Varoluşun başlangıcını bilmek için geçmişe gitmen gerekmez, mutlak an başlangıçtır. Varoluşun ne zaman biteceğini bilmek için geleceğe gitmen gerekmez. O, bu mutlak anda sona eriyor. Her an başlangıçtır ve ortadır ve sondur çünkü varoluş her an yenidir. Her an ölüyor ve yeniden doğuyor. Her an, her şey tezahürden kayboluyor ve tekrar tezahüre geliyor.
Tartra Deneyim: Aşk Devrimi OSHO Ganj Yayınları
Artık modern fizikte Tantra yaklaşımının doğru olabileceğine, tamamen doğru olabileceğine dair söylentiler var. Her an her şey ortadan kayboluyor ve tekrar geri geliyor, aniden geri dönüyor olabilir; ortadan kayboluyor ve aniden geri dönüyor. Fakat aralık o kadar kısa ki, biz onu göremiyoruz. Tantra der ki bu yüzden varoluş taze kalır.
İnsan dışında her şey tazedir çünkü yük taşıyan sadece insandır, hafıza valizini taşır. İnsan, bu yüzden kirli, pis, dolu, yüklenmiş hale gelir; onun dışında tüm varoluş yeni ve tazedir. Geçmişi taşımaz ve geleceği hayal etmez. Basitçe buradadır, tamamen burada! Geçmişi taşıdığında, varlığının büyük bölümü geçmişe dahil olur, olmayan bir geçmişe. Ve geleceği hayal ettiğinde, varlığının büyük bölümü geleceğe dahil olur, olmayan, henüz olmamış geleceğe. Çok dağılmışsındır, bu yüzden yaşamının yoğunluğu yoktur.
Tantra der ki kişinin hakikati bilmesi için bir şey gereklidir: yoğunluk, tam yoğunluk. Bu tam yoğunluğu nasıl yaratmalı? Geçmişi bırak ve geleceği bırak. O zaman bütün yaşam enerjin küçük şimdi-burada içinde odaklanır ve o odaklanmanın içinde sen bir ateşsindir, sen canlı bir ateşsin. Sen, Musa’nın dağda gördüğü ateşin aynısısın ve Tanrı ateşin içinde duruyordu ve ateş O’nu yakmıyordu. Ateş, yeşil çalıyı bile yakmıyordu; çalı canlı, taze ve gençti.
Bütün yaşam ateştir. Onu bilmek için yoğunluğa ihtiyacın vardır, aksi halde kişi isteksiz yaşar. Tantra der ki tek bir emir vardır: İsteksiz yaşama. O, yaşamanın yolu değildir, o yavaş bir intihardır.
Yerken yoğun şekilde orada ol. Münzeviler, tantrikaları çok kınadılar; onların sadece yiyen, içen, keyif yapan insanlar olduklarını iddia ettiler. Bir açıdan haklılar fakat diğer açıdan haksızlar çünkü sıradan bir yiyen, içen, keyif yapan insanla, tantrika arasında büyük bir fark vardır.
Bir tantrika der ki bu hakikati bilmenin yoludur; yerken, izin ver sadece yeme eylemi olsun ve başka hiçbir şey değil, sonra izin ver geçmiş ve gelecek kaybolsun ve sonra izin ver, bütün enerjin yediğine aksın. İzin ver yediğine
karşı aşk, muhabbet, minnettarlık olsun. Her lokmayı muazzam bir enerji ile çiğne ve sadece yediğinin tadını almayacaksın, varoluşun da tadını alacaksın; çünkü yediğin şey varoluşun bir parçasıdır. O yaşam getirir, canlılık getirir, prana getirir. Seni saniyesi saniyesine anda tutar, canlı kalmana yardım eder, o sadece yiyecek değildir.
Yiyecek bir taşıyıcı olabilir; içinde yaşam taşır. Eğer sadece yiyeceği tadar ve onun içinde varoluşu tatmazsan, isteksiz bir hayat yaşarsın; o zaman bir tantrika nasıl yaşar bilmezsin. Su içerken, susuzluk haline gel! Ona karşı bir yoğunluk olmasına izin ver, o zaman serin suyun her damlası sana muazzam neşe verir. O damlaların boğazından geçmesi ve sana büyük bir hoşnutluk vermesi deneyiminin içinde, Tanrı’yı tadacaksın, gerçekliği tadacaksın. Tantra sıradan haz değildir: sıra dışı hazdır. Sıradan haz değildir çünkü Tanrı’nın kendisinden haz alır. Fakat Tantra der ki hayatın küçük şeyleri aracılığıyla tat alırsın. Hayatta büyük şeyler yoktur, her şey küçüktür. Küçük şeyler, eğer onun içine tümüyle, bütünüyle, eksiksiz olarak girersen büyük ve muazzam olurlar.
Bir kadınla veya adamla sevişirken, aşk ol. Her şeyi unut! O anda bırak başka hiçbir şey olmasın. İzin ver bütün varoluş senin sevişmende birleşsin. O aşkın vahşi olmasına, onu bozacak zihinden arınıp masum olmasına izin ver. Onun hakkında düşünme, onun hakkında hayal kurma çünkü bütün o hayal ve düşünme seni zayıflatır, dağıtır. Bırak bütün düşünme yok olsun. Eyleminin bütün olmasına izin ver. Sen eylem ol… Kaybolmuş, erimiş, gitmiş… Ve sonra, aşk vasıtasıyla Tanrı’nın ne olduğunu bileceksin.
Tantra der ki o içme aracılığıyla bilinebilir, o yeme aracılığıyla bilinebilir, o aşk aracılığıyla bilinebilir. Her mekandan, her köşeden, her açıdan bilinebilir; çünkü bütün açılar O’nundur. Hepsi hakikattir.
Ve en başta Tanrı Dünya’yı yarattığında, sen orada olmadığın için kendini talihsiz hissetme. O şu anda yaratıyor! Burada olduğun için talihlisin, bu anda yarattığını görebilirsin. Ve Dünya bir gürültüyle yok olduğunda bunu kaçıracağını düşünme; o şu anda yok oluyor. Her an yaratılıyor, her an yok oluyor. Her an doğuyor, her an ölüyor.
Ve Tantra der ki, bırak o senin de yaşamın olsun, her an geçmişe ölüyor, her an yeni doğuyor. Yükü taşıma. Boş kal.
Pozitif Dergisi 2015/02