Kitap

Neden olmasın?

“Yapabilir miyim, nasıl olacak acaba?” Yeni bir yola çıkarken endişelerinizi bu cümleler mi söze dönüştürüyor? Bunun yerine hem motivasyonunuzu hem de evrene gönderdiğiniz enerjiyi pozitife çevirecek soruları sorarak ihtiyacınız olan gücü arkanıza alabilirsiniz. Sahi, neden olmasın?

YAZI: Ayşegül Uyanık Örnek A l

neden-olmasin-2Bir şeyi istediğinizde ancak istemekten, hayal kurmaktan korktuğunuzda lütfen kendinize bu soruyu yöneltin, ‘Neden olmasın?’ Bir şeyin olmasının onlarca farklı yöntemi olabilir. Siz şüphesizce olacağına inanın, elinizden gelen emeği verin ve odağınızı bu yönde tutun, emin olun fırsatlarla karşılaşacaksınız. “Nasıl olacak?” sorusuna çok takılıp kalmayın. Yol, yola çıktıktan sonra aydınlanır.” Aykut Oğut’un ‘Evrenden Torpilim Var’ kitabını okuduktan sonra 15 yıllık finans kariyerini geride bırakıp yeni bir yola çıkan Mert Çuhadaroğlu söylüyor bu sözleri… Bir yandan kişisel gelişim alanında eğitim alırken bir yandan da çok sevdiği yazarlığa başlayan, üç yıla üç kitap sığdıran Çuhadaroğlu yaşam koçluğu başta olmak üzere birçok konuda danışanlarına yardımcı oluyor. Web sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden binlerce kişiye ulaşıyor. Son kitabı ‘Yarına Notlar’ da işte bu paylaşımların bir meyvesi olarak geçtiğimiz aylarda çıktı. Mert Çuhadaroğlu ile hem yeni kitabını hem de yaşama dair düşüncelerini konuştuk…

Kişisel gelişim yolculuğunuz “Bir kitap okudum hayatım değişti” cümlesinin karşılığı gibi. Bu yolda nelerle karşılaştınız?
Hayatımızda mutlu olduğumuz ve olmadığımız alanlar var. Mutlu olmadığımız alanlarda da doğal olarak bir şeyleri değiştirmek istiyoruz. Öncelikli olarak da kendimize dair bir şeyleri değiştirmekle işe başlıyoruz. Düşünceler, bakış açıları ve tepkiler değişince hayatımız da yavaş yavaş değişiyor. Kendi yolculuğumda, yolculuğun bir sonu olmadığını ve bundan keyif almanın önemini kavradım. Büyük ve önemli değişimlerin kişinin kendisinde yapacağı değişimlerle başladığını gördüm. Ben değiştiğimde geleceğimin de değişmeye başladığını deneyimledim.

“Belki herkesin koçluk almaya maddi olarak gücü yetmeyebilir. Yine de her gün kendilerine ayıracakları 15-20 dakikada sevdikleri kişisel gelişim kitaplarını veya yazılarını okuyup, notlar almaları ve ne istediklerini düşünmeleri hayatlarına büyük katkılar sağlamaya yardımcı olabiliyor.”

Yeni kitabınız ‘Yarına Notlar’ , bir yaşam rehberini, bir başucu kitabını andırıyor. Bunu özellikle mi tercih ettiniz?
2013 yazında bir gece, koçluk yaptığım bir danışanım ile telefonda sohbet ederken ona dedim ki “Yarın endişelenmek yerine en iyi ihtimalleri düşün lütfen, bu önemli bir fark yaratabilir.” Bu fikir çok hoşuna gitti ve ertesi akşam arayarak bu tarz önerileri daha çok insanla paylaşmamın yararlı olabileceğinden bahsetti. Uzun yazıları okumanın bazen zor olabileceğinden dem vurdu. Ona hak verdim ve her gece tek cümlelik kısa bir notu sosyal medyadaki takipçilerimle paylaşmaya başladım. İki yıl önce bir ağustos akşamı bilgisayarımın başına geçtim ve ‘Yarına Not’ ibaresini başına ekleyerek ilk mesajımı yayınladım. ‘Yarına Notlar’ işte böyle ortaya çıktı. Bazen aniden aklıma gelen bir cümleyi, bazen ertesi günün yazısından aklımda yer eden bir sözü paylaştım. Kitap da sosyal medyada yayınladığım notların altına üç-dört paragrafı aşmayacak şekilde düşüncelerimi ilave etmemle oluştu.

Günlük hatırlatmalar insanlara iyi geliyor değil mi?
Değişim için her gün bir şeyler yapmamız önemli. Dolayısıyla motivasyona ihtiyaç duyuyoruz. Her gün ihtiyaç duyulan motivasyonu da bu kitaptaki yazılarla vermeye çalıştım. Okuduğum kitapların, kendi yolculuğumun, danışanlarımla yaptığımız binlerce saatlik çalışmaların bir özeti gibi düşünebiliriz. Bu anlamda bir yaşam rehberi olduğunu söylemek mümkün. Başucundan ayırmayıp her gün ihtiyaç duyduğunda bir veya birkaç bölüm okuyan kişilerin motivasyonlarının ciddi anlamda artacağını düşünüyorum.
Kitapta aslında birçoğumuzun bildiği ama hayat koşturmasında unuttuğumuz, aklımıza gelmeyen öğütler yer alıyor. Deneyimlerinize dayanarak, insanlar hayatın böylesine içinde olan ve belki de her gün karşılaştığı durumları neden unutuyor?
İkinci kitabım ‘Hayatını Değiştir’de kullandığım bir sözüm var: “Unutkandır insanoğlu. En çok da kalbinin sesini dinlemeyi unutur. Potansiyelini, neler yapabileceğini unutur. Bir gün hatırlar ve her şey yeniden başlar…” Günlük hayatın koşturması ve rutini içinde hayatımız bir yapılacaklar listesine dönüşürken pek çok şeyi unutuyoruz. Unuttuğumuz en önemli şey ise kendi mutluluğumuza yatırım yapmak. Buna neden olan şey bir ölçüde de doğadan uzaklaşan, aşırı teknolojik yaşamımız. Kendimize ayıracak yalnızca yarım saat bile bulamıyoruz bazen. Bazen de unutmak, gerçeklerle yüzleşmek veya konfor alanından çıkmamak işimize geliyor. Sosyal medya hesaplarım, web sitem ve kitaplarım aracılığıyla okuyucularımı bir mola almaya ve bazı şeyleri hatırlamaya davet ediyorum.

Sevmek, sevilmek, mutluluk… Bu öğeler yaşamı nasıl etkiliyor?
Sevgi olmadan mutlu olamayacağımızı söylemek yanlış olmaz. Benim sahip olduğum tek gerçek şey sevgi; sevdiğim insanlar ve beni seven insanların varlığı… Kararlılık ve cesaretimi sevgiden alıyorum. Sevgi olunca şüphe olmuyor. Her şey sadece bir zaman meselesi, zaman da izafi bir kavram. Sevgi olunca yolu asla tek başınıza yürümüyorsunuz, bunu anlayarak yolculuğu deneyimlemek inanılmaz bir fark yaratıyor. Sevgi, geçmişle geleceği şimdide buluşturarak pek çok şeyi mümkün kılıyor. İç sesimi duymam ve dinlemem ancak bu şekilde gerçekleşiyor. Şimdi alanı, sevgi alanı olduğu için bahaneler de yer almıyor. Hayatın her anı sonsuz ihtimallerden oluşuyor. Bir taslak var, seçimlerimizle olası gelecek tek bir gerçeğe dönüşüyor. Seçimlerimizi korkuyla veya sevgiyle yapmak; aradaki farkı yaratan da tam olarak bu. Hayallerimiz hayatımız boyunca bizi yönlendirecek kadar güçlü. Eğer sevgi penceresinden bakabilirsek kararlılık ve cesaret de yol boyu bizimle oluyor. Bu yüzden sosyal medyadaki motivasyon yazılarım her gün şu şekilde bitiyor: “Sevgi ile kalın…”

Günümüz insanının ortak derdi: İş, aşk, para!
Çevremiz yüzü hiç gülmeyen, hayattan zevk alamadığı metrelerce uzaktan görülen kişilerle dolu bu dönemde. Çünkü herkesin bir derdi, aşamadığı sıkıntıları var. Uzun süredir gerek koçluk gerekse farklı çalışmalarla çok sayıda kişiyle bir araya gelen Mert Çuhadaroğlu’na günümüz insanın temel sorununun ne olduğunu sorduğumuzda ise üç kelimeyle cevap veriyor: İş, aşk, para! Çuhadaroğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sevmediğimiz işlerde çalışmak ve bizi mutlu eden bir ilişkiye sahip olmamak en temel sorunlar olarak göze çarpıyor. Biraz derine indiğimizde ise özgüven problemleri ile karşılaşıyoruz. Ayrıca para yönetimi konusunda da sıkıntı yaşıyoruz, tasarruf ve yatırım bilincimiz çok gelişmiş değil.”

“Kendimiz için bir şeyler yapmak sandığımızdan çok daha önemli. Herkese bunu anlatmaya çalışıyorum. Kendisiyle mutlu bir ilişki kuramayan insan diğer kişilerle olan ilişkilerinde de hep sorun yaşıyor. Oysa hayat büyük ölçüde insan ilişkilerinden ibarettir.”

“Neden olmasın?” sorusu sanki tüm kitabın temelini oluşturuyor. Çünkü hep bir çekince, endişe, hatta korkuyla yaklaşıyoruz hayata. Sizce de tek sormamız gereken soru bu mu?
Oldum olası kendime ve danışanlarıma “Nasıl olacak bu iş?” yerine, “Neden olmasın?” diye soruyorum. Eğer özellikleri üç aşağı beş yukarı benimle aynı kişiler bir şeyi başarmışsa, ben de yapabilirim diye düşünürüm genellikle. Hayatımızı soruların yönettiğine inanıyorum. İnsanın olabildiğince doğru soruları sorması gerekiyor kendine. Hayatta ne istediğini bilmek, farkındalık önemlidir. Farkındaysak değiştirebiliriz, yönetebiliriz. Sorgulamadığımız şeyler ise farkında olmadan bizi yönetir. Sorgulama başlayana kadar mevcut durum devam eder. “Neden olmasın?” ise kuvvetli bir sorudur. Hatta en sevdiğim sorulardan biridir. Basit gibi gözükür ama çok etkilidir. Bir şeyi istediğinizde ancak istemekten, hayal kurmaktan korktuğunuzda lütfen kendinize bu soruyu yöneltin: “Neden olmasın?” Bir şeyin olmasının onlarca farklı yöntemi olabilir. Siz şüphesizce olacağına inanın, elinizden gelen emeği verin ve odağınızı bu yönde tutun, emin olun fırsatlarla karşılaşacaksınız. “Nasıl olacak?” sorusuna çok takılıp kalmayın. Her zaman söylerim; yol, yola çıktıktan sonra aydınlanır.

Kitapla ilgili geri dönüşler nasıl?
Gayet olumlu geri dönüşler alıyorum. İki yıllık bir çabanın ürünü ve çok özgün bir çalışma. Yurt dışında bile bu formatta bir benzeri olmadığını düşünüyorum. İleride ‘Yarına Notlar 2’yi yazmayı ve mümkün olursa yabancı dillere çevrilmesini arzu ediyorum.

Okurlarınızda sizinkine benzer hikayelerle karşılaştınız mı? Yaşamınıza dokunduğunuz, derinden etkilediğiniz kişiler var mı?
Elbette! ‘Mutlulukla Değişim Programı’ adını verdiğim bir koçluk çalışması yürütüyorum. Kişinin hayatını bir bütün olarak ele aldığımız güçlü bir değişim-dönüşüm programı bu. Buraya katılmış kişilerin hayatlarında önemli değişimler yaşadıklarını ve daha mutlu olduklarını görüyorum. Ayrıca sadece kitapları okuyarak hayatlarında çok olumlu gelişmeler elde eden çok sayıda kişi de var. Zaman zaman mail atıp hikayelerini anlatıyorlar.

Yeni projeleriniz var mı?
Bir roman projem var; taslağı üzerinde çalışıyorum. Bodrum’da geçen bir hikaye. İçinde hayata dair pek çok şey ve elbette koçluk ile kişisel gelişim de olacak. Bir yıl sonra yayınlanabileceğini düşünüyorum.

neden-olmasin-3Mert Çuhadaroğlu kimdir?
40 yaşında, 15 yıllık finans kariyerini bırakıp hayallerinin peşinden giden Mert Çuhadaroğlu, uzun yıllardır ilgi alanı olan kişisel gelişimi, gerekli eğitimleri aldıktan sonra meslek olarak sürdürüyor. Üç yıldır profesyonel koçluk ve yazarlık yapan Çuhadaroğlu’nun yayınlanmış üç tane kişisel gelişim kitabı bulunuyor. Mert Çuhadaroğlu, hayattaki amacını ise “İnsanlara hayallerini gerçekleştirmeleri konusunda ilham vermek ve yardımcı olmak” olarak tanımlıyor.


Pozitif Dergisi 2015/04

Yorum Ekle