Gezi

Ekonomisi de ruhu da zengin bir şehir

Tüm özlemlerimizin bir arada toplandığı bir şehir Montréal… Bir yandan güçlü bir ekonomi, diğer yandan zengin bir sanat yaşamı ile nezaket, sakinlik ve huzur… Bu şehirde gürültü, bağrış çağrış ve korna sesleri yadırganıyor. En coşkulu toplu aktivitelerde bile saygılı olmak, herkesin hakkını düşünmek ve nazik davranmak tüm insanların ortak tavrı.

Yazı: Saime ÖZMEKİK

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-2

Üç yıl üst üste yaz mevsiminde gittiğim ve hiç doyamadığım, pozitif enerji yüklü, doğa harikası bu şehir hakkında yazmak beni çok heyecanlandırıyor. 10 saat süren uçak yolculuğum mutluluktan adeta birkaç saatlik süreye iniyor ve her seferinde keşfedeceğim yeni yönlerini merakla hayal ediyorum. Bu yazıyı yazarken de aynı heyecanı, mutluluğumu tekrar hissediyorum; gördüklerimi, yaşadıklarımı sizlerle paylaşmaktan büyük haz duyuyorum.

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-3

Montréal, Türk turistlerin fazla ziyaret etmediği bir şehir olduğundan kısaca şaşırtıcı birkaç bilgi vermek istiyorum:
1- Montréal, Kanada’nın Fransızca konuşulan eyaletlerinden Québec’in en önemli şehirlerinden biri. Fransızca ve İngilizce’yi benimsemiş, iki dilli bir şehir ancak yasal dili Fransızca ve orada yaşamak için Fransızca bilmek gerekiyor. Herkes mükemmel İngilizce bilmesine rağmen sosyal hayatta Fransızca konuşuluyor.
2- Politik olarak Kanada’nın geri kalan kısımlarının aksine sol görüş hakim. Ayrıca Québec’lilerin kültürleri Kanada’nın geri kalanından tamamen farklı. Sosyal düzenin ağır bastığı bu bölgede, kapitalizm beğenilen ve istenen bir düzen değil. Sosyal devlet anlayışında olduklarından dayanışma, barışçıl yaklaşım ve kadın hakları büyük önem taşıyor.
3- Montréal bir kutup şehri değil. Her mevsim hakkıyla yaşanıyor. Yazlar çok sıcak, baharlar ılıman ve kış da çok soğuk.
4- Montréal büyük bir ada, dolayısıyla her yerde martılara rastlamak mümkün.
5- Dünyanın en iyi 50 üniversitesinin ikisi bu şehirde bulunuyor (McGill Üniversitesi-Montréal Üniversitesi). 6- Senede 100’den fazla sayıda düzenlenen uluslararası festivalleriyle dünyanın en büyük sanat şehirlerinden biri.
7- Montréalliler’in en çok değer verdiği konular: Québec bölgesinin Kanada’dan ayrılması ve bağımsızlığa duyulan özlem, sosyal dayanışma, Québec dilini koruma ve geliştirme, kadın hakları, sağlık sistemi, yaz ve kış açık hava sporları, doğal yaşamın korunması ve geliştirilmesi, göçmen hakları ve göçmenlerin sosyal yaşama kazandırılmaları, yerel kaynakların geliştirilmesi.

Montréal, yaz aylarında hemen hemen her gün coşkulu ve aksiyonlu, uluslararası sanat festivallerinin yapıldığı bir şehir. Devasa sahnelerde caz, pop, rock müzik konserleri, defileler, tiyatro ve çocuk festivalleri hemen hemen her gün birbirini takip eder biçimde düzenleniyor. Bu aktivitelerin çoğunun ücretsiz olması insanların az parayla kaliteli bir hayat sürmelerini sağlıyor. Tüm bu dinamik sanat yaşamına rağmen, sakinliğinin, nezaketinin ve huzurunun şehir kültürünün ana parçası olduğu herkesçe kabul edilmiş bir gerçek. Bu şehirde gürültü, bağrış çağrış veya korna sesi yadırganıyor ve ayıplanıyor. En coşkulu toplu aktivitelerde bile saygılı olmak, herkesin hakkını düşünmek ve nazik davranmak tüm insanların ortak tavrı. Montréal insanının nezaketi benim kendi ülkemde çok özlem duyduğum bir şey. Eskiden İstanbul’da olduğu gibi, hafif gülümseyerek nazikçe insanların birbirlerine yol vermeleri, kapı tutmaları, yer vermeleri bu şehirde olağan davranışlar. Montréal’in en büyük güzelliklerinden biri de kültürel mozaik olması, her ülkenin kendi kültürünü yaşama arzusunun devlet tarafından büyük destek görmesi. Sadece Montréal’de değil, Québec eyaletinin genelinde her etnik değerden insanı temsil eden bir dernek, burs program, sanat festivali ve gazete bulmak mümkün. Devletin ana amacı insanları; huzurun, eğitimin, kültürün, sanat aktivitelerinin en çok olduğu ve kalitenin ücretsiz sunulduğu rahat bir ortamda yaşatmak. Kültürel festivallerde her ülkenin folklorik giysilerle yaptıkları gösteriler, konserler ve yöresel yemekler devlet tarafından karşılanıyor ya da çok ucuza sunuluyor. Beni en çok etkileyen Karayipliler ve Kızılderililer’in festivalleriydi. Kızılderililer’in dansları ve gösterileri, yaşlıların el işleri bende muhteşem anılar bıraktı. Karayipliler’in ise giysileri ve kıvrak danslı, müzikli konserleri harikaydı. Bu müzikleri saatlerce dinleyebilirim ve doyamam. En çok sevdiğim ise etli, baharatlı, az pişmiş sebzeli ve meyveli yöresel yemekleri oldu.

Şehir kültürünün hayranlık yaratacak bir diğer önemli özelliği ise, insanlar arasındaki dayanışmaya verilen önem. Arkadaş grupları ve arkadaşlık burada çok önemli…

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-4

Dünya mutfakları bir arada
Montréal’de her ülkeden değişik yemekler yemek bir lüks değil, şehir hayatının bir parçası. Tüm ülke insanları sadece festivallerde değil, evinin yanındaki bakkalda ya da marketlerde kendi ülkelerinin yöresel ev yapımı yemeklerini bulabiliyor. Burada bakkallar hala mevcut. Her çeşit yiyeceğin satıldığı uygun fiyatlı restoranlar, marketler, bakkallar ve dünya mutfağına ait ne varsa her şeyi, her istediğiniz an, hem de ucuza bulmak mümkün. Bir Japon restoranının yanında Beyrut restoranı olması bir sürpriz değil. Şehir kültürünün hayranlık yaratacak bir diğer önemli özelliği ise, insanlar arasındaki dayanışmaya verilen önem. Arkadaş grupları ve arkadaşlık burada çok önemli… Birlikte kahvaltı etmek, seyahate çıkmak, kullanılmış eşya değiş tokuşu, kaliteli ve ucuz ikinci el mağazaların çokluğu bunları kanıtlıyor. Her açıdan paylaşıma çok değer veriliyor. İnsanlar sıkıldığı eşyalarını çok eskimeden birbirlerine parasız veriyor, bazen bunu bir arkadaş toplantısı haline getirip, birlikte kahve içip bunu kutluyorlar.

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-5Ekonomileri de ruhları da zengin
Ekonomik olarak gelişmiş ülke olmak, insanların duygularını köreltmemiş, aksine onlar duygularını ve ruhsal seviyelerini de yükseltmişler. Gönüllülerin katkılarıyla kurulan ücretsiz meditasyon merkezleri ve yoga salonlarıyla, meydanlarda ve parklarda Thai Chi yapan gruplarla karşılaşmak mümkün. Her mahallede en az üç adet, her ay içeriği yüzlerce kitap, DVD ve CD’lerle yenilenen devlet kütüphanesi bulunuyor. Bu kütüphanelerde her yaşa hitap eden bedava kurslar veriliyor, konferanslar düzenleniyor. Bir gece geç vakit festivalden dönerken parkta yere oturmuş bir kalabalık gördük. Büyük bir sinema perdesinde bir film seyrediyorlardı. Merakla yakınına gittiğimizde ruh, beden ve zihin sağlığıyla ilgili belgesel gösterildiğini anladık. Fransızca olduğu için izleyemedik. Bir arkadaşımız, “Biraz daha kalsaydınız İngilizcesi de veriliyor, izleyebilirdiniz” dedi. Montréal’in ana dili Fransızca olmasına rağmen, herkes İngilizceyi harika konuşuyor ve sadece İngilizce bilmeniz turist olarak size yetiyor.

Montréal’de doğa bir bütün olarak algılanıyor, insan nasıl duyguları olan bir varlıksa hayvanlar ve bitkiler de duyguları olan varlıklar olarak değer görüyor.

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-6

Parklarda hayat var
Montréal’in parkları büyüleyici. Devasa ağaçlarla çevrili parklarında internet olduğundan parklarda çalışan insanlar görmek mümkün. Ayrıca parklarda birçok aktivite oluyor. Ücretsiz dans kursları, çocuklar için kukla gösterileri, hikaye okuma organizasyonları, serinleme ve su oyunu havuzları… Tüm bu aktiviteler mahalle parklarında ücretsiz yapılıyor. Tabii ki parkların olmazsa olmazı ise spor aletleri ve spor yapan insanlar. Montréal şehri insanı yaz-kış açık havada spor yapmayı çok seviyor. Bu şehirde bulunan çok özel bir eğitim kurumundan bahsetmezsem Montréal’i çok eksik anlatmış olurum. Dünyanın en büyük sirk ve palyaço okulu burada… Özellikle Montréal’e gelip de Cirque du Soleil gösterisi izlemezseniz büyük bir aktiviteyi kaçırmış olursunuz. Dünyada biletleri yok satan ve çok pahalı olan bu sirkin okulu ve merkezi Montréal’de. Her zaman turnelerde olsalar da zaman zaman merkezlerinde de gösteriler düzenliyorlar. Ben de biletleri her zaman yok satan bu sirki izleme şansı yakaladım. Hayal dünyamı zorlayan ve genişleten unutulmaz bir deneyimdi. Bir insanın inançla ve azimle neler yapabileceğini görmek için bu sirkin gösterisine mutlaka gidilmeli diye düşünüyorum. Montréal’in parklarında sirk okulu öğrencileri düzenli olarak pratik yapıyorlar. Onları parklarda izlemek de çok keyifli. Montréal’ de mahallelerde bulunan dev parkların yanı sıra çok büyük bir botanik parkı da var. Bu bahçede dünyaca ünlü bir böcek müzesi bulunuyor. Böcekler alemini de öğrenebileceğiniz konferanslar ve gösteriler düzenleniyor. Özellikle çocuklar için yapılan yaz kampları imrenilmiyecek gibi değil. Bu şehirde bisiklet günlük hayatın bir parçası… Yolların bisikletlilere ayrılmış bölümleri var. Fazla tepesi olmayan bu yemyeşil şehri bisikletle bir baştan bir başa gezmek de çok büyük bir keyif. Çoğu insan bisikletleriyle tüm ihtiyaçlarını görebiliyor.

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-7

Doğanın ruhuna saygı duyuluyor
Montréal’de doğa bir bütün olarak algılanıyor, insan nasıl duyguları olan bir varlıksa hayvanlar ve bitkiler de duyguları olan varlıklar olarak değer görüyor. Gölleri, devasa ağaçları, bitkileri, çiçekleri, büyüklü küçüklü hayvanları, toprakları ve kayaları bir insan gibi korunuyor, kollanıyor ve son nefesine kadar yaşatılıyor. Göllerinde plajları, piknik alanları olan, ormanlarında hayvanlar ve ağaçları yaşatmak için özel bakım yapılan, büyük ormanlarda bile insanların doğayı capcanlı yaşamalarını sağlamak için yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve tuvaletleri bulunan, hayvanları rahatsız etmeden izlemek için dürbün temin edilebilen doğal parkları var. Sayısı 500’ü aşan ulusal parklarında çok ucuz fiyatlara kamp kuruluyor ya da içinde her şeyi olan küçük kulübeler kiralanıyor. Arabalarda egzozun yasak olmasından dolayı şehir havası tertemiz ve her yerde çeşmelerden su içmek mümkün.

Doğada var olan her şeye sevginin, saygının, nezaketin gerçek olduğu bu şehirde insan huzur, mutluluk ve güven buluyor. Her şeyden önemlisi geleceğe karşı umut besliyor.

ekonomisi-de-ruhu-da-zengin-bir-sehir-8

Hayvanlar da bu şehri seviyor
Bu şehirde hayvanlar da büyük keyifle yaşıyor. Parklardaki köpek havuzları ve bu havuzların olduğu parklara giden otobüslere köpek alınması, parklardaki sincap ve martılar başta olmak üzere birçok değişik kuş türünün bolluğu onlara verilen değeri kanıtlıyor. Köpeklerin parklardaki havuz sefası sonrası ıslak tüylerle otobüse binip, sıra halinde en arka cama ön ayaklarını dayayıp dışarıyı seyretmelerini görmek benim için çok büyük bir zevkti. Bazı marketlerin önüne bağlanan ve sahibini bekleyen köpekleri ise her geçen kişinin köpek beklerken sıkılmasın diye okşaması ve eğlendirmesi bu şehir insanının nezaketini ve duygulu yapısını gösteriyordu. Doğada var olan her şeye sevginin, saygının, nezaketin gerçek olduğu bu şehirde insan huzur, mutluluk ve güven buluyor. Her şeyden önemlisi geleceğe karşı umut besliyor. Herkesin bu müthiş coğrafyayı görmesi veya bir süre orada eğitim programlarına katılması, sosyal hayatını yaşaması dileğiyle.


Pozitif Dergisi 2014/04

Yorum Ekle