Neslihan İskit

Varoluşun 5 katmanı

Yoga geleneğine göre, her birimizin beş bedeni vardır ve bunların her biri giderek incelen enerji kademelerinden oluşur. Tamamen dengeli ve sağlıklı bir hayat yaşamak istiyorsak, bedenlerimizin hepsine iyi bakmamız gerekir.

Dr. Neslihan İSKİT

Dr. Neslihan İSKİT

Bu beş bedene Sanskritçe kılıf anlamına gelen “koşa” denir çünkü her biri, kılıcın kınına girmesi gibi birbirinin içine girer. Yalnızca en yoğun olanı, bildiğimiz maddeden oluşur; diğer dördü fiziksel gözle görünmeyen enerji durumlarıdır. Ancak dikkat ettiğimizde varlıklarını içimizde rahatlıkla hissedebiliriz. İçsel bedenler yaşam boyunca refah kaynağımız ve ölümden sonraki yolculuğumuzun vasıtaları olduğundan, Hindistan’ın kadim yogileri her birini güçlendirmek ve uyumlu hale getirmek için belirli egzersizler geliştirmişlerdir.

İkinci bedeniniz
Fiziksel bedeninizi zaten biliyorsunuz. Yogada fiziksel bedene “annamaya koşa” denir (anna; gıda veya fiziksel madde anlamına gelir, maya ise “-den yapılmış” demektir). Yoga ikinci bir bedenin farkına varmanızı da sağlar. Bu, maddesel bedeninizi bir arada tutan örgütleyici alandır. Nefes alıp vermeden sindirime ve kan dolaşımına kadar tüm biyolojik süreçlerinizi yöneten yaşam enerjisidir. Buna Çin tıbbında “chi”, yogada “prana” denir. Antik Mısırlılar ise ona “ka” demişlerdir.

Akupunktur ve homeopati fiziksel bedeninizi doğrudan etkilemez; fiziksel bedeninizi etkinleştiren ve ayakta tutan yaşam gücü üzerinde etkisini gösterir. Batı’daki geleneksel doktorlar 19. yüzyıla değin yaşam gücünün öneminin farkındaydılar ancak sulfa ilaçların ve antibiyotiklerin gelişimiyle birlikte dikkatlerini insan biyolojisinin altında yatan enerji durumlarından, salt fiziksel bedenin kendisine kaydırdılar. Enerji bedenine yogada “pranamaya koşa” denir. Bu bedenin işleyişi durduğunda fiziksel bedeniniz artık çalışamaz. Kalbiniz ve akciğerleriniz durur, hücreleriniz çözülmeye başlar. Batı kültüründe hep maddesel bedenimizle özdeşim kuruyoruz fakat onu destekleyecek ve yönlendirecek prana olmadan maddesel bedenimiz birkaç dakikadan fazla hayatta kalamaz.

Yogada “pranamaya” adı verilen bütün bir alıştırma grubu, “pranamaya koşa”nın canlılığının yenilenmesine ayrılmıştır. Diyafram nefesi, tam yoga nefesi, burun deliklerini değiştirerek nefes alma gibi alıştırmalar, ikinci kılıfınızın düzgün işleyişini artırmak üzere özel olarak tasarlanmıştır. Ayrıca yaşam gücünün sağlığını korumak için bol bol temiz hava ve güneş ışığı gereklidir. Yoga metinlerinde güneşin en yüksek prana kaynağı olduğu anlatılır; ileri düzeydeki bazı yogilerin yıllarca bir şey yemeden sadece güneşin yaydığı pranayı özümleyerek yaşadığı söylenir. Ancak çoğumuz için taze, bütün gıdalar başlıca prana kaynağıdır.

Üçüncü bedeniniz
Üçüncü kılıf, yani zihinsel beden, biz otomatik olarak işlev gösterirken günlük farkındalığımızdan, duyusal ve motor faaliyetlerimizden sorumlu olan aygıttır. Beş duyumuzdan gelen girdileri işlemler ve refleks olarak karşılık verir. Çevremizi şekillendirmekten ziyade çevreye tepki vererek yaşam içinde pasif olarak ilerlerken farkındalığımız buraya odaklanmıştır. Pek çok insan ve çoğu hayvan rutin olarak bu düzeyde faaliyet gösterir.

Bu bedene “manomaya koşa” denir (düşünce süreçlerinden yapılmış beden anlamına gelir). Batı’da bizler her günkü zihinsel durumumuzu beyinle ilişkilendiririz ancak yogaya göre, bütün sinir sistemi (beyin dahil) sadece “manomaya koşa”nın faaliyetine aracılık ederek bu yüksek enerji durumunun komutlarını fiziksel beden üzerinden ifade eder. Komadaki bir hastayı gözlemlediğinizde zihinsel bedeninin ne olduğunu açıkça görürsünüz. İkinci kılıf halen işlemektedir, o nedenle hastanın kalbi atmaya devam eder, akciğerleri kasılıp gevşer. Fakat kişi dışarıdaki dünyanın farkında değildir, hareket edemez çünkü zihinsel bedenin faaliyeti durmuştur. “Pranamaya koşa” ilk nefes alışımızdan son nefesimizi verdiğimiz ana kadar çalışmaya devam eder, “manomaya koşa” ise günden güne geçici olarak kapanarak derin uyku hali esnasında kendini yeniler. Mantra meditasyonu, “manomaya koşa”nın sağlığını çok olumlu yönde etkiler. Bu içsel dünyayı yatıştırır ve dengeler; zihinsel kompleksler ve takıntılı düşünceler şeklinde oluşan enerji düğümlerini çözmeye yardımcı olur. Meditasyona çok zaman ayıran yogilerin genellikle çok az uyku ihtiyacı vardır, bunun nedeni, kısmen, zihinsel araçlarının yeni ayar yapılmış bir araba gibi en uygun düzeyde işlemesidir. Zihinsel bedenimizin besini, ona sunduğumuz duyusal izlenimlerdir. Üçüncü kılıfımızı sürekli, mesela, şiddet içeren televizyon programları ve video oyunları ile beslersek, bu kılıf gittikçe daha saldırgan uyarım biçimleri arzu edecek, daha çalkantılı hale gelecek, başkalarının çektiği sıkıntı ve acılara giderek duyarsızlaşacaktır. Üçüncü kılıfımızı çok fazla iş veya çok fazla eğlenceyle tıka basa doldurursak, bir nevi zihinsel hazımsızlık yaşayabiliriz ki sonunda kendimizi bezgin, tükenmiş hissederiz. Uyumlu bir ortam, ilginç mesleki uğraşlar, eğlenceli ve destekleyici ilişkiler zihni en uygun şekilde besler. Günlük pratyahara seansları, yani duyuların içe yönlendirilmesi ve ardından gelen meditasyon ile mükemmel içsel ayarlamayı da gerçekleştirmiş oluruz.

Dördüncü bedeniniz
Algılanması daha da güç olan “vijnanamaya koşa”dır (vijnana muhakeme veya idrak gücü demektir). Genellikle “akıl” diye tercüme edilir fakat gerçek anlamı daha geniştir; vicdan ve irade dahil bütün yüksek akıl işlevlerini kapsar. Üçüncü kılıf yani zihinsel beden ile dördüncü kılıf yani akılsal beden arasındaki ayrımı anlamayı kolaylaştırmak için “vijnanamaya koşa”nın az geliştiği kişilere bakabiliriz.

Dördüncü kılıfın etkinleşmesi, insanı hayvandan ayıran şeydir. Yalnızca insanlar içgüdülerin yönlendirmesinden kurtulup ahlaki seçimler yapma ve yaşamlarına yön verme yetisine sahiptir. Bilgeler sağlıklı bir “vijnanamaya koşa”nın gelişimini o kadar önemli görmüşlerdir ki buna yönelik alıştırmaları yoga sisteminin en başına yerleştirmişlerdir. Bunlar yama ve niyamalardır, her yoga öğrencisinin bunları taahhüt etmesi istenir: Zarar vermeme, yalan söylememe, çalmama, aşırı hazza yönelmeme, ihtiyacından fazlasını arzulamama; bunların yerine halinden memnun, temiz, özdisiplinli, çalışkan ve bağlı olmaları istenir. Jnana yoga, yani bilgelik yogası da bu koşa ile çalışır. Bu akıl yolunda manevi hakikatleri inceler, derinlemesine düşünür ve nihayetinde onları kişiliğinizin özüne dahil edersiniz. Bu yolda, manevi kavrayışınız, aklınızı besleyen gıda olur. Meditasyon uygulamanız aylara, yıllara yayılıp derinleştikçe, içsel kılavuzunuzla bağlantınız artar. Yaşamınızdaki olayları, acı verici olanları bile, sakin ve nesnel bir şekilde yaşamaya başlarsınız. Yogaya uygun yaşam tarzınız, derin düşünmeniz ve meditasyonunuz yoluyla “vijnanamaya koşa”nız daha güçlü ve dengeli hale geldikçe muhakemeniz netleşir, sezgisel iç görünüz derinleşir ve irade gücünüz artar.

Beşinci bedeniniz
İnsanların büyük çoğunluğunda beşinci kılıf hiç gelişmemiştir. Buna “anandamaya koşa” denir; ananda, yani eksiksiz manevi mutluluk, şeklinde yaşanan ve en güç algılanan bedendir. Genellikle sadece ermişler, bilgeler ve sahici sufiler anandayı günlük deneyimlerinin yaşayan bir parçası haline getirmek için gereken içsel çalışmayı yapmışlardır; çoğu insan bu düzeyde bir bilincin içlerinde var olduğunun bile farkında değildir.

“Anandamaya koşa”, yogada son derece önemlidir çünkü sıradan farkındalığımız ile yüksek Öz arasında duran nihai ve en ince perdedir. Ölüme yakın deneyim yaşamış olan pek çok kişi, parlak beyaz bir ışığın her şeyi kuşatan bilgelik ve koşulsuz sevgi yaydığını hissettiklerini anlatırlar. İşte bu “anandamaya koşa”dır. Ermişler ve sufiler zihinlerini arındırarak bu deneyimi salt ölüm sırasında bir anlığına değil hayat boyu yaşayabilmektedirler. Tantrik gelenekte, ruh genellikle ilahi bilince gömülü aşkın Tanrı, Şiva olarak simgeleştirilir. Madde/enerji ise ilahi bedeni bütün evren olan Yüksek Tanrıça, Şakti diye anılır. Birbirlerine duydukları sevginin yoğunluğu sözcüklerle anlatılamaz denir. Onların yüce aşkı anandamaya koşa olarak yaşanır ki burada ruh ve madde tutkuyla kucaklaşır.

Eksiksiz mutluluk kılıfımızı üç alıştırma yoluyla uyandırırız. İlki “seva”, yani özgeci hizmettir. Bu, kalbimizi öteki varlıklarla olan, doğuştan gelen birliğimize açar. İkincisi “bhakti yoga”, yani Tanrı’ya adanmadır. Bu, kalbimizi her yeri kaplayan İlahi Varlık ile olan birliğimize açar. Üçüncüsü “samadhi”, yani yoğun odaklı meditasyon, kalbimizi ilahi varoluşumuza açar.

Sağlık ışıltısı
Çok boyutlu bir varlıksınız. Farkındalığınız pek çok ayrı düzlemde kendini gösterir. Yoga sizi kendinizle tanıştırır, varoluşunuzun her düzeyinde tam anlamıyla ve incelikli yaşamak üzere eğitir. Fiziksel bedeninizi güçlendirip uyumlu hale getiren hatha duruşlarından yaşam gücünüzü dengeleyip canlandıran nefes tekniklerine, zihninizi sakinleştirip temizleyen meditasyon uygulamalarından içsel bilgi ve birlik dünyasının kapılarını açan öz-inceleme ve özgeci sevgiye, yoga bütünsel bir sistemdir ve kişiliğinizin her yönünü geliştirip bütünleştirir. Beş bedeninizi ve içsel özünüzü (ki bunun farkındalığı hepsine ışık tutar) tanıyarak aydınlanmış bir yaşamın sağlığını ve doyumunu yaşayabilirsiniz.


Pozitif Dergisi 2015/02

Yorum Ekle