Yoga

Yoganın antioksidan hali: Yin yoga

Yogaya günden bu yana çeyrek asrı deviren merih kenet,başına gelen bir hastalık neticesinde Yin yogayla tanıştı. Çin meridyen Tıbbı’nı temel alarak, bedendeki bağ dokularını esnetmeye yönelik olan yin yoga, yaşam enerjisinin akışını sağlıyorum.Bu sayede sağ-sol dengesi kuruluyor,daha sağlıklı olumlu ve olumlu bir hayat sürülüyor.Fiziksel olarak akışta kalmayı mümkün klan bu yogayı Merih Kenet, kendi hikayesini de ekleyerek anlattı.

Yazı: Deran ÇETİNSARAÇ

Merih Kenet

Merih Kenet

Biraz yoga yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
Dokuz yıl öğrencilik hayatımla birlikte tam 25 yıl oldu yogayla başlayan serüvenim. Hatha yogayla başladım ve genel olarak bu şekilde devam etti. Son üç yıldır da Yin yoga yapmaya başladım. İki yıl evvel birinci evre meme tümörü tespit edildi. Kanser, birdenbire hayatıma giriverdi. Sonuçta yoga yapıyorum, sağlıklı besleniyorum bu nereden çıkmıştı? O zaman hayatın bizim kontrolümüzde olmadığını, başka mesajlar olduğunu anladım. 30 gün boyunca şua tedavisi gördüm. Doktorum da yoga eğitmeni olduğumu biliyordu ve çok destekliyordu. Şanslıydım tabii, tümörün mazisi üç-dört senelikti ve süt kanalının içerisinde kalmıştı, lenfe sıçramamıştı. Bunu anlamlandırmak gerekirse yoganın katkısı olduğunu düşünüyorum. Şuaya giderken bile ders vermeye devam ettim. Hatta ameliyatın altıncı gününde gelip derste matımın üstündeydim. Tümörümün cinsi hormon reseptörleriyle ilgili çıktı. Cins olarak çok şanslı olduğum söylendi ancak beş yıl boyunca bu hormon reseptörleriyle alakalı bir ilaç kullanmam gerekiyordu. İlacı kullanmaya başladım, zaten psikolojim bozulmuştu. Ne kadar yoga yaparsanız yapın insan bedenine bir dönüyor ve endişeler başlıyor. İlaçtan sonra gördüm ki hem kaygılarım arttı hem de daha önce esnek olan vücudum yavaş yavaş tutulmaya başladı. Hatta bu endişelerimi hem öğrencim olan onkolog ve radyologlarla hem de kendi radyoloğumla paylaştım. Bana bu ilacın oynamayan eklemler üzerinde tutulma yaptığını söylediler.

Yin yogaya merakınız bu şekilde mi başladı?
Kesinlikle. Yin yoganın eklemler ve bağ dokuları üzerinde çok büyük etkisi var. Bağ dokuları, eklemlerin üzerinde bulunur ve kemikleri korur. Eklemler hyalüronik asitle besleniyor ve Yin yoga bu sıvıların artmasına yardımcı oluyor. Yin’i yaptıkça bana çok iyi geldiğini fark ettim. Tabii hal böyle olunca daha fazla araştırmaya başladım. Başucu kitabım Dr. Motoyama’nın çakra teorileri ve meridyenler üzerine olanıydı. Bedenimizde prana dediğimiz bir akış var. Yoga felsefesinde prana bizi besleyen, görmemizi, duymamazı sağlayan, aktivitelerimizi yöneten bir akış; buna çi ve qi de diyoruz. Bir şekilde pranayı aldığımız nefesle özdeşleştirebilirsiniz. Ama içerisinde birçok duyguyu da barındırıyor, yalnız oksijen değil. Bu çi akışını meridyenler vücuttaki bağ dokularının içinden geçiriyor. Akupunkturu bilirsiniz; sanki ben kendi akupunkturistim oldum gibi düşünün. Yin’de duruşlarda uzun kalarak vücudunuzun bazı noktalarına akupunkturda olduğu gibi basınç veya masaj uygulamış oluyorsunuz.

Klasik yogadan farklı mı yani?
Klasik yogada bir duruşta 2-30 saniye arası kalınıyor. Yin yogada ise 3-7 dakika arası kalınıyor; ben yedi dakika kalabiliyorum. Genelde oturarak yapılıyor çünkü pelvik taban, el-ayak eklemleri gibi bağ dokularının olduğu yerleri tetikleyip, uzun süre kalıp çi akışının daha güçlü aktığını hissediyorsunuz. Böylece oradaki prananın özgür akışı sağlanmış oluyor. Tutulu yerler varsa açılıyor. Yani kısaca Yin yoga bağ dokularının arasındaki meridyenlerdeki akışın uyumlanmasıyla bir şifa etkisi yaratılıyor. 12 tane ana meridyen bulunuyor vücudumuzda. Bunları aktif hale getiren asanalar var. Zaten duruşun içerisinde uzun süre kaldığınızda o bölgedeki gerilmeyi kolayca hissedebiliyorsunuz. Derslerde meridyenler üzerine çok yoğunlaşmasam da organların hangi duyguları taşıdığını biliyorum. Mesela böbrek meridyeninin kaygı, korku ve endişe taşıdığı gibi… Dizler ve böbrekler aynı duyguları taşır; kaybetme korkusu, endişe hali. Karaciğer öfke ve gizli öfkeyi barındırıyor. Tabii tüm duyguların organlarla ilişkisi vardır ama her duygu önce kalpten akar.

Bağ dokusu masajıyla benziyor değil mi?
Evet benziyor, ben de tetik nokta masajı yaptırdım. Bu tetik noktada masaj terapistleri vücudumuzdaki meridyenlere bastırır, ellerini çektiğinde masajı yaptıran kişi akışın başladığını hisseder.

Bu tekniği kendi başınıza mı öğrendiniz?
Her zaman duygularla çok ilgilenen bir insan oldum. Yin yoganın içerisine girdikçe ne kadar faydalı kaynaklar olduğunu keşfettim. Kendim bir şey yaratmıyorum, sonuçta bunu ortaya çıkaranların öğretilerine sadık kaldım. Paul Grilley, Paulie Zink’in derslerinden inanılmaz şey öğrendim. Tabii 25 yıllık yoga serüvenim de öğrendiklerimi bir süzgeçten geçirebilme yetisi veriyor bana. Öğrenmenin sonu yok aslında, mesela bu sene bir daha anatomi eğitimi alacağım. Anatomi bilmeden diğer bilgileriniz hep havada kalır. Daha da öğrenciyim, devam edecek…

yoganin-antioksidan-haliyin-yoga-3Peki Yin yoganın hastalığınıza nasıl katkısı oldu?
Şualarım bittikten sonra kuyruk sokumumda bir yıl boyunca bitmeyen ağrılarım oldu. Gitmediğim doktor, çektirmediğim film kalmadı. Hatta kemik sintigrafisine iş vardığında içimden “Tamam sıçradı” diye düşündüm. Zihin böyle bir şey, çalışıyor. Bu arada öğrencilerime hiçbir şey çaktırmıyorum. Kaç MR’ım çekildi size anlatamam. Yoga hocasıyım ya, sürekli etrafıma pozitif görünmeye çalışıyorum. MR’lar, ilaçlı MR’lar derken çok zorlu bir süreç geçirdim. Sorsanız öğrencilerim bilmez bu yaşadıklarımı.

Nasıl geçirdiniz peki bu ağrıyı?
Yin yoganın yardımını gördüm. Tam o sırada tutunduğum duyguların koksikste (kuyruk sokumu) biriktiğini de öğrendim. Tutunduğum duygulardan kastım bırakamama idi. Bırakmak konusunda zorlandığımı anladım. Hayatımın içerisine çok fazla soktuğum insanları kesinlikle bırakamıyorum. Ve bu insanlarla çok fazla duygusal bağ kuruyorum. O insanlarla beraberken hayrım olanı unutuyordum ama sonra hayrım olanı Yaradan bana gösterdi. Hem de nasıl gösterdi… Gerçekten çok öz bir deneyimdi.

Diğer yoga türlerinin yardımı olmaz mı?
Yoganın vücuda faydaları saymakla bitmez ancak bağ dokularını harekete geçirmek konusunda Yin yoga ile daha hızlı sonuç alabiliyorsunuz. Bu da tamamen asanaları uzun süre yapıp, o bölgeye belli bir baskı uygulayabilmekte gizli.

Herkes için uygun mu?
Herkes için uygun hatta hayatı dengelediğini düşünüyorum. Sadece hastalık olarak yaklaşmamak gerek. Ben aceleci ve sabırsız biriydim. Yin yoga sayesinde sabretmeyi de öğreniyorsunuz. Tek bir duruşta dakikalarca sabit kalıyorsunuz, sonra bir bakıyorsunuz ki aslında o sıkıntı bu dünyaya ait değil. Ben zaten sıkılıyordum, sadece vücudum bu duygularıma tanıklık etti. Yukarıdaki dedi ki burası bir sahne, kendini görmen için bir alan yaratıyorum; sen zaten sıkılıyorsun. Yin’de hayatın koşuşturmasına bir ara verme yaşıyorsunuz. Bunu hepimiz yapıyoruz, yoga hocasından doktoruna, gazetecisinden ev hanımına kadar. Yogada eğitimi alıyoruz ama kendi yaralarımızı saramıyoruz. Durmam gerektiğini bu kanaldan öğrenmem gerekiyormuş. Bu merkezi de kendi tırnaklarımla, çok emek sarf ederek kurdum. Bu anlamda kendimi seviyorum, gurur duyuyorum ama çok yara aldım. Ki olması gereken de buydu, sırf Yin’le geçen, dengede bir hayat yok. Acısı, tatlısı, telaşı, sakinliğiyle geçiyor hayat. Yin yoga derslerinde “Bitse de gitsek”i çok yaşarsın. Bazen öğrencilerim soruyor hangisi daha iyi, hangisine gideyim diye. Bunu herkes kendi bilecek diyorum çünkü insana en iyi neyin geldiğini yine kendi bilir.

Yin yogada kazandığınız farkındalığı hayata taşıyabildiniz mi?
İtiraf etmeliyim ki hiç kolay olmadı. Hep kendime ara ara hatırlatıyorum. Çünkü sınavlarım bu hastalıkla bitmedi, ailemde de zor günler geçirdim. Durma ve kabullenmeyle ilgili. O da bana “sevgide beklentisizlik”i öğretti. Böyle söyleyince kolaymış gibi geliyor ama yüreğime anlatamadım. Sevgide beklentisizlik güzel bir şey ama insanız sonuçta, beklentiyi ortadan kaldırmak zor oldu.

yoganin-antioksidan-haliyin-yoga-4

Kendinizi geri çektiğiniz zaman çevreniz yadırgamadı mı durumu?
Ailem bunu kabullendi hatta bir gün oğlum “Anne sen biraz bencil ol” demişti. Şimdi bundan hiç rahatsızlık duymuyorum, çevremdekilerin ihtiyaçları olduğu an bir telefonla hızır gibi yetişiyorum. Ancak benden yardım istenmediği zaman da artık geride durmayı biliyorum. Her şeyin çabuk olmasını isteyen bir kalbim vardı; şimdi sabredip, beklemem gerektiğini sık sık hatırlatıyorum kendime. Hayatta her şeyin hızlı olması belki de sizin için hayırlı değildir, sizin için hayırlı olanın ne olduğunu bulmanız gerekiyor. Yine yakın zamanda her gece 03.00 gibi uyanıyordum. Hatta farkındalık yükseldikçe olan “üç sendromu” varmış. Ben de bu uyanmalarım olunca dua etmeye başladım çünkü gün içinde dua edecek vakit bulamıyordum. Gittiğim kabala eğitiminde içinde bulunduğum gruba bu durumu anlatınca benim gibi gece uyanan çok kişi olduğunu görmüştüm. Hatta Seda Bağcan bunun spiritüel bir uyanış olduğunu söylemişti, uyanmalarımın sebebini öğrenince epey rahatladım. İşte bu uyanmalarında Yin yogaya göre Yaradan’a “Bilmem gereken ne var?” diye sorman gerekiyor.

Başından kanser geçen biri olarak “Neden ben?” sorusunu da sordunuz mu?
Sordum tabii ki. Kendinizle, yakınlarınızla olan ilişkilerde hep bir yargı geliyor. Ama sonuçta her şeyin kendi seçimlerinizden kaynaklandığını görüyorsunuz. DNA’ma kodlanmış çok fazla şey var; kodlamalarım, alışkanlıklarım, öğretiler vb. İşte ilk önce tüm bu ezberlerimi bozmaya niyet ettim. Kalıplarım çok fazlaydı, genç kızlıkta göğüslerimi saklayarak büyüdüm. Kapatmaya çalışırdım, aksi türünü ayıp olarak görürdüm. Bedenimle ilişkimde yanlış olan şeyler vardı. Yin yogada ise dişil enerjinin bazı bedenlere çok iyi geldiğini görüyorum, bir uyanış sağlıyor. Şimdi daha dik, göğsümü gere gere dolaşıyorum. “Her şeyi Merih halleder” şeklinde bir ezberim vardı oysa gördüm ki Merih hiçbir şeyi halledemedi.

Akış sağlandığında fiziksel olarak neler yaşanıyor vücudumuzda?
Tıpta da kabul edilen organların taşıdığı duygular çözülmüş oluyor. Kişi duygularıyla yüzleşip zamanla kabul edip, daha özgür hale gelebiliyor. Tahammül ve dönüşümü yaşanıyor. Duruşta durdukça birinci dakikada hissettiğin hisle dördüncü dakikada hissettiğin çok farklı oluyor. Zihin önce öfkeleniyor, sürecin hikmetine güvenip tahammül ve sabır yaşanırsa kendine ait bir şey görmüş oluyorsun. Süreç gerçekten muhteşem bir şey, sürecin hikmetindeki aşka güvenmek gerekiyor. içinde açtığı kapıları görerek kişinin dönüşümüne tanıklık etmesi hedefleniyor. Kendinizi düşünün; ilk başta “Aman kesinlikle olamaz, ben yapamam” dersiniz. Zaman geçtikçe ilk andaki kadar öfkeli değilsinizdir. Süreç devam ettikçe fiziksel olarak o sırada eklemler arası sıvılar kayganlaşıyor, siz de kabul etmiş oluyorsunuz.

Haftanın kaç günü yapılmasını tavsiye ediyorsunuz?
Haftada bir gün klasik yoga, daha derin meditasyon yapabileceği bir ders istiyorsa bağ dokularının çalışacağı bir gün de Yin yoga yapılmasını tavsiye ediyoruz.

Yin yoganın hormonlara bir etkisi var mı?
Tedavi süresince aldığım ilaçlarla hormonlarım altüst olmuştu. Meridyen sisteminin çalışmasıyla hem bağışıklık hem hormon sistemi dengeleniyor.

Yeni yoga eğitmenleri yetiştirmek üzere eğitimler gerçekleştiriyor musunuz?
Dr. Onur Aydınoğlu ile Yin yoga ve derin meridyen teorisi eğitimi vereceğiz. Şubat ayında başlayacak bu 100 saatlik eğitim bir ilk olacak. Yogada benim yolum artık daha çok anlatmak ve aktarmak oldu.

“Tüm evrene,Sahip olduğum her şeye özlerimle yaşadığım acının öğretisine,Bana deneyimler sunrken,beni koruyan ve bilgilendiren TANRIMA Ruhumun şu sıralar,Salıncakta sallanır gibi huzuruna Minnettarım,Şükrediyorum.Yıldız Yağmurları ile birlikte yıkanalım.” Merih kenet

Pozitif Dergisi 2015/01

Yorum Ekle