Hayatın kaynağı su, tüm duyularımızı harekete geçiriyor, vücudumuzdaki her hücreyi canlandırıyor ve besliyor. Doğru bir şekilde kullanıldığında hastalıkları tedavi ediyor.
Derleyen: Nuran BATU
Başlangıçta su vardı. Su, varlığımızın sırrını barındırıyor. Hayatın kaynağı, varoluşun beşiği su. Doğumdan önce etrafımızı sararak bizi koruyor. İnsan vücudunun hücrelerinin yüzde 75’i sudan oluşuyor. Hücrelerin içinde enzimler, besleyici maddeler, sodyum ve potasyum iyonları yer alıyor. Su, metabolizmamızın yakıtı; vitamin ve oligoelementlerin iletilmesini sağlıyor. Su aynı zamanda gezegenimizin yüzde 70’ini kaplıyor, coğrafyayı ve iklimleri şekillendiriyor, dağları aşındırıyor ve çöllerde çiçeklerin açmasını sağlıyor. Canlılık, duyusallık, sakinleşme ve arınmayı simgeliyor.
Cildinizi rahatlatın
Deniz tuzu banyosu arındırıyor, iltihapları azaltıyor ve cildi sıkılaştırıyor. Nörodermatit ve sedef hastalığına da iyi geliyor. Deniz suyu banyosu için litre başına 30-60 gram deniz tuzu sıcak suda çözdürülüyor. Tuz değerli maddelerini suyun içine salıyor. 28-38 derecede 15-20 dakika boyunca küvette kalın. Ardından gözeneklerin kapanması için ılık suyla çok kısa bir duş alın. Sonrasında bir saat dinlenin.
Duyu banyosu yapın
Suyun hafif masaj etkisi bulunuyor. Omurga ve omurlar arası diskleri rahatlatıyor. Kasları gevşetiyor, esnekliği artırıyor. Sıcak su kasılmaları gideriyor, solunumu düzenliyor. En uygun ısı, 34 derecedir. Unutmayın, banyoyu duyusal bir deneyim haline getiren, hoş kokulu esanslardır. Bu esansları evde hazırlamak mümkün. İşte yorucu bir günün ardından size tatlı rüyalar yaşatan bir tarif: 2 yemek kaşığı badem yağına 5’er damla lavanta ile melisa yağı ekleyin ve iyice karıştırın. Eterik yağlar uçucu olduğundan esansı erkenden değil, dolmuş küvete dökmeniz gerekiyor. Lavanta ve melisadaki eterik yağlar, sinirsel gerginliği yok ediyor, sakinleştiriyor, derin bir uyku ve güzel rüyalar sağlıyor.
Güzelliği için
Su, tam anlamıyla bir güzellik iksiri. Parlak bir cilt için suya ihtiyacımız var; hem içeriden hem dışarıdan. Bol miktarda su ve suyu cilde bağlayan maddeler içeren kozmetik ürünler cildimizi dışarıdan nemle besliyor. Ancak bakım ürünleri cildin derinine inemiyor. Oradaki nem depolarını içeriden doldurmak gerekiyor. Ferahlatan bir yaz içeceği için tarif verelim: Bir sürahiye su doldurun. Birkaç dal taze nane ve limon dilimi ekleyin, sürahinin üzerini kapatın ve buzdolabında soğutun. Su, hücrelerimizi enerji ve besleyici maddelerle dolduruyor. Nanedeki mentol bizi uyandırıyor; limonun eterik yağlarıysa keyfimizi arttırıyor.
Test edin
Yeterince su içip içmediğimizi kolay bir testle anlayabiliriz: Elinizin üzerindeki cildi baş parmak ve işaret parmağıyla tutup yukarı çekin ve bırakın. Oluşan kırışıklık hemen düzelmeli. Eğer kırışıklık hemen düzelmiyorsa, hücrelerin suya ihtiyacı var demektir. Berlin’deki Charité Hastanesi’ndeki araştırmacılar, yarım litre suyun bile cildin kan dolaşımını ve oksijen döngüsünü 10 dakika içinde iyileştirdiğini ortaya çıkardı. Su içtikçe metabolizma harekete geçiyor, enerji yakımı artıyor. Ve tüm duyularımız canlanıyor.
Canlandırıcı diz yıkamasını deneyin
“Su, insan vücudunun en önemli ilacıdır” demişti Alman bilim adamı Sebastian Kneipp (1821-1897). Geliştirdiği Kneipp Terapisi, banyo ve yıkamalardan oluşuyor. Çoğunu evde de yapabilirsiniz. Örneğin diz yıkaması, yaz ayları için biçilmiş kaftan. Oturarak veya ayakta uygulanabiliyor. Duş başlığı kullanmadan soğuk suyu sağ ayağın dışından dizin biraz üstüne kadar gezdirin. Biraz bekleyin ve suyu sağ baldırın üzerine akıtın. Suyu sağ bacağın iç kısmından topuğa kadar gezdirin. Aynı adımları sol bacakta tekrarlayın. Yıkamayı her iki bacağa hafif bir kızarıklık oluşuncaya kadar birkaç kez uygulayın. Suyu ellerinizle silin ve bacaklarınızı güçlü bir şekilde hareket ettirin. Soğuk su; üst ve alt bacaktaki damarları büzüştürecek ve buradaki kasları çalıştıracak.
Pozitif Dergisi 2013/01
