Hepimiz kalp hastalıklarını önlemek için “Beslenmenize dikkat edin, spor yapın, sigara içmeyin” gibi tavsiyeleri duymuşuzdur. Ama bu kalpsağlık denkleminde birçoğumuzun bildiğinden fazlası var. Kalp, ojas’ın bulunduğu yer olduğu için (ojas bize güçlü bir bağışıklık, zeka, şefkat veren, “aura”mızı yani beden enerjimizi sağlayan yaşam özsuyudur), herhangi bir şekilde (stres, etrafımızdakilerle veya dünyayla sağlıksız ilişkiler yoluyla) kendi özümüzle uyumumuzu kaybettiğimizde, acısını bedenimiz, özellikle de kalbimiz çekiyor.
Ayurvedic Healing (Ayurvedik Sağaltım) kitabının yazarı David Frawley, “Kalp, duyguların organı olduğu için, kalp hastalıklarının duygusal sebepleri her zaman ilk önce göz önüne alınmalıdır” diyor.
Bunu söyleyen sırf bir avuç filozof değil; bilim insanları ve araştırmacılar da kalp hastalıklarıyla dar bir grubun anlayabileceği düşünülegelmiş tavsiyeler arasında doğrudan bağlantılar olduğunu tespit etmiş durumda…
1- Sakin olun ve stresi dizginleyin
Söylemesi kolay ama günlük stres düzeyini azaltmak, bütün doşaları dengede tutmanın ve kalbinizi sağlıklı kılmanın anahtarıdır. Çok sayıda araştırma, stres ile kalp hastalıklarının bağlantılı olduğunu gösteriyor. Circulation dergisinde yayımlanan güncel bir araştırmaya göre, ruhsal sıkıntı kalbe giden kan akışını önleyerek koroner kalp hastalığı olan kişilerin ölüm riskini artırabiliyor. Ohio Devlet Üniversitesi’nde yapılan ve Psychophysiology dergisinde yayımlanan bir başka araştırmada ise stres yüzünden bedenin kalbe zarar veren yağları kan dolaşımından temizlemesinin daha uzun sürdüğü belirtiliyor.
The Complete Book of Ayurvedic Home Remedies (Evde Hazırlanan Bütün Ayurvedik Şifalar Kitabı) kitabının yazarı, Ayurveda uzmanı Vasant Lad, stresi azaltmak için her gün şavasana (yogada dinlenme pozisyonu) yapılmasını öneriyor. Sessizce sırt üstü uzanıp kollarınız yanlarda, yavaş yavaş nefes alıp verin. Nefesi içinize çektikten sonra, vermeden önce olan kısa, doğal duraklamada birkaç saniyeliğine sessiz kalın. Bunu günde en az 10 ila 15 dakika yapmayı öneren Lad, “Bu uygulama sakinleştirir ve dinlendirir, bunlar da kalbi iyileştirir” diyor.
Stresi azaltmanın bir başka basit yolu da gülmekten geçiyor. Araştırmalara göre, kalp hastalığı olan kişiler, çeşitli durumlarda, aynı yaşta kalp hastalığı olmayan kişilere kıyasla yüzde 40 daha az gülüyor.
2- Yakınlığa zaman ayırın
Başkalarıyla duygusal bağ kurun. Araştırmalar gösteriyor ki duygusal olarak yalıtılmış olan kişilerin kalp hastalığından ölme riski, insanlarla bağlantıda olduğunu hissedenlere kıyasla iki ila üç kat artıyor. Bir kulübe, bir gruba üye olmak insanları yüksek tansiyon halinde bile kalp hastalığından ciddi oranda koruyor.
“Yalıtılmışlık hissini güçlendiren her şey kronik strese yol açıyor, genellikle de kalp hastalığı gibi rahatsızlıklara neden oluyor. Öte yandan, gerçek yakınlığa götüren ve kişiye başkalarıyla bağlantıda olduğunu hissettiren her şey de iyileştirici olabiliyor” diyen Reversing Heart Disease (Kalp Hastalığını Tersine Çevirmek) kitabının yazarı, ünlü kalp uzmanı Dr. Dean Ornish sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yakınlık kurabilmek, uzun zamandır duygusal sağlığın anahtarı olarak görülüyor. Ben bunun kalp sağlığımız için de elzem olduğuna inanıyorum.”
3- Öfkenizi kontrol altında tutun
Pittalar dikkat! Tipik bir pitta özelliği olan çabuk sinirlenmenin, kalp hastalıklarında anahtar bir risk etkeni olduğunu tespit eden araştırma yakın zamanda Archives of Internal Medicine dergisinde yayımlandı. Çalışmadaki erkek katılımcılardan stres karşısında çabuk sinirlenenlerin vakitsiz kalp hastalığı geliştirme olasılığı, daha sakin olanlara kıyasla üç kat fazla olarak belirlendi. Araştırmacıların teorisi, stres hormonlarının kan damarlarını daralttığı ve kalbi daha fazla çalışmaya zorladığı yönündeydi. Derin nefes alıp verme, meditasyon ve günlük yoga yoluyla öfke kontrol altında tutulabilirken, Vasant Lad, pittaları yatıştırmak için de şu tarifi veriyor: “Bir bardak üzüm suyuna yarım çay kaşığı kimyon, yarım çay kaşığı rezene ve yarım çay kaşığı sandal ağacı tozu ekleyin. Pittaları yatıştıracak bu serin içecek, kızgınlık hislerinizin durulmasına yardımcı olacaktır.”
Ayurvedic Healing (Ayurvedik Sağaltım) kitabının yazarı David Frawley, “Kalp duyguların organı olduğu için, kalp hastalıklarının duygusal sebepleri her zaman öncelikle göz önüne alınmalıdır” diyor.
4- Aklınızı değil, kalbinizi izleyin
“İçinden gelmiyor” sözü boş yere söylenmemiş. Ne zaman başkalarını memnun etmek için bir şey yapsanız, kelimenin tam anlamıyla, acısını kalbiniz çeker. “Sürekli dışarıya kendini haklı göstermek için bir şeylere çabalamak stres, kaygı, endişe ve depresyona sebep olur, ki bu da kalp hastalıklarına katkıda bulunabilir” diyor Dr. Ornish. “Mutluluğu yanlış yönde arıyor olabilirsiniz.” Bu düşünceye, Hindistan’ın kutsal yazıtları olan Upanişadlar’da da rastlanıyor. David Frawley, “Kalbimizde hissettiğimiz şey, gerçekte kim olduğumuzun ölçüsüdür. Aklımızda düşündüklerimizse genellikle yüzeysel bir izlenimden fazlası değildir. Duyularımız aracılığıyla içimizden gelip geçer” diye anlatıyor. Kendi iç huzurunuzu, özdeğerinizi, mutluluğunuzu fark edin ve kalbinize sadık kalın.
Pozitif Dergisi 2014/04