Doğal Yaşam

Kimyasal yüklerinizden arının

Türlü kimyasal maddelerle kuşatılmış bir dünyada yaşıyoruz. Tabii ki böyle bir hayat sürmek zorunda değiliz. O zaman hadi iş başına…

Yazı: Ayşegül UYANIK ÖRNEKAL

İnkar etmeye gerek yok, yaşadığımız dünya kimyasallarla dolu. Sanayinin gelişmesiyle birlikte gıdadan giyime, kişisel bakım ürünlerinden ev gereçlerine dek kullandığımız birçok üründe sağlığımızı tehdit eden maddeler bulunuyor. Birçok ülke bu zararlı maddelerin kullanımını yasaklasa da halen binlerce üründe bulunuyor. Bizler her ne kadar gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak için uğraşsak da yapılan araştırmalar bunun aksini gösteriyor. 2013 yılında Kanada’da yapılan çalışma gibi… Araştırmada, yenidoğan bebeklerin kordon kanında yasaklı PCB maddesi, klorlu tarım ilaçları ve yapışmaz kaplamaların hammaddesinin de aralarında olduğu 121 kimyasal madde bulundu. Bunlar da kanser ile beyin ve sinir sistemi rahatsızlıklarına ve hormon dengesinin bozulmasına neden olabiliyor. Oysa alacağınız basit önlemlerle kendinizi ve sevdiklerinizi mümkün olduğunca kimyasal maddelerden uzak tutabilirsiniz. Nasıl mı?

Ayakkabılarınızı kapının dışında çıkartın
Gün içinde yürüdüğünüz yollarda ayakkabı tabanınıza motor yağı, böcek ilacı olan pestisitler ve çeşitli kirlerin de aralarında bulunduğu türlü kimyasallar yapışıyor. Tüm bu zararlı maddeler de ayakkabınızla birlikte evinize giriyor. Gelin kendinize bir iyilik yapın ve ayakkabılarınızı kapının dışında çıkararak, evinizdeki kir seviyesini yarı yarıya azaltın.

Organik ürünler seçin
Avustralya’da sebze, meyve, yumurta, gıda ürünleri ve günlük gazetelerdeki artık pestisit seviyesi son derece düşürüldü. Çünkü özellikle tarım kimyasallarının ailesinde öğrenme güçlüğü ve davranış sorunları ile otizm, lösemi, Parkinson hastalıklarının görüldüğü kişileri daha çok etkilediği belirlendi. Bu nedenle mutfağınıza giren besinlerin sertifikalı tarım ürünleri olmasına özen gösterin. Yapılan araştırmalar özellikle elma, çilek, armut, üzüm, salatalık, nektar, şeftali, ekmek, bisküvi, buğday, kepek, arpa, ithal çay, domates ve kayısıda yüksek oranda pestisit kalıntısı bulunduğunu ortaya koyuyor. Alışveriş yaparken zehir almamaya dikkat edin.

Yeni giysilerinizi daima yıkayın
Mağazalara girdiğinizde ya da aldığınız giysileri kokladığınızda siz de değişik bir koku alıyor musunuz? İplik ve kumaş üreticileri, ürünlerini korumak için genellikle formaldehit kullanıyor. Bu organik bileşen ise alerjik reaksiyon, göz yaşarması, sinüslerin tıkanması ve ciltte rahatsızlık verme gibi sonuçlara neden oluyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’na göre, kanser vakalarının büyük çoğunluğu da bu kimyasal maddeler sebebiyle ortaya çıkıyor. Uzmanlar yeni aldığınız giysilerinizi, özellikle de pijama ve iç çamaşırlarınızı kullanmadan önce mutlaka yıkamanızı, güneş ışığında kurutmanızı öneriyor.

Etiket okuyun
Neredeyse ağzımızdan giren her gıda maddesinin bir künyesi var. Peki biz bunlara ne kadar dikkat ediyoruz? Gıdalardaki katkı maddeleri besinlerin korunması için kullanılıyor. Birçoğu güvenli kabul edilse de bazıları astım, deri hastalıkları, sinir sistemi ve sindirim sorunlarına sebep oluyor. Yalnızca dalından koparılmış değil, işlenmiş gıdaların da incelenmesi önemli. Çünkü içine vitamin veya mineral eklenen bir gıda maddesinin doğallığından şüphe etmek gerekiyor. Mutfağınızda daha az işlenmiş ve doğal yiyeceklere yer açın. İçerisinde bisfenol (BPA) olan paketlenmiş gıdalardan ise uzak durun.

kimyasal-yuklerinizden-arinin-2

Yeni giysilerinizi kullanmadan önce mutlaka yıkayın ve onları güneş ışığında kurutun.

Doğal ürünlerle temizlik yapın
Temizlik ürünleri hayatımıza girdiği İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında mucizevi olarak nitelendiriliyordu. Bir süre sonra kimyasal savaş malzemesinden elde edilen bu ürünlere geçildi ancak bir bedeli vardı. Gelişmiş ülkelerde astım vakalarında ciddi artışlar oldu. Bu da anti-bakteriyel ürünlerin aşırı kullanımına yol açtı. Ancak EDC triklosan adlı maddeyi içeren amonyak, çamaşır suyu ve çözücüler gibi ev temizleyicileri akciğer hastalıklarına ve ciltte tahrişe yol açıyordu. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için soda, sirke, sabun ve limon gibi geleneksel yöntemleri kullanın.

Yapışmaz pişirme gereçlerine dikkat!
Dünyada son dönemde perflorlanmış kimyasalların su geçirmez mobilyalar ve giysilerin yanı sıra birçok pişirme gerecinde de kullanıldığı biliniyor. ABD’de bulunan Çevresel Çalışma Grubu tarafından yapılan bir çalışmaya göre, PFC olarak da bilinen teflon; testis, karaciğer, pankreas ve meme kanserine neden oluyor. Yapışmaz pişirme gereçlerinin yerine mümkün olduğunca emaye kaplama demir, paslanmaz çelik, seramik, cam ve döküm demir tercih edin.

Suyunuzu arıtın
Bir imkanınız olsa ve sokağınızda şehir şebekesini dağıtan su tesisatının içini görseydiniz, herhalde musluğunuzdan akan suyu içmezdiniz! Şebeke suları içinde klorin, florid, sediment, böcek ve çok sayıda reçeteli ilacın etken maddesini barındırıyor. Ayrıca ağır kimyasallar, kimyasal dengeleyiciler, demir ve pestisitler de içeriyor. Bu nedenle artık birçok kişi su arıtmanın bir lüks değil, zorunluluk olduğu fikrini paylaşıyor.

Azot atımı yapın
Mutfak dolapları, duvar boyaları ve plastik oyuncaklar VOC yani azot gazı içeriyor. Sağlık kurumlarının araştırmaları solunum yolu rahatsızlıkları, baş ağrısı, kusma ve uyuşukluk dahil pek çok sorunun bu gazdan kaynaklandığını belirtiyor. Amerikan Çevre Koruma Ajansı (EPA) ise bu listeye baş dönmesi, karaciğer, böbrek ve merkezi sinir sisteminde hasar kaybını da ekliyor. Azot atımını sağlamak için yaşam alanlarınızı havalandırın, mobilya seçerken malzemeleri iyi araştırın ve boya tercihinizi hızlı kuruyan, su bazlı yüzey kaplamaları ile boyalardan seçin.

Kişisel bakımınıza özen gösterin
Bir gün içinde kullandığınız birkaç kişisel bakım ürünüyle 200’den fazla farklı kimyasala maruz kaldığınızı biliyor musunuz? Saç bakım ürünleri, deodorant, nemlendirici, diş temizleyiciler, makyaj ürünleri ve parfüm… Bunların ucuz ya da pahalı olması da fark etmiyor. Her biri çeşitli petrokimyasallar ile sürfektan içeriyor ve ciltte tahribat yaratan, paraben gibi zararlı kimyasallardan oluşuyor. 2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre, makyaj, oje ve diğer kişisel bakım ürünlerinde tüm kimyasal maddeler bulunuyor.

Temiz hava alın
Kimyasal içeren hava temizleyiciler, parfüm, şampuan, vücut kremleri ve deodorant gibi kişisel bakım ürünleri iç çamaşırlarına nüfuz ediyor. Bu tür kimyasallar ftalat adlı, plastiği esnek hale çevirmek için kullanılan bir madde içeriyor. Ftalat; endokrin sistemde sorunlar, erkek çocuklarda inmemiş testis, kanser, doğumsal etkiler ve diğer birtakım sorunlara neden oluyor. Öte yandan üreticilerin büyük kısmı ürünlerinde kullandıkları maddelerin ne olduğunu tam olarak açıklamıyor. Bu bilgiyi imalat sırrı olarak nitelendiriyor. Kendinizi parfüm ya da deodorant gibi kişisel bakım ürünlerinde bulunan söz konusu zararlı kimyasallardan korumak için size de iş düşüyor. Örneğin, evinizin güzel kokması için hava temizleyici ürünler kullanmak yerine, bulunduğunuz mekanı bol bol temiz hava ile havalandırın. Bu sayede hava temizleyici ürünlerin içindeki paradiklorobezen adlı kimyasaldan korunabilirsiniz. Fareler üzerinde yapılan araştırmalara göre bu madde alerjileri artırıp, göz, cilt, boğaz enfeksiyonları ile böbrek ve karaciğer tümörlerine yol açabiliyor.

NELER YAPABILIRSINIZ?
Sentetik toksinlerden uzak durmak neredeyse imkansız olduğundan, vücudunuzda sağlam bir savunma sistemi kurmak önemli.
Vücudunuzu zararlı toksinlerden arındırmak için yapabileceğiniz en iyi şeylerden ikisi metabolik tipinize uygun beslenmek ve temel seviyede bazı sağlık prensipleri edinmek. Bu sayede vücudunuzdan bu kimyasalları atacak verimliliği kazanabilirsiniz.
Hepimiz ebeveynlerimizden miras olan, bize özgü bir sağlık tasarruf hesabıyla doğuyoruz. İyi beslenme ve sindirim, yeterince uyku ve gün ışığı alma, yakın çevrenizdeki kimyasalları azaltma gibi konulara özen göstererek bu hesapta birikim yapmaya devam edin. Böylece hücreleriniz ve karaciğeriniz toksinleri atma görevlerini kolaylıkla yapabilir.
Glutenden uzak durun ve sindirim sisteminizi güçlendirin. Mideniz toksinlere karşı bir huni görevi görmeli, elek değil. Sağlıklı bir sindirim sistemi vücudumuzdan toksinleri uzaklaştırmaya yardımcı oluyor. Oysa delinmiş bir mide bunun tam tersini yapıyor. Karnabahar ve brokoli gibi besinler ise içerdiği maddelerle vücudumuzdan fazla östrojeni uzaklaştırmaya yardımcı oluyor.


Pozitif Dergisi 2014/04

Yorum Ekle