Enerji

Bir enerji alışverişi tüm yaşananlar

“Senin enerjin, benim enerjim, ortamın enerjisi, enerjim çok yüksek, enerjim bloke olmuş, nazar değmiş, maşallah…” Sahi biz neden bahsediyoruz? Nedir bu enerji ve nasıl işliyor? Alman Hipnoz Birliği kurucu üyelerinden ve Praxis koçu, eğitmeni ve danışmanı olan Sedef Onar ile enerjileri ve özellikle negatif enerjilerin bizi nasıl etkilediğini konuştuk.

Sedef Ona

Sedef Ona

Yaşam enerjisi (Orgon enerjisi) nedir? Yaşam enerjisi; yabancı öğretilerde ‘baraka’, ‘prana’, ‘vril’, ‘chi’ gibi isimlerle tanıdığımız, Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin Dünya’ya gönderdikleri, gökyüzündeki yer ve durumlarına göre farklılaşma gösteren, her canlı ve cansız maddeye etki eden milyarlarca nötrinodan oluşan ve insanların, hayvanların, bitkilerin yaydıkları organizma enerjisi ile etkileşim halinde olan/oluşan enerjidir. Nötrinolar ışık hızına yakındır ve elektrik yükü sıfırdır. Önceleri teori olan nötrinolar fizikbilimciler tarafından da fotoğraflanmıştır. İnternet üzerinde arama motorlarında bu fotoğrafları görebilirsiniz. Sadece canlılarda değil, cansız diye öğrendiğimiz taşlar, kristaller, metaller, madenler, tuz ve suyun da frekansı/dalgaları canlılar kadar etkileşir. Kısaca canlı, cansız her maddeye etki eden bu enerji ve bu etkileşim ile ortaya çıkan enerjiler ‘yaşam enerjileri’dir. Nasıl etki eder? Bir bebek anne karnından çıktığı anda bedenine ilk çarpan/etki eden nötrinolar onun astrolojik haritasını belirler. Bu etkileşim ömür boyu sürer. Zaman zaman astroloji ile ilgilenenlerden duyduğumuz “A gezegeni B noktasında önümüzdeki dönemde xxx etkisi yapar” gibi yorumlarda da bu etkileri bir noktaya kadar takip edebiliriz. Bebek; çevresindeki insanların, hayvanların, bitkilerin ve maddelerin enerjisi ile de etkileşir, hisseder, öğrenir. Doğal olan ortam budur. Sağlıklı yani elektromanyetik etkinin azaltıldığı ortamlar yaratmak neden önemli? Böyle ortamları nasıl yaratırız? Elektromanyetik alanları temizlemenin farklı farklı yolları var ve bu konuyla ilgili sayısız ürün var. Ben 10 yıl kadar önce Orgon enerjisi ve Orgonitlerle tanıştım. İlk keşfeden Avusturyalı bilim adamı Wilhelm Reich olmuş. Önceleri Orgon akümülatörleri yapıp, tedavilerde ve özellikle kanser tedavisinde kullanmış. O bilgiler ışığında Don ve Carol Croft, ‘orgonit’leri yapıp geliştirmişler. Altın, gümüş, demir, bakır, pirinç gibi metalleri kristallerle ve bazen şifalı taşlarla reçine içinde birleştirerek yapılıyor. Reçine sertleştirici ile karıştırılıyor. İçine malzeme yerleştiriliyor, sertleşinceye kadar kademe kademe bekleniyor. Reçine bu süre içinde reaksiyona giriyor, ısınıyor ve sertleşirken kristalleri sıkıştırarak polarize ediyor, dolayısıyla kristallerin etkisi daha yoğun oluyor. Bu noktada kullanılan kristaller ve taşların ve metallerin kalitesi önemli. Bu reçine -ki doğru reçine karışımının önemi burada- dışarıdaki elektromanyetik dalgalarla sağlıksız hale gelmiş olan bu enerjiyi ,DOR (Deadly Orgon)’u çekiyor ve içindeki metaller ve kristallerle nötralize ediyor ve POR (Pozitive Orgon) olarak dışarı veriyor. Orgonit’ i evinizin ortasına, odanızın herhangi bir yerine, dizüstü bilgisayar veya elektronik aletlerin yoğun olduğu yere koyarak ‘elektrosmog’la mücadele etmek benim için en kolay yolu oldu. Bunları yurt dışında duyduğumda önce kendim için hazırlattım, arkasından deneme amaçlı yapmaya başladım. Doğru malzemeyi bulabilmek oldukça uzun zaman alıyor. Yurt dışında edinilen bu tecrübelerle bir yıl önce de talep üzerine İstanbul’da üretmeye başladım.

NAZAR BONCUĞUNDAN AYNALARA
Negatif enerjiyi nasıl hissederiz? Yabancı enerjiler bizi allak bullak edebilir, yorabilir, iç huzursuzluğu yapabilir. Kısaca o anki durumumuzda açıklanabilecek herhangi bir sebebi olmayan (bir hastalık, bir üzüntü gibi) etkileşimde kendinizi iyi hissetmiyorsanız sizin bedeninizin negatif kabul ettiği bir enerjiye maruz kalıyorsunuz demektir. Hatta bu enerjilerden korunmak için nesiller boyu takılar taşınmış ve dekorasyon manzarası olarak kullanılmış. Anadolu’da çok yaygın olan nazar boncuğu ve birçok kültürde insanların üzerlerinde ayna taşımaları gibi. Aynaların geri yansıtma özelliği dolayısıyla beden enerjiden etkilenmeden geri yansıtma özelliği var. Negatif enerjiden korunurken olumlu enerjileri de itme ihtimalimiz var mı? Herkes için negatif ve pozitif farklıdır. Kime göre pozitif, kime göre negatif? Biz olduğumuz gibi doğruyuz. Yabancı enerjilere ihtiyacımız yok. Onları bloke ettiğimizde kendi gücümüzü daha iyi kullanabiliriz. Yabancı enerjiler her ne şekilde olursa olsun bizi allak bullak edebilir. Hani derler ya, “Çocuğa en çok annenin nazarı değer” diye. Annenin çocuğunun kötülüğünü istemesi mümkün mü? Ama bilinçaltı korkuları ve bu korkulardan yaydığı enerjileri bilemeyiz. O yüzdendir ki eskiden bebek beşiklerinin üstünde ayna olurmuş. Bize iltifat eden birinin dahi bilinçaltında neler olduğunu, bizi bırakın kendisi bile bilmeyebilir! Hatta herkes bir kontrol etsin kendini; laf olsun diye yapılan iltifatlar, ağızdan çıkan sözlerle düşündükleri, hissettikleri ne kadar örtüşüyor? Ben, aynaların gücünü ve tarihteki yerini öğrendiğimden beri bedensel negatiften korunmak için aynalı kolye kullanmayı tercih ediyorum. Elektrosmog için de senelerdir evimde, ofisimde, sık sık telefon görüşmesi yapmak zorunda kaldığım otomobilimde ve hatta üzerimde Orgonite kullanıyorum. Her birimizin kendince doğru bulduğu bir şekilde bedenini ve yaşam alanlarını sağlıksız, negatif enerjiden arındırması çok önemli.

NEGATİF ENERJİYİ HİSSEDERSİNİZ
Negatif enerji deyince ne anlamalıyız? Ruh, beden, zihin sağlığımızı, düşüncelerimizi, yaşam şeklimizi olumsuz etkileyen, bize zarar verdiğini hissettiğimiz ve hatta bazen hissedemediğimiz enerjiler negatif enerjileridir. Herkes için algıda ufak farklılıklar olabilir. Negatif enerjileri şöyle sıralayabilirim: Elektronegatif Günümüzde elektromanyetik dalgalarla, kullandığımız kablolu-kablosuz her türlü elektronik aletle, prize taktığımız her fişle elektrosmog üretiyoruz. Bu da bedenlerimizi, zihnimizi, ruhumuzu yoruyor, yıpratıyor. Gerginlik, ağrılar, uykusuzluklar gibi etkilerini hissedebiliyorsunuz. Bedensel negatif Bir de bedenden bedene enerji akışı var. Etrafımızdaki insanların duyguları, düşünceleri, bilinçaltındaki hırs ve kıskançlıkları -ki bilinçaltımız da bir enerji yayar ve çoğumuzun burada neler olduğundan kendimizin bile haberi yoktur -o andaki enerji durumları bizimle ve bizimki de onlarla etkileşir.

YA BEN NEGATİFSEM?
Biz de başka insanlara negatif enerji yayabiliriz. Kendimizde bunu nasıl fark ederiz ve düzeltiriz? “İnsanlar kendilerini benim yanımda nasıl hissediyorlar?” Eğer bu sorunun cevabını objektif olarak verebiliyorsak farkındayız demektir. Ama burada gerçek objektiflikten bahsediyorum, sözde değil. Savunma mekanizmalarımız bizi üzmemek için yanıltabilir ve canımızı yakmak yerine pışpışlayabilir. Yaşamda her nereye bakarsanız bakın dualite var. Siyah-beyaz/iyi-kötü/ güzelçirkin/ gece-gündüz/melek-şeytan… Biz de bunları içimizde barındırıyoruz. Hepimizin her iki durumu da yaşadığımız hal ve durumlar olacaktır. Burada farkındalık devreye giriyor:
Andaki durumum ne?
Kendimi nasıl hissediyorum?
Etrafıma ne yayıyorum? Bu bana ve aileme, başkalarına nasıl yansıyor? Ben bu halimden mutlu muyum? Ne yapmalıyım?
Problem odaklı mı yoksa çözüm odaklı mıyım?
Şu anda en çok kimi, neyi kıskanıyorum? Neden?
Şu anda en çok kimi, neyi seviyorum? Neden?
Şu anda nefret ettiğim kimse, olay var mı? Neden?
Kime bağımlıyım? Neden?
Özgür müyüm? Neden?
Ben, benim her şeyimi bilen can dostum olsaydım, bana ne derdim?

Pozitif düşününce pozitif oluyor mu gerçekten? Aslında günümüzde herkes defalarca duyduğu ‘yüzünüzden tebessüm eksik olmasın’ı uygulasa bile anında enerjisinin değiştiğini fark edecek. Günümüzde dünyada bu kadar olumsuz şeyler yaşanırken gülümsememizi her gün biraz daha kaybediyoruz ancak ruh halimizi düzeltmemiz gerekiyor. “Pozitif düşün pozitif olsun” gibi herkesin ağızına sakız olmuş ama uygulanmayan, sadece dile dolaşan cümlelerin dünya barışına faydası yok. Bunun cümle değil, yaşam tarzı olması önemli. Bilinçaltı ve düşüncelerimizin enerjisi ağzımızdan çıkan ama uygulamadığımız cümlelerden daha etkili…


Pozitif Dergisi 2015/04

Yorum Ekle