Bilinçaltı

Egoyu serbest bırakın

Hayatımız aslında çok kolay olabilir. Tabii egomuzu serbest bırakmayı başarırsak… Çünkü egonun kulaklarımıza fısıldadıkları dengemizi bozuyor, bizi öfkeli, kızgın ya da üzgün hale getiriyor.

Yazı: Nuran Anette BATU

Şu durumu hayal etmeye çalışın: Kardeşiniz sizi bir etkinliğe davet ediyor, siz de hafta sonu meditasyon kursuna katılacağınız için gelemeyeceğinizi e-posta yoluyla bildiriyorsunuz. Kardeşiniz “Sorun değil, o zaman biz de rahat rahat konuşabileceğiz” şeklinde cevap veriyor. Ve gülen surat eklemeyi de ihmal etmiyor. Şaka yaptığını anlar mısınız? Yoksa kırılır mısınız? “Demek ki herkes çok fazla konuştuğumu düşünüyor. Anlaşılan o ki beni sevmiyorlar. Küçükken de sürekli çenemi kapatmam gerektiğini söyleyip duruyordu zaten” gibi karanlık düşüncelere mi kapılırsınız? Ona kötü bir cevap mı gönderirsiniz? Yoksa olup bitenleri konuşmadan huzura kavuşamaz mısınız?

egoyu-serbest-birakin-2Hemen yargılamayın!
Kişisel gelişim koçu Rick van Asperen’e göre, önceki sayfada saydığımız tepkiler ego tatmini ve halüsinasyondan başka bir şey değil. Kardeşiniz aslında bir şaka yaptı, siz de buna gülebilirdiniz. Ama duygularınız bir olayı hatırladı. Bu durumu geçmişteki bir deneyimle bağdaştırıyorsunuz. Mantığınız ise olumsuz tabloyu tamamlıyor. Ve bir anda yeniden yedi yaşındasınız. Aklınızdan şu düşünce de geçebilirdi: “Harika, gelemeyeceğim için bana kızmıyorlar.” Seçim sizin. Ancak verilen cevabın farklı bir biçimde yorumlanması hiç de kolay değil. Kendinize “Evet bu doğru, çok açık sözlüyüm. Benim ilgi odağı olduğumu düşünüyorsa da bundan ben sorumlu değilim. Belki bir dahaki sefere ona daha fazla söz hakkı tanıyabilirim” de diyebilirsiniz. Rick van Asperen, ego tatminini şöyle açıklıyor: “Gerçeği, eski acıların oluşturduğu bir duvak arasından görüyoruz. Bastırılmış duygular, kanılar ve özlemlerin tümü en derinimizde yatıyor. Kritik durumlarda da ortaya çıkıyor. Tamamen bilinçsiz bir şekilde. Örneğin eşimize gösterdiğimiz öfkenin, çocukluğumuzda hazmedemediğimiz bir deneyimden kaynaklandığını fark etmeyiz. Eski ego motifleri bizi yanıltıyor.” Ancak bu ego tuzağından kurtulmanın bir yolu var. Rick van Asperen, başkalarının gösterdiği tepkileri yargılamamanızı ama bunları dikkatli bir şekilde incelemenizi öneriyor. Bir kişinin söyledikleri ya da yaptıklarının arkasında hangi ihtiyaçların saklandığına bakmak gerekiyor. Bir örnek verelim: Annenizin sizi aradığında “Yaşıyor musun?” demesinden nefret mi ediyorsunuz? “Benimle konuşmak istiyorsan, sen neden aramıyorsun?” şeklinde düşünüyor olabilirsiniz. Belki de anneniz sizinle daha sık iletişime geçmek istiyor ama bunu söylemekten çekiniyor. Siz de annenizi daha sık arayabilirsiniz. Rick van Asperen’in ego tedavisi, Budizm’den ilham alıyor. Fakat tedavinin amacı, her şeyi bilen ve her şeyi affeden biri olmak değil. Net bir şekilde iletişim kurmayı öğrenebilirsiniz. Sadece başka insanlarla değil, kendinizle de. Birisi sizi güya incittiğinde veya saldırdığında, verilen mesajın altındaki anlamı çözmeye çalışabilirsiniz. Bunu başardığınızda yüzeyi kıracak ve daha net göreceksiniz. Duygusal tepki vermeden önce sakinliğimizi koruduğumuzda, bazı durumları yanlış değerlendirdiğimizi anlarız ve öğreniriz. Böylece kendi mutluluğumuza engel olduğumuzu da görürüz. Duyular, insanları birçok kez yanıltabilir. Bazı şeyleri aslında var olmadıkları halde varmış gibi hissedebilir, aslında var olan şeyleri ise görmezlikten gelebiliriz.

Yaşam sevincine giden yoldaki engeller
Rick van Asperen, en yaygın 10 ego tuzağını ve uygun çözümleri belirledi. Bizi rahatlatan ve hayatımızı kolaylaştıran düşüncelere bir göz atalım…

1- Ego tuzağı: Benim için bunu yapmanı istiyorum.
Çözüm: Kendi ihtiyaçlarımı anlamak ve karşılamaktan ben sorumluyum. Başka biri benim için bunu yapamaz.
2- Ego tuzağı: Kendimi böyle hissetmem senin suçun.
Çözüm: Duygularımı, olaylara yüklediğim anlamla kendim yarattığımı anlıyorum.
3- Ego tuzağı: Bunu yapmak zorundayım.
Çözüm: Korkularımı serbest bırakırsam, seçeneklerimin bolluğunu görebilirim.
4- Ego tuzağı: Kendi ihtiyaçlarımı tatmin etmeye çalışmam bencilliktir.
Çözüm: Kendime ve başkalarına ihtiyaçlarını kabul etmek için fırsat tanıyorum.
5- Ego tuzağı: Bunu veya şunu yapmadığımda huzursuz oluyorum.
Çözüm: Huzurlu olmak, hapsolmak değildir. Huzur, ilham ve dünyaya net bir bakış açısı için temel oluşturur.
6- Ego tuzağı: Bunu kendime ispat etmeliyim.
Çözüm: Sınırlarımı aştığımda gücümü, yeteneklerimi hiç kimseyle kıyaslamak zorunda değilim.
7- Ego tuzağı: Herkes görüyor.
Çözüm: Kendimi ve başkalarını algılama şeklim durumdan duruma değişiyor. Bunu kavrayabiliyorum.
8- Ego tuzağı: Bu gerçekten böyle. Bundan eminim.
Çözüm: Asla bütün gerçeği bilemem, geçmişte de birçok kez yanıldım.
9- Ego tuzağı: Hep böyle kalacak.
Çözüm: Belirli durumlarda bazı şeylere tutunmaya yatkınım. Böylece kendime şans tanımıyorum.
10- Ego tuzağı: Başka insanlardan daha değersiz/ değerliyim.
Çözüm: İnsanların arasında birçok farklılık bulunuyor ama duygu ve ihtiyaçlarımıza baktığımızda, hepimiz aynıyız.

Çocukluğumuzun motifleri
Rick van Asperen ve ekibi, kişiliğimizin düşünce ve kanılardan oluşan karmaşık bir yapı olduğuna inanıyor. Kişiliğimiz gerçeğe değil, kendi imajımızı nasıl gördüğümüze dayanıyor. Egoyu yanıltan yedi hassas ego “kancası”; düşünceler, duygular, davranışlar, ses tonu, duruş, mülk ve paradan oluşuyor. Yaşadığımız olaylara dayanan hikayeler yaratıyoruz. Belirli bir durumda, örneğin bir toplantıda, kendinizi bir anda ezik hissedersiniz. Zihninizde “Daima kaybeden benim” düşüncesi belirir. Aslında çoktan unutulmuş gibi görünen olaylar kendinizi bugün kötü hissetmenize yol açan programları harekete geçirir. Yaşam sevincinden uzaklaşırsınız. Egonuz sizi gereksiz acılarla dolu bir yolculuğa çıkarır. Bu durumda sadece iki davranış alternatifiniz vardır: Kendinizi ya aşağılarsınız ya da yanınızdaki kişileri alt etmeye çalışırsınız.

Her şey illüzyon
Hepimiz belirli deneyimlerle şekillendiriliyoruz. Yedi ego “kancası” ile kendinize göre bir kimlik oluşturursunuz. Kimliğiniz gerçeğe veya ihtiyaçlarınıza değil, kendinizi nasıl gördüğünüze ve bağlı olduğunuz kişilere dayanır. Bu imaj; söylediklerinizle, başka insanlarla olan ilişkilerinizle, hatta para harcadığınız nesnelerle pekiştirilir. Böylece zamanla bir hikaye dizisi meydana gelir. Ve bu hikayelerin tümü sadece belirli düşüncelere dayanır. “Ego striptizi” ise boşaltmakla ilgilidir. Kendinizle ilgili anlattığınız hikayelerden uzaklaşırsınız. Hayal ürünü olan o kişiye elveda deyip aslında hep olduğunuz kişi haline gelirsiniz. Bunu başarmak için, belirli şeylerin ancak siz ona anlam yüklediğiniz için anlamlı olduğunu kavramanız gerekir. Günlük yaşamda sürekli kendimiz veya başkaları hakkında ürettiğimiz fikirleri savunmaya ve haklı çıkarmaya çalışırız. Bu nedenle kendimizi aşağılarız ya da başkalarına hükmederiz. Ancak bütün hikayelerimizin ve yorumlarımızın hayal gücümüzün ürünü olduğunu anladığımızda egomuzu “soymaya” başlayabiliriz. Belki de o zaman gerçek ihtiyaçlarımızı keşfedip, bilinçsiz olarak hep özlemini duyduğumuz hayatı yaşayabilmek için stratejiler geliştirebiliriz. Birlikte yaşadığımız insanlara da aynı şansı tanırız. Örneğin, arkadaşınız sizi hafta sonu arıyor ve birlikte alışverişe çıkmak için ısrar ediyor. Tek başına gitmek istemiyor ve eğlence arıyor. Fakat dinlenmeye ihtiyacınız var. Bu noktada her iki ihtiyacı karşılamak için bir çözüm bulmaya çalışabilirsiniz. Arkadaşınıza öğleden sonra alışverişe çıkmayı teklif edebilirsiniz. Böylece öncesinde dinlenmek için fırsatınız olur. Ya da arkadaşınıza başka biriyle alışverişe çıkıp akşam da bir kadeh şarap için size uğramasını önerebilirsiniz. Hayatınızı kendi ihtiyaçlarınıza göre şekillendirmek size uçuk bir fikir gibi mi geliyor? Aslında bu yöntem her şeyi kolaylaştırır. Ego tuzağına düşenler, başka insanların kendilerinden beklediği hayatı yaşar. “Ego striptizi” ise sizi gerçekten değerli olan şeylere, gerçek ihtiyaçlarınıza ve yaşam sevincine yaklaştırır.

TEST NASIL BİR EGOYA SAHİPSİNİZ?
Egonuz günlük yaşamınızda nasıl bir rol oynuyor? Aşağıdaki cevapların hangilerinde kendinizi buluyorsunuz? Sonuçlar bölümünde, daha iyi bir hayat yaşayabilmenizi sağlayacak öneriler bulacaksınız.

1- Pazar günü öğlen kanepeye uzanıp kitap okumak istiyorsunuz. Ama muhasebe işleri ve ütülenmesi gereken çamaşırlar sizi bekliyor. Ne yaparsınız?
1- Spora gidip, sizi bütün işlerle yalnız bırakan eşinize kızarsınız.
2- Kendinize bir fincan çay demleyip, sakin bir şekilde hangisini önce yapmak istediğinize karar verirsiniz: Okumak mı çalışmak mı?
3- Önce muhasebe işlerini halledersiniz, sonra da ütüyü. Okumak için size yeterince zaman kalacağını umarsınız.

2- Bir arkadaşınız dikkat antrenmanına katılıyor. Sürekli bu konuda konuşuyor ve herkese antrenmanı öneriyor. Tutumunu biraz rahatsız edici buluyorsunuz ve bunu açıkça söylüyorsunuz. Arkadaşınız, “Ama senin kadar utangaç ve içine kapanık bir insana böyle bir kurs gerçekten faydalı olabilir” diye cevap veriyor. Tepkiniz ne olur?
1- Arkadaşınıza antrenmanla ilgili en çok neden hoşlandığını ve beklentilerini sorarsınız.
2- Arkadaşınızdan uzak durursunuz. Çevrenizde olduğunda daha saldırgan bir tavır sergilersiniz.
3- “Derdi ne? Benim beklentilerim çok yüksek değil ki!” şeklinde düşünürsünüz.

3- En yakın arkadaşınız cuma öğleden sonra sizi arıyor ve hafta sonu için planlanan buluşmaya katılamayacağını bildiriyor.
1- Arkadaşınıza hafta sonunuzu berbat ettiği için kızarsınız.
2- Kaçmaya çalıştığını düşündüğünüz için moralinizi bozarsınız.
3- Kendinize bir smoothie hazırlayıp, kanepeye oturup ve film izlersiniz.

4- Tüm aileniz, babanız, anneniz ve kardeşleriniz yoga yapıyor. Fakat siz yoga sonrasında kendinizi dinlenmiş hissetmiyorsunuz. Ne yaparsınız?
1- Kendinize daha uygun bir rahatlama tekniği ararsınız. Bunu yaparken kalbinizin sesini dinlersiniz.
2- Kişisel mantranız sizin de huzur ve rahatlığa kavuşmanızı sağlayacaktır, beklersiniz.
3- Özel yoga dersleri alarak başarılı olabileceğinizi ispatlarsınız.

5- Tam yürüyüşe çıkmak üzereyken komşunuz kapıyı çalıyor…
1- Komşunuzu içeri davet edip, ona kahve yaparsınız. Bütün günü onunla sohbet ederek geçirirsiniz.
2- “Neden hep cumartesi öğleden sonra geliyor? Yürüyüş yapmak istediğimi bilmesi gerekir!” şeklinde düşünür ve kızarsınız.
3- Komşunuza temiz havaya ihtiyaç duyduğunuzu söylersiniz ve size eşlik etmesi için yürüyüşe davet edersiniz. Böylece sohbet edebilirsiniz.

6- Arkadaşınızla oldukça hararetli bir tartışma içerisindesiniz. Görüşleriniz daha farklı olamazdı…
1- En sonunda pes edersiniz. Ne de olsa arkadaşınız sizden 10 yaş büyük ve daha görmüş geçirmiş biri.
2- “Nasıl bu kadar kör olabilir?” şeklinde düşünürsünüz.
3- Açık fikirli kalmaya çalışır, arkadaşınızın görüşlerini anlamak için ona sorular sorarsınız.

7- Ergenlik çağındaki çocuğunuz, eve erken gelmek zorunda olduğu için küplere biniyor. Grubundaki arkadaşları eve daha geç dönebiliyormuş. Çocuğunuz açıkça sinir bozucu olduğunuzu söylüyor.
1- Çocuğunuzu aşırı koruyup korumadığınızı sorgulamaya başlarsınız.
2– Çocuğunuza fırça atarsınız ve söylediklerinin sizi etkilemediğini açıklarsınız.
3- İkinizi de memnun edecek bir çözüm ararsınız.

8- Hafta sonunu sevgilinizle şehir dışında geçirmeyi planlıyorsunuz. Sevgiliniz dağcılık yapmak istiyor, sizin tercihiniz ise şehir turundan yana. Nasıl davranırsınız?
1- Sevgiliniz daima kendi bildiğini okur. Dolayısıyla onunla birlikte dağa çıkarsınız.
2- Kendinize kızarak ve ter içinde dağın tepesine tırmanırsınız. İçinizden küfredersiniz ve bir daha asla böyle bir şeye ikna edilmeyeceğinize karar verirsiniz.
3- Dağda yer alan tarihi bir şehir bulursunuz. Sevgiliniz orada dağcılık yapabilir, siz de gezebilirsiniz.

Kadınların işi hiç bitmez. Sabahları çocuklara kahvaltı hazırlarlar, işe giderler, süpermarkete uğrarlar, yemek ve temizlik yaparlar, çamaşır asarlar…
1- Yavaşlamanız gerektiğini anlıyorsınız ve rahatlamak için gerekli kararları verirsiniz.
2- Yorucu olsa da başka seçeneğiniz olmadığını düşünüyorsunuz.
3- “Neden bütün işleri hep ben yapmak zorundayım?” diyerek, çevrenizi sizi gerektiği kadar desteklemediği için suçluyorsunuz.

10- Küçükken sürekli kavga ederdiniz. Anneniz kız kardeşinizin üniversitede doktora derecesini kazandığını anlatıyor. Nasıl tepki verirsiniz?
1- Annenize kız kardeşiniz kadar entrikacı biri olsaydınız, daha iyi bir işe sahip olacağınızı söylersiniz.
2- Kız kardeşiniz için sevinirsiniz. Bildiği alanda ilerlediğinde nasıl mutlu olduğunu biliyorsunuz.
3- “Bak işte, çok ballı. Ona her şey kendiliğinden gelir” dersiniz.

SONUÇLAR
1- çoğunluktaysa
Duygularınızın nedenlerini sizin dışınızda olan şeylerde aramaya meyillisiniz. Sık sık “Aman Tanrım, çok sinir bozucu biri” ya da “Bunu bana nasıl yapabilir?” veya “Ne kadar bencil biri!” şeklinde düşünüyorsunuz. Bunlar size tanıdık geliyor mu? Duygularınız geçmişteki deneyimlerinize dayanıyor ve karşılanmamış ihtiyaçlara işaret ediyor. Sürekli başkalarını değerlendiriyor ve yargılıyorsanız kendi ihtiyaçlarınıza olan bağı kaybedersiniz ve onları karşılamak daha da zorlaşır. Öfkeli olduğunuzda kendinize şu soruyu sorun: “Şu anda kendime bilinçsiz olarak söylemek istediğim nedir?” veya “Şu anda gerçekten ne istiyorum?” O zaman kendi ihtiyaçlarınızı başkalarının duygularıyla bir araya getirebileceğinizi görürsünüz. Bu da ilişkilerinizi zenginleştirir.

2- çoğunluktaysa
“Merhaba, ego striptizcisi!” Egonuzu açığa kavuşturmaya devam etmelisiniz. Sürekli yargılamanın ilişkilerinizi zenginleştirmediğini, ne sizi ne de başkalarını mutlu ettiğini anladınız. İhtiyaçların kavgalarla çözülemeyeceğine inanıyorsunuz, bazı tartışma stratejileri faydalı olsa bile. Ancak stratejinin altındaki ihtiyacı aradığınızda daima herkesi memnun eden bir çözüm bulursunuz. Başkalarına da gerçek isteklerini keşfedebilmelerinde yardımcı olabilirsiniz. Doğru yoldasınız!

3- çoğunluktaysa
Olaylar istediğiniz gibi gelişmiyorsa suçu genelde kendinizde arıyorsunuz. Belki de tam olarak ne istediğinizi bilmiyorsunuz. Başkaları tarafından beğenilmek istiyorsunuz ama ne şekilde? Gerçek ihtiyaçlarınızın ne olduğunu ve hayatınızda nasıl bir rol oynadığını analiz etmelisiniz. Kendinize biraz zaman ayırın, düşünün ve sizden daha akıllı, çekici, güçlü ya da her ne olduğunu düşündüğünüz kişilerden etkilenmeyin. Aslında hepimizin ihtiyaçları birbirine benzer.

Pozitif Dergisi 2013/02

Yorum Ekle