Osho

Tepki vermek değil, eylemde bulunmak

Eylem yalnızca sessizlikte ortaya çıkar. Eğer sessiz değilsen -nasıl sessizce oturup ya da sessizce durup meditasyon yapılacağını bilmiyorsan- yapıp durmakta olduğun her şey bir eylem değil, tepki olacaktır. Tepki verirsin. Birisi sana küfreder, düğmene basar ve sen tepki verirsin. Kızgınsın onun üzerine atlarsın; kalkıp onu bir eylem olarak mı adlandıracaksın? O bir eylem değil, hatırlatırım, o bir tepki. O hükmedici ve sen de hükmedilensin. O bir düğmeye bastı ve sen bir makine gibi işledin. Tıpkı düğmeye basarsın ve lamba yanar. Ve düğmeye basarsın lamba söner. İnsanların sana yaptığı bu. Onlar seni açıyor, seni kapatıyor.

tepki-vermek-degil-eylemde-bulunmak-2Osho Farkındalık -Ganj Yayınları tarafından derlenmiştir.

Birisi gelir ve sana methiyeler düzer egonu şişirir ve kendini çok harika hissedersin. Sonra birisi gelir ve sende bir delik açar ve sen dümdüz yere yapışıverirsin. Kendinin efendisi değilsin. Herhangi birisi aşağılayıp seni üzebilir, kızdırabilir, keyfini kaçırabilir, rahatsız edebilir, saldırganlaştırabilir, çıldırtabilir. Ve herhangi birisi överek seni zirvede hissettirebilir, Büyük İskender’in senin yanında bir hiç olduğunu bile hissettirecek kadar muhteşem olduğunu hissettirebilir. Ve sen başkalarının senin üzerindeki yönlendirmelerine göre davranıyorsun. Bu gerçek eylem değildir.

Buda bir köyden geçiyordu ve insanlar gelip onu aşağıladı. Kullanabilecekleri tüm aşağılayıcı sözcükleri kullandılar; bildikleri tüm küfürleri sıraladılar. Buda orada durdu, sessizce ve dikkatlice dinledi ve sonra, “Bana geldiğiniz için teşekkürler ama acelem var. Bir sonraki köye ulaşmak zorundayım insanlar beni orada bekliyor olacak. Bugün size daha çok zaman ayıramayacağım ama yarın geri dönerken daha çok vaktim olacak. Eğer söylemek isteyip de söyleyemediğiniz bir şeyler kaldıysa yarın yeniden toplanabilir ve bana söyleyebilirsiniz. Ama bugün için beni mazur görün” dedi.

İnsanlar gözlerine, kulaklarına inanamadılar: Bu adam tamamen etkilenmeden, rahatsız olmadan kalmıştı. Birisi sordu: “Bizi duymadın mı? Seni herhangi bir şeymişsin gibi taciz ediyoruz ve sen yanıt bile vermedin!”
Buda dedi ki: “Bir yanıt istediysen geç kalmış durumdasın. 10 yıl önce gelmiş olman gerekirdi o zaman seni yanıtlardım. Ama bu 10 yıldır başkaları tarafından yönlendirilmeye bir son verdim. Artık bir köle değilim, ben kendimin efendisiyim.Ben kendime göre davranıyorum, başka kimseye göre değil. Ben kendi içsel ihtiyaçlarıma göre davranıyorum. Beni bir şey yapmaya zorlayamazsın. Beni taciz etmek istediniz ve ettiniz bunda yanlış hiçbir şey yok. Tatmin olmuş hissedebilirsiniz; işinizi mükemmel yaptınız. Ama benim açımdan bakıldığında, ben bu aşağılamaların hiçbirini üzerime almıyorum ve ben onları almadığım müddetçe de bir anlamları yok.”

Birisi seni aşağıladığında bir alıcı haline gelmek zorundasın, onun söylediğini kabul etmek zorundasın ancak o zaman bir tepki verebilirsin. Ama eğer kabul etmezsen, sadece karışmadan durursan, mesafeyi korursan, sakin kalırsan sana ne yapabilir?
Buda dedi ki: “Birisi yanan bir meşaleyi nehre atabilir. Nehre ulaşana kadar meşale yanık kalır. Nehre düştüğü anda tüm ateşi söner; nehir onu soğutur. Ben bir nehir oldum. Bana aşağılamaları fırlatırsınız; onları fırlattığınızda onlar ateştir ama bana ulaştıkları anda benim serinliğimin içinde ateş kaybolur. Artık acıtmazlar. Siz dikenleri atarsınız; sessizliğime düşünce onlar çiçeğe dönüşür. Ben kendi yaradılışımın doğasından hareket ediyorum.” Kendiliğindenlik budur.

Pozitif Dergisi 2014/01

Yorum Ekle