Evrendeki her şey gibi bizler de hücrelerimize kadar titreşiyor ve hangi titreşimdeysek hayatımızda onu yaratıyoruz. Titreşimimizi bozup yaratım gücümüzü engelleyen katmanlardan arınmanın bir yolu da sesle şifa…
Yazı: Yaprak ÇETİNKAYA
Bedenimizdeki her organ, kemik ve hücrenin titreşimi birleşerek bizim titreşim hızımızı belirliyor. Özümüzden gelen niyetlerin de yüksek titreşimleri ve bu titreşimleri bozan blokajlarımız var. Arınmanın bir yolu olan Acutonics Sesle Şifa yönteminin kökeni doğu tıbbı ve felsefesine dayanıyor. Acutonics, gezegenlere uyumlu diyapozon (ses çatalları) kullanımından faydalanılarak oluşturulan titreşimsel sesle şifa sistemi olarak tanımlanıyor. Radia Gelişim Merkezi’nin sahibi Seda Rodop, bir acutonics uygulayıcısı…. Acutonics’te gezegenlerin ve semavi alemlerin frekanslarına göre ayarlanmış diyapazonlar, bedendeki belirli akupunktur noktaları ve enerji meridyenlerine uygulanıyor. Rodop, bu yöntemin etkilerini, akaşik kayıtlara ulaşma, mavi kopyamıza ulaşarak fiziksel, mental, duygusal ve ruhsal travmalarımızı iyileştirme, işe yaramayan eski alışkanlıklarımızdan kurtulma, tüm meridyen, enerji sistemi ve çakralarımızı dengeleme, hizalama olarak sıralıyor. Haberin devamına geçmeden önce hatırlayalım: Evrende önce ses vardı ve ses yaratıma açılan kapıdır.
Ses neden bu kadar önemli?
Ses yaratıma açılan kapıdır; ses niyetin taşıyıcısı yani frekansıdır, yani ahenktir. Niyetlerimizin frekansları vardır. Özümüzden gelen bir niyetin titreşimi yüksektir. Bu titreşimi bozan katmanlar istediğimiz yaratımı engeller. Ses ile şifa yöntemi bu katmanları arındırır ve özümüzden gelen niyetin frekansının bozulmadan rahatça tezahür etmesini sağlar. Rezonans (titreşim) ve yakınlık oluşturduğunuz şey bizim gerçekliğimiz olur. Diğer gerçeklikler de aynı anda var olabilir ama bizim dünyamızdan ayrı kalırlar. Bizler hangi titreşimdeysek hayatımızda onu yaratırız.
Sesle şifa nasıl işliyor?
Evrendeki her şey titreşiyor. Bedenimizdeki her bir organ, kemik ve hücrenin kendine ait bir frekansı var. Bunlar birleşip bizim kendi kişisel titreşimsel hızımızı oluşturuyor. Belirli bölgelere belirli ses frekansları uygulanıyor. Ses dalgaları titreşerek bedenimizdeki enerji patikaları (meridyenleri) aracılığıyla bedenin derinlerine doğru yol alıyor. Bu sırada insan fizyolojisini etkileyerek geleneksel tıbbın ulaşamadığı yerlere ulaşıyor ve doğal akışa kavuşturuyorlar.
Gezegenlere uyumlu ne anlama geliyor?
Her bir Acutonics Diyapozonu; Dünya, Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin yörüngesel özelliklerine dayanan doğal bir armonik seriyle akortlanıyor. Her bir gezegenin bir frekansı yani titreşim sayısı var. Bu sayıya göre akort edilerek, el yapımı olarak özel, en yüksek kalitede ve uzay seviyesi metalinden üretiliyorlar. Frekans hesapları 1620’li yıllarda gezegenlerin eliptik yollarını keşfeden Kepler’in çalışmalarına dayanıyor. Kepler, bilinen tüm gezegenlerin hızlarını hesaplamıştı. 20’nci yüzyılda İsveçli bilim adamı Hans Kusto gezegenlerin hızlarını müziksel ses tonlarına çevirdi. Kusto’nun, Kepler’in gezegensel yörüngeleri üzerine yaptığı müziksel aktarımlar, Acutonics sisteminde kullanılan frekanslar için temel oluşturdu. Daha sonra Acutonics yaratıcıları olan Carey ve Muynck daha da geliştirip diğer asteroidlerin frekanslarını da hesapladılar. Bu sistemde kullanılan her bir müzik kombinasyonu ya da ses aralığı kendine ait özgün şifa özelliklerine sahip.
Kullanılan akupunktur noktaları ve enerji meridyenleri neden önemli?
Bedenimizde bulunan enerji yollarına enerji meridyenleri diyoruz. Enerji meridyenlerimiz her zaman akışta olmalı ve enerjiler özgürce akmalı ki kendimizi neşeli, huzurlu hissedelim. Eğer sistemde bir tıkanıklık varsa bu kendini üzüntü, sıkıntı, boşaltılması gereken bir baskı olarak belli ediyor ve baskılayarak bedenden çıkma yolunu arıyor. Buna blokaj diyoruz. Bu blokajlar eğer dönüştürülmezse birikerek hastalık oluşturuyor.
Acutonics nasıl uygulanıyor?
Uygulama bir masaj masasına yatılarak enerji meridyenlerine diyapozonların dokundurulması ile yapılıyor. Bu yöntem bilimsel olarak belirlenmiş akupunktur, akupres ile tetik noktalarına ve bedenin meridyen ile çakra enerji sistemlerine erişmek için çakralara aynı zamanda eterik alanlara uygulanıyor. Diyapozonların ses dalgaları titreşerek enerji meridyenleri aracılığıyla bedende ilerliyor ve derinlere ulaşıyorlar. İnsan bedeninin yüzde 70’i sudan oluşuyor. Ses suyun içinde dört kat daha büyük bir hızda yolculuk yapıyor. Belirli frekanslar uygulandığında özün ve kemik illiğinin derinlerine erişim sağlanıyor. Örneğin REN 17, göğüs merkezinde dördüncü kaburga kemiğinin seviyesindedir. Biz bu noktaya Acutonics diapozonu ile ses titreşimi verdiğimiz zaman kalp ve akciğeri senkronize ediyoruz. Bu işlem çocuksu doğamızı açığa çıkarıyor, kalbimizi aktive ederek travmalarla kapanmış olan kalp merkezini açıyor. Böylece kişi şifalanıyor. Mİ 36, dizkapağının dört parmak altında, dış tarafta ve kaval kemiğinin bir parmak eni kadar açığında yer alıyor. Buraya sesle titreşim aktarmak midedeki sindirimi geliştiriyor ve güçlendiriyor, her türlü sindirim rahatsızlığına iyi geliyor. Bağışıklık sistemini de güçlendiriyor.
Acutonics yönteminin mavi kopyamıza ulaşarak fiziksel, mental, duygusal ve ruhsal travmalarımızı iyileştirdiğini söylüyorsunuz? Mavi kopya ne demek?
Mavi kopya yaratıcı özümüzdür. Her insanın kendine özgü ve biricik olan bir yaratılış şablonu vardır. Bu öz bizim rehberimizdir, ruhsal başkentimizdir. Bedenin içindeki cennet ve dünya arasındadır. Fiziksel bir formu yoktur. Hakiki birlik noktasıdır. Bunun varlık aleminde tezahürü sekiz meridyen aracılığı ile akışıdır. Mavi kopyamıza ulaşmak temel amacımızdır çünkü hayat amacımız burada gizlidir. Bizim özel yeteneğimiz burada bizi bekler. Esas frekansımız buradadır. Ses ile şifa bizi frekanslar aracılığı ile mavi kopyamıza ulaştırır.
SESLE ŞİFANIN TARİHÇESİ
Seda Rodop sesle şifanın tarihçesini şöyle anlatıyor: “Yaklaşık olarak MÖ 3 bin 500’lere uzanan kadim Sümer’den modern zamanlara dek dünyanın her bir köşesinde, her gelenekte ses ve enerjinin sağlık ve mutluluk için kullanıldığı görülüyor. İnsan var olduğundan beri var olduğunu söyleyebiliriz. Evren yaratıldığında önce ses vardı. Avustralya’nın kadim Aborjin kültürleri, dicirudu (didgeridoo) adı verilen müzik aletinin sesiyle dünyanın var olduğuna inanıyor. Kadim Helenik kültüründe, flütün gut hastalığını iyileştirmek için kullanıldığına dair kanıtlar da var.”
İKİ YÖNTEMLE UYGULANIYOR ACUTONICS YÖNTEMI IKI TÜR SEANSLA UYGULANIYOR:
1. Bedendeki akupunktur noktaları ve meridyenleri özel üretilmiş gezegen frekanslarının ses çatalları (diyapozonlar) ile aktive ediliyor. Sistemdeki tıkanıklıklar, blokajlar serbest kalıyor.
2. Fibonacci-Harmonik Geometri: Kutsal Geometri bilgisini Acutonics ile köprüleyen bu çalışma kadim Mısır, Tibet ve İnka uygarlığı bilgileri üzerine oturuyor. Altın oran kullanılarak üretilmiş diyapozonlar bedende yer alan sekiz akupunktur noktasına ve meridyenlerine uygulanarak enerji alanının mükemmelliği hatırlatılıyor. Böylece bedende bulunan sekiz orijinal hücre aktive oluyor ve akaşik kayıtlara, mavi kopyaya ulaşılarak fiziksel, mental, duygusal ve ruhsal travmalarda derin bir iyileşme sağlanması amaçlanıyor.
Pozitif Dergisi 2015/01