arabası örtüleri ve bebek kıyafetleri gibi oyuncakların üretiminde hala kullanılıyor. Artık ülkemizde organik oyuncaklar daha sık görülmeye başlandı. Tercihler bu yönde olduğu zaman, satışlarında gittikçe daha da çok artış ve fiyatlarında ise azalma görülmeye başlanacak. Unutmayın ki çocuğunuza aldığınız ona zarar veren beş oyuncak yerine ona faydalı tek bir oyuncak almak uzun vadede herkes için daha karlı olacak. Hem ekonomik hem de çevreci bir yaklaşım tercih ederseniz, yeni oyuncak almak yerine akraba ve arkadaşlarınızla değiş tokuş yapabilir, ikinci el oyuncak alıp satabilir, çocuğunuzun yaratıcılığını geliştirecek oyuncakları çocuğunuzla beraber yapabilir, hamur gibi kolay yapılabilecek oyuncakları evde kendiniz üretebilirsiniz.

Pozitif Dergisi 2013/03

Yorum Ekle