Röportaj

Kişisel gelişim ne değildir?

Shrl br degnek m, br kandırmaca mı? Yoksa zorlu br yolculugun adımları mı? Sah nedr ve daha da önemls ne degldr bu kssel gelsm?
DERLEYEN: YAPRAK ÇETİNKAYA

Br gün fark ettk k ‘kssel gelsm’ dye br kavram hayatımıza grverms. Nereden çıktı? Neden htyaç duyuldu? Pek tam olarak nedr ‘kssel olarak gelsmek’? Bazıları onu anlamaya çalısırken bazıları neden yok saymak styor? Ksnn kendsne dönmek m onu korkutan? Belk de br sektöre dönüsen bu alanda yasanan bazı deneymler nsanları önyargılı olmaya zorluyor. Kssel gelsmn ne oldugu degl, ne olmadıgına ısık tutarsak daha aydınlatıcı olur dye düsündük ve bu alanda çalısan brçok sme bu soruyu sorduk. “Neyms bu kssel gelsm?” demeye ve Poztf dergsn okumaya yen baslayanlardansanız bu yazı sze rehberlk edecek. Yıllardır kendnzle lglenyor, ktaplar okuyor, hatta çalısmalara katılıyorsanız bu yolda düstügünüz tuzaklar olup olmadıgı hakkında da fkr vereblr. Keyfl okumalar…

kisisel-gelisim-ne-degildir-2“KİŞİSEL GELİŞİM ALANINDA ÇALIŞAN İNSANLARIN HAYATLARI HER ANLAMDA MÜKEMMEL OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR.”
Esin Çağlayan/Reiki Master “Atalar ne demiş? (Hoca) Ele verir talkını, kendi yutar salkımı. Son dönemin spiritüel eğitimcileri de bu gruba giriyor. Sonuçta onlar da tekamül ve aydınlanma yolculuğundalar ama aydınlanma yolu her zaman en kolay yol değildir. Bu işe kendini adayan insanlar da birçok hata ve birçok deneyim yaşadıktan sonra geçtikleri yolda arkadan gelenlere rehberlik ederler. Ancak kendi yolculukları da hala devam ettiği için hayatlarında iniş çıkışlar, dalgalanmalar olacaktır. Yani bizim anladığımız manada hep mükemmel bir hayatları olamaz.

kisisel-gelisim-ne-degildir-3“NEGATİF OLAYLARI GÖRMEZDEN GELMEK, ‘POLLYANNA’CILIK OYNAMAK DEĞİLDİR.”
Mehmet Bayramoğlu/Kişisel Dönüşüm Koçu
“Negatif olarak nitelenen olayların bazıları kişiyi doğrudan etkiler ve şahsi çözüm gerekir. Bunları görmezden gelmek, bu olayların kişinin üzerindeki olumsuz etkisini gidermeyeceği gibi durumu daha karmaşık ve çözülmesi zor hale getirebilir. Böyle bir durumda, elimizdeki Pollyanna karakterinin iki farklı yüzünden biri ortaya çıkar. Bu Pollyanna, durumu olduğu haliyle görmeyi reddeden, en olumsuz görünen olayda bile olumlu taraflar bulup kişiyi çözümden uzaklaştıran ve eylemsiz kılan bir karakterdir. Diğer taraftan, birtakım negatif olaylar vardır ki kişiyi dolaylı yollardan etkileyebilir. Bunlar kişinin birey olarak tek başına çözebileceği ya da çözmesi gereken olaylar değildir. Bu tip olaylar çevrenin, arkadaşların, medyanın kanalları vasıtası ile ulaşır ve kişiyi olumsuz yönde etkileyebilmenin yanı sıra görmezden de gelinebilir. Böylesi durumlarda kişinin karşısına Pollyanna’nın diğer yüzü çıkar. Bu Pollyanna size ait olmayan ve çözme sorumluluğunu taşımadığınız olayları görmezden gelip kendinizi olumsuzluklardan korumanız gerekliliğini hatırlatan karakterdir. Burada önemli olan olumsuzluklara karşı kişinin sergilediği tavırdır. Bireysel anlamda sorunların farkında olup olayın sorumluluğunu alan ve çözüm odaklı hareket edenler Pollyanna’ya zaten ihtiyaç duymazlar. Bu tip insanlar kendi hayatlarının sorumluluğunu üstlenerek kendilerini iyi hissettirecek olayları yaratanlardır. Olumsuz durumları ve olayları da çözüm odaklı yaklaşımlar sergileyerek olumlu hale çevirebilirler. Bu tip insanları Pollyanna olarak nitelemek büyük haksızlık olur. Öte yandan, negatif olay ve durumlar kişinin kendi sorumluluk alanında olmasına karşın, bunları çözmek ve harekete geçmek yerine eylemsizliği haklı çıkaracak mazeretler üreten kişilerin Pollyanna eğilimi göstermelerine sıklıkla rastlanır. Kişi karşılaştığı olumsuzlukların nedenleri ile dürüstçe yüzleşip üstesinden gelmeye çalışmadıkça ister kurban ister Polyanna olsun, bu olumsuzlukların etkisini yaşamaya uzun süre mahkumdur. Kişinin tek başına çözemeyeceği ya da çözmesinin gerekmediği olay ve durumlarda sergilediği tavır ise tamamen bireysel sorumluluk ve kendini koruma bilincinden kaynaklı bir tercihtir. Bu tavrı da Pollyanna ile ilişkilendirmek çok doğru olmaz. Sonuç olarak Pollyanna sadece ve sadece eylemsiz kalan ve çözüm yerine mazeret üreten insanların kendilerini gerçekliklerden soyutlayabilmek için kullandığı bir karakterden öte değildir. Yaşananlar sadece yaşananlardır. Yaşananları olumlu ve olumsuz olarak ayrıştıran kişinin kendisidir.”

kisisel-gelisim-ne-degildir-4“’HER ŞEY OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLMAKTADIR’ DEYİP PASİF KALMAK VE ‘POZİTİF DÜŞÜN, POZİTİF OLSUN’A İNDİRGENECEK KADAR BASİT DEĞİLDİR.”
Zekiye OLGAÇAY/ Dönüşümsel Yaşam Koçu ve Regresyon Terapisti
“‘Tanrılar Okulu’ adlı kitapta yazar şöyle der: ‘Kölelikten çıkışın ve özgürlüğe yeniden kavuşmanın zamanı. Bu bir insanın aklına getirebileceği en büyük serüvendir. Öz bütünlüğünü yeniden ele geçirmek. AYIL artık! Kendine karşı ayaklan ve kendi devrimini gerçekleştir!’ ‘Kişisel Gelişim’ olarak adlandırılan çalışmalar aslında bu dünyanın bugüne kadarki oluş halinin dönüşüm yolculuğu, bir ‘kurtuluş savaşı’dır. Bu dünyanın olduğu gibi olmasına sebep olan insanın oluş halinin, karanlığının dönüşmesi çalışmasıdır. İçimizde taşıdığımız korku, kızgınlık, hayal kırıklığı, ihtiras ve benzeri tüm yanların dönüşerek ışık tarafımız ile bir olmasıdır. Bu, bir insanın belki de yapabileceği en yoğun ve zorlu yolculuktur, onun için de ‘kahramanın yolculuğu’dur. Rahatlık alanından çıkmak, hayallerinin peşinden gitmek, kendi gerçeğini ve potansiyelini gerçekleştirmek, özgür olabilmek ve vardığı bu noktada yaşadığı sevgi halini dünya ile paylaşabilmektir. İçimizde ne varsa dışarı o yansır. En basitinden, iyi ve mutlu bir haber aldığınız veya aşık olduğunuz gün etrafınıza nasıl davranırsınız, terk edildiğinız gün nasıl davranırsınız, bir değerlendirin? Dışarısı ile ancak içinizde olanı paylaşabilirsiniz. Bu yolculuk kendi kendinin ustası olma yolculuğudur. Mesela harika bir otomobiliniz var ama direksiyona geçtiğinizde kendi istediği yere gidiyor, siz onu kullanamıyorsunuz, kafasına göre takılıyor. Otomobil istediği kadar harika olsun, büyük olasılıkla sizi varmak istemediğiniz bir yere götürecektir. İstediğiniz yere varırsanız bu, şans eseri olur. Biz bedenimiz içinde, bu otomobilde gibiyiz. Bu otomobili doğru kullanmayı becerebilmek ise ustalıktır. Bu aşamaya geldiğinizde zaten tüm düşüncelerinize hakimsinizdir ve arzuladığınız realiteyi yaratabilirsiniz. Bu aşamaya gelmek ise yaşamın sebebi ve yolculuğun esasıdır, birçok aşamadan, inisiyasyondan geçmeyi gerektirir. Dolayısıyla kişisel gelişim alanında özünde gerçek ama çoğu zaman tam anlaşılamayan ‘pozitif düşün pozitif olsun’ yaklaşımı doğrudur ama esas mesele bu noktaya varabilmektir. Ve evet, her şey olması gerektiği gibi olmaktadır. Sizin göreviniz, sonuç deneyimlemek istediğiniz gibi değilse bu fırsatı değerlendirmek, içsel olarak buna sebep olan içinizdeki oluşumları dönüştürmek ve yaşadığımız bu boyutta konu ile teslimiyet içinde kalarak gerekli aksiyonları almaktır.”

kisisel-gelisim-ne-degildir-5“HAYATTA HER ŞEYİN MÜKEMMEL OLMASINI SAĞLAYACAK SİHİRLİ BİR DEĞNEK DEĞİLDİR.”
Alegra Benardete/ Transformal Nefes Eğitmeni
“Yaşamda en temel ihtiyacımız; kendimizi tanımak, bilmek, anlamak ve kendi potansiyelimizi nasıl ortaya çıkartacağımızı keşfetmek yolunda ilerliyor olmaktır. Yaşamın içinde karşılaştığımız, bizi zorlayan olaylar, durumların üstesinden nasıl geleceğimizin ve fırtınaların içinden geçerek nasıl sakinliğe kavuşacağımızın yollarını bulmaya yönlendirir bizleri. Kişisel gelişim çalışmaları, olanı olduğu gibi kabul etme yetisini geliştirmemize yardımcı olur, dolayısıyla yaşama farklı bakış açısından bakmamızı sağlar. Sorun odaklı değil, çözüm odaklı bir yaşama geçmemizi ve enerjimizi gerçekleştirmek istediğimiz konulara ve durumlara odaklamamıza yardımcı olur. Çalışmalarımızda kişiyi bu yönde teşvik eder ve bu yolculukta yalnız olmadıklarını, hepimizin gelişmek ve ilerlemek için bu deneyimlerden geçtiğimizi paylaşırız. Yaptığımız çalışmalar sonucunda, kişi hayatının sorumluluğunu üzerine alarak daha huzurlu, mutlu, sevgi ve neşe dolu bir yaşamın anahtarına sahip olur.”

kisisel-gelisim-ne-degildir-6“‘HER ŞEY İÇİMİZDE’ CÜMLESİ SADECE BİR ESPRİ DEĞİLDİR.”
Seda RODOP/ Radia Gelişim Merkezi kurucusu
“Kişisel gelişimin özü aslında budur. Binlerce yıllık kadim bilgelikten gelen bu yaklaşım, yani “İçeride ne varsa, dışarıda da o vardır” yaklaşımı aslında her şeyi anlatır. Bizler hangi titreşimdeysek hayatımıza ona uygun kişileri ve olayları çekeriz ve bu titreşime uygun deneyimler yaşarız. Tüm deneyimlerimiz bize bizi anlatırlar. İçimizdeki duygu durumumuzu, düşüncelerimizi ve kendi inancımızı yansıtırlar bize. Bu ne demektir? Ben eğer negatif bir duygu ve düşünce halindeysem hayatımda negatif olaylar, pozitif bir haldeysem pozitif olaylar yaşarım. Örneğin iş yerimde patronumla ilgili bir sorun yaşıyorum ve ona öfkeleniyorum. Bu öfke ve olay bana neyi anlatır? Eğer merkezimde değilsem, kendi sorumluluğumu almaz ve hemen patronumu suçlar; mağdur yani kurban rolünü seçerim. ‘Ben haklıyım’ deyip deneyimlerimi daha da olumsuz hale getiririm. Ama kadim bilgelik şöyle der: ‘Ne zaman duygusal olarak bizi üzecek bir olay olsa, geçmişimizden bir yansıma bir olay ya da başka bir kişinin davranışı olarak karşımıza çıkıyor demektir.’ Yani ben şu anda işimde bir problem yaşıyor ve patronuma kızıyorsam bu olay benim enerji bedenimde bir blokaj olduğunu anlatır bana. Yapmam gereken içime dönüp bunu neden deneyimlediğimi araştırmaktır. Geçmişimde bir olay olmuştur ve benim enerji akışımı tıkayıp o olayla bağlantılı oluşturduğum duygu, düşünce ve inanç sistemi şu an bana bu olayları deneyimletmektedir. Yaşadığım, aslında bu blokajın temizlenmesi için gerçekleşmektedir ve benim için gerçekte bir fırsattır. Bu duyguyu dönüştürdüğümde ya patronumla bir daha sorun yaşamam ya da bu patron veya işyeri değişir. Ben artık özgürleşirim. Özetle; bedenimizdeki blokajlar özgürleşmek için negatif olaylar yaratırlar. Bir imdat sesidir bu aslında. Postacıyı haberi getirdiği için kovarsak daha da büyüyerek karşımıza çıkarlar. Haberciyi kucaklayarak postayı evimize almak ise özgürleşmeyi beraberinde getirir. İçeriyi dönüştürdükçe dışarısı da aydınlanır.”

kisisel-gelisim-ne-degildir-7“MADDEDEN UZAKLAŞMAK VE UÇMAK DEĞİLDİR.”
Ebru Demirhan/Yaşam Tasarım Merkezi kurucusu
“Para ve para ile satın alınan maddeler dünyasal öğretinin bir parçasıdır. Kişisel gelişim uzmanları da hayatın devam eden döngüsünün parçasıdır. Evrensel sistemden bahsettikleri için cüzdanlarını foton enerji dolduruyor sanmayın. Zira aldıkları eğitimlerin çoğu ev sattıran cinsten. Dünyada her şeyin bir bedeli varken neden kişisel gelişim hizmetlerinin bedeli olmasın? Varlık bilincini yönetmek, hırsları isteklerin ve evrensel yasaların hizasında tutmak gibi ayrıntılarla ilgilenen kişisel gelişim uzmanı, herkes gibi kazanç sofrasından payını alır. Yardım eder, bilgisini sunar, bedelini alır ve başka şeylerin bedelini ödeyerek yaşama devam eder. Mal mülk edinip şükrederek yaşamın tadını çıkarır. Bilir ki hayatta her şeyin anlamını koruyarak kolay yollar üretilebilir. Olgunlaşmak, ermek için teknolojiden, paradan ve maddeden uzak yaşamak, içinde yaşadığımız zamanla uyum sorunu getirebilir. Olgunlaşmak ve öğrenmek yoksunluk değildir. Kişisel gelişim uzmanı hırslar ve yoksunluk arasında kendi dengesini bularak öğretisinin yolunu aydınlatır. Kazanmayı öğrenen kazanmayı öğretir. Varlık bilinci içinde olan kendi sürecini aydınlattığı gibi diğerlerine ışık olur. Bununla birlikte şükretmek, kanaatkar olmak, hak yasasına uymak, bedeli emeğe oranla belirlemek gibi kıstaslar da kişisel gelişim uzmanının uyması gerekenler arasındadır. Bu hizmeti sunan kişilerin maddeden bağımsız olması onlara danışan kişilerin paraya yükledikleri anlamları hafifletebilir. Aşırı hırslı kişiler için verimli sonuçlar üretirken, yokluk bilincine sahip iş arayan kişi için verimsiz olabilir. İnsan bedelini ödemediği hizmetleri göz ardı eder. Sunulan hizmet kıymetlidir, hak ettiği değeri almalıdır. Kişisel gelişim uzmanı kazanmayı, paylaşmayı bilir ve meditasyonlarında uçmaya gider. Uçmak bizim dilimizde ruhu özgür bırakmaktır.”

kisisel-gelisim-ne-degildir-8“YENİ BİR MODA DEĞİLDİR.”
Yaprak Hısım/ Eğitmen- Konstelasyon Kolaylaştırıcısı
“Kişisel gelişim, “Ben ilgileniyorum/ilgilenmiyorum” diyebileceğimiz bir konu değildir. Zaten hayatın içinde var olan, ilgilenmeseniz de nefes almak gibi kendiliğinden, kimine göre hızlı, kimine göre yavaş ilerleyen ve ölene kadar devam eden, kaçınılamayacak doğal bir süreçtir. Nasıl ki bir gülün filizden tomurcuğa, oradan bir çiçeğe dönüşme evreleri varsa ve bu evreler takip edilmeden sonuca ulaşılamıyorsa, kişisel gelişim de aynen bu şekilde kişiye özgü bir zaman içinde akar. Zorlanacak bir durum da değildir. Hızlandırmaya çalışırsanız dar elbise gibi sıkar, yavaşlatmaya yeltenince bollaşır, üstünüzden düşer. İki durumda da içselleşmemiş olur. Kontrol edilemez. ‘Özgün’ ruhsal ihtiyaçların yansımasıdır. Son yıllarda daha çok konuşulmaya başlanan ‘kişisel gelişim’ kavramı, bir yönüyle, kişilerin sorunlarına artık eski bakış açıları ile çözüm bulamamaları ve yeni bir arayış, alternatifler ve buna bağlı bir süreç içinde olmalarından kaynaklanıyor. Nesiller boyunca gelişmeye devam eden ‘insan’, hızlı değişim içinde, dönüşmüş bir dünyada, dönüşmüş aile yapıları, iş ve arkadaş ilişkileri içinde sorunlarına eski bakış açılarıyla çözüm bulamadığını fark etti. Aslında belki de fark ettiği en önemli şey ‘kendinden başka hiç kimseyi değiştiremediğiydi!’ Ve kendisini ‘nasıl dönüştürebileceğini’ araştırma ihtiyacı doğdu. Bu ihtiyacı doyurma ve ‘özlenen ideal mutluluğa’ kavuşma hedefi, önce kitaplar okuyarak başlayıp sonrasında uygulamalar, eğitimler, seminerler hatta seyahatlerle gelişerek devam ediyor. İdeal mutluluğa ulaşma hedefiyle gerçeklikten kopmamak gerekiyor. Her konuda olduğu gibi burada da yeni bir pazarın doğduğunun farkına varılması çok önemli. Zihnimizde yarattığımız ‘ideal mutluluğa ulaşma’ hedefini iyi değerlendirmeli. Hatta kişisel gelişimin, ‘idealize edilmiş bir mutlu olma hali’ olmadığının fark edilmesi çok değerli. Pazarlamaya yönelik stratejilerin geliştirilmesini de göz ardı etmeyerek, çok iyi araştırmak ve kendi yarattığımız ideallerin ve hayal dünyasının içinde kaybolmamak gerekiyor. Kişisel gelişime odaklanabilirsiniz ve her odaklanma gibi bu da sizi biraz hızlandırabilir. Fakat asıl olan yaşamın, dolayısıyla deneyimin kendisidir ve kontrol edilemez. Yani öğrenilmiş bilgi yığınları, yaşanmamış ve içselleşmemiş ise kişisel geliştiriciniz değil, kişisel zihin yorucunuz, kafa karıştırıcınız haline dönüşür. Hatta önyargı oluşturma ihtimali yüksektir. Çevrede duyduğumuz, ‘Biliyorum, hepsini biliyorum ama yapamıyorum’ nidaları, kişisel gelişim sürecinin yalnızca zihinsel düzlemde, ham bilgi düzeyinde kalmış ve içselleşmemiş olma durumuna en iyi örneği oluşturuyor. Ve kim bilir belki de ‘bilmek’ konusunda önyargımız oluşmuştur bile… Ne dersiniz?”

kisisel-gelisim-ne-degildir-9“ DİNSİZLİK, İNANÇSIZLIK, MODERN DİN ANLAYIŞI DEĞİLDİR.”
Dr. Erkan Sarıyıldız/İç Hastalıkları ve Kişisel Dönüşüm Uzmanı
“İnsanlık çok zor dönemlerden geçiyor. Bugüne kadar öğretilmiş olanların eşliğinde ciddi bir benlik krizi içindeyiz. Herkes kendi kişisel tutsaklıkları içinde, yapayalnız ve gelecekten ümitsiz. Yalnızlaşmış insanın kaçamayacağı tek şey ise içindeki varoluş sıkıntısı. Bu sıkıntıyla yüzleşmemek için sürekli kendisini dışarıdan beslenmelerle meşgul edip, içinde hiç anlayamadığı bu alanı fark etmemeye çalışıyor. O yüzden son dönemlerde kişinin kendi gerçeğini yeniden tanımlamak üzere ortaya ‘kişisel gelişim’ olgusu çıktı. Kişinin yalnızlığına tek çözüm, içindeki özden yola çıkıp bir bütünün parçası olduğu bilgisine ulaşmasıdır. Kişilerin manevi değerlerini kendisine öğretilmiş, dikte edilmiş olanlardan değil, kendi içindeki bilge alanından kazanabileceği olgusunu temel alan bu yaklaşım dogmatik inanışların yanında özgürlükçü bir yapıda olduğundan ötürü birçokları tarafından dinsizlik, inançsızlık ve hatta eski dinlere alternatif bir modern din olarak değerlendirilmektedir. Dinlerin amacı yaratıcı ile kul arasındaki ilişkinin belli bir üslupla gerçekleşmesi ve bütünün hayrına çalışan bir insan oluşturmaktır. Kişisel gelişim bu görüşün karşısında değil, tam da paralelindedir. Kişisel gelişim, ortaya bir dogma koymaz ve dogmalara da karşıt durmaz. Kişinin kendisini yeniden tanımlamasına, kendi sentezini bulmasına ve yaratıcı ile engelsiz ve korkusuz olarak iletişimine imkan sağlar. Kişilerin manevi değerlerinin yükselmesine ve bütünün hayrına çalışan birer nefer olmasını sağlar. O yüzden bu iki olgunun anlamsız yere birbirine alternatifmiş gibi karşı karşıya getirilmesi anlamsızdır. Hz Mevlana’nın dediği gibi, bizler okyanustaki bir damla değil, bir damladaki tüm okyanusuz. Karşılıklı önyargılarla kavga etmek yerine, hepimizin içimizdeki bu bilgeliğe ulaşması en büyük arzu olmalıdır.”

kisisel-gelisim-ne-degildir-10“ELEŞTİRENLERDEN GİZLENMESİ GEREKEN BİR YOLCULUK DEĞİLDİR.”
Evren Gönenç/Psikolog ve Enerji Terapisti
“Size söylenen, aktarılan, şartlandığınız dünyanın ve kavramların ötesinde bambaşka, çok daha ihtişamlı bir dünyanın varolabileceği hissi düştü ise kalbinize, o farkındalık ateşi sonsuza dek yanacak demektir. Bu farkındalık yolculuğuna verdiğimiz isimdir aslında ‘kişisel gelişim’. Ben buna ‘kişisel dönüşüm ve arınma’ demeyi tercih ediyorum çünkü aslolan, seanslarda yaptığımız çalışmalarla bu yolculukta korkularımızdan, kaygılarımızdan, endişelerden, vesveselerden, konuşan zihnimizin ürettiği negatif ve takıntılı düşünceleri kabuk kabuk soyarak saf gerçek ve sevgiyle, yaratım gücümüze ve merkezimize tekrar geri dönmek ve gücümüzü geri almak. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de antidepresan ve benzeri ilaçların satışı son beş senede yüzde 56 arttı. Panik atak, kaygı bozukluğu ve depresyondan özgürleşmek için kendinize verebileceğiniz en güzel hediye, bu kişisel dönüşüm yolculuğuna adım atmaktır. Bunun yöntemleri nefes egzersizleri, yoga, meditasyon, bilinçaltı çalışmaları, terapi almak olabilir. Sizin için en uygun yöntemi deneyerek seçebilirsiniz. Elbette bu yolculuğu eleştirenler ya da küçümseyenler olacaktır. Ancak bilin ki siz, gönüllü olarak çıktığınız bu yolculukta diğerlerinden çok daha cesaretlisiniz ve kendi yaşamınızı dönüştürme gücüne sahipsiniz. Ötesini aradığınız ve soru sorma cesaretini gösterdiğiniz, yüksek benliğinizin nefes almasına izin verdiğiniz için farklılığınızı ve farkındalığınızı kutlayın. Bırakın yaşamını değiştirme cesareti olmayanlar size kızsın ya da sizden ilham alsınlar.“

 

Pozitif Dergisi 2015/03

Yorum Ekle