Alternatif

“Sen varsan biz de varız”

10 sene önce geçirdiği bir hastalık sonucu kendi iç yolculuğuna çıkan Mine Arın, yaşadığı olumlu değişimi, isteyen herkesle paylaşabilmek için Yeni Yaşama Geçiş Merkezi’ni kurdu. Kişiye özel program uygulanan merkezde; aile dizimi çalışmalarından nefes terapisine, enerji ile şifa çalışmalarından refleksolojiye kadar pek çok çalışma mevcut… Arın, olumlu sonuç almak için öncelikle kişilerin gerçekten bu değişimi istemesi gerektiğinin altını çiziyor…

Yazı: Şebnem UYGUÇ
Fotoğraflar: Serkan ŞENTÜRK

Hastalıktan önce hayatınız nasıldı?
Yoğun bir iş hayatının içindeydim, iki tane küçük çocuğum vardı. Kendimi kaptırmış gidiyordum, aslında frene basmam gerekiyordu. Sonunda 2003 yılının ekim ayında meme kanseri olduğumu öğrendim. Bu haber, rutin giden hayatımdaki büyük değişimlerin başlangıcı oldu. Rutin düzenin içinden çıkamadığım için, evrenin bana hediye olarak bir hastalık gönderdiğini düşünüyorum (Tabii bunu şu anda görebiliyorum). Gözlerim açıldı ve kendi irademin dışında bir koşuşturmanın içinde olduğumu fark ettim. Yaşadığım hayatta, Mine’nin istekleri yoktu, sadece etrafındaki insanlar vardı ve işin kötüsü olması gerekenin bu olduğunu sanıyordum.

Hastalığınızı ilk öğrendiğinizde de bu kadar olumlu mu karşıladınız?
Değişik bir şekilde, ilk duyduğum andan itibaren hastalığı kabullendim ve teslim oldum, olanlara direnmemem benim işimi kolaylaştırdı. Ancak panik içindeydim, bu çok ağır ve zor bir dönemdi. Çocuklarımla ilgili kaygılarım vardı, sürekli onlara ne olacağını düşünüyordum. Yine hayat etrafımdakiler üzerinde dönmeye devam ediyordu.

Alternatif tıbba nasıl yöneldiniz?
Hemen tedaviye başladım, bir ameliyat geçirdim ve sonrasında kemoterapi ve radyoterapi gördüm. Zor geçen bir senenin sonunda fiziken ve ruhen yorulmuş bir durumdaydım. New York’ta yaşayan kardeşim, şifacı olmak üzereydi, kendini bu konulara adamıştı. Beni sürekli olarak tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden destek almam konusunda teşvik ediyordu. Hastalıktan önce de kendime daha çok zaman ayırmam ve tempomu düşürmem konusunda uyarılarda bulunuyordu. Ama o zaman bunları duymazdan geliyordum. Sonunda alternatif tıp konusunda araştırma yapmaya başladım. Tabii ki niyet bu olunca İstanbul’da konusunda uzman kişiler önüme çıkmaya başladı. Enerji ve akupunktur çalışmaları yapan, şu anda da hayatımda önemli bir yere sahip olan bir uzmandan seanslar almaya başladım. Bu seansların somut sonuçlarını görmeye başladıkça, inancım da arttı. Başlangıçta sadece bu desteği almam gerektiği için oradaydım ama sonraları şifreleri bir bir çözmeye, anlamaya başladım. Meğer ne kadar işaret, sinyal, bilgi akıyormuş; etrafımızda bizi koruyan, kollayan ne çok aracı insan varmış. Yeniden görmeye başlamıştım; hem kalbimle hem de gözümle…

sen-varsan-bizde-variz-1Destek tedaviye başlayınca neler oldu?
Kemoterapi gördüğüm için kan değerlerim düşüktü ancak bu destek tedavilerle normale dönmüşlerdi, benim için büyük bir mucizeydi. Enerji çalışmaları yapan uzman çok şaşırdığımı görünce, uzaktaki annesine de enerji gönderdiğini ve başarılı olduğunu söyledi. Şaşırdım ama çok üstünde durmadım o zamanlar anlamasam da olurdu, sonuçlarını yaşıyordum. İyileşip tedaviler bittikten sonra, New York’a kardeşimin yanına gittim, orada kendisinin Kızılderili öğretmenlerinden seanslar aldım, çalışmalara katıldım.

Hastalıktan kurtulduktan sonra da yardım almaya devam ettiniz, neyi araştırıyordunuz?
Bu sefer, bu hastalığın benim başıma niye geldiğini merak etmeye başladım. Son altı ay içinde büyük, travmatik bir olay yaşamamıştım. Genetik değildi, ailede kimsede yoktu. Daha 35 yaşındaydım, huzurlu ve mutlu bir hayatım vardı. Hastalığın yeniden hayatıma girmesini önlemek için “bilmek” zorundaydım. Kanserde ilk beş sene içinde tekrarlama riski her zaman vardır. Onun için “Neyi değiştirmeliyim?” sorusunun peşine düştüm.

Doğru yanıtı bulmuş gibisiniz…
Amerikalı şifacıyla çalışırken tek sorduğum soru “Neyi değiştirmeliyim” oldu. Bir şeyleri değiştirmem gerektiğini biliyordum ancak ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Çalışmalar sonucunda, vücudumdaki alma ve verme dengesini oturtmam gerektiği ortaya çıktı. Daha çok almalı, aynı oranda da vermeliydim. Ancak ben bu dengeyi kaçırmıştım, sürekli veren ve almayan bir yapıya sahiptim. Bu enerji boyutunda gerçekleşen bir olaydı, onun için farkında değildim. Hatta doğduğum andan itibaren enerji boyutunda olan bir travmaydı diyebiliriz. Bebekken bile anneme enerji veren benmişim. Enerji dengesi bozulunca, zayıf olan sol tarafımda böyle bir hastalık ortaya çıkmıştı. Bu olaydan sonra farkına vardım ki, hepimiz annelerimizden, babalarımızdan hatta atalarımızdan katlanarak gelen yükleri üzerimizde taşıyoruz. Hatta bunları yine katlayarak çocuklarımıza aktarıyoruz. Yine daha çok çocuklarımı düşünerek, bu yüklerden kurtulmaya karar verdim.

“Bu olaydan sonra farkına vardım ki, hepimiz annelerimizden, babalarımızdan hatta atalarımızdan katlanarak gelen yükleri üzerimizde taşıyoruz. Hatta bunları yine katlayarak çocuklarımıza aktarıyoruz. Yine daha çok çocuklarımı düşünerek, bu yüklerden kurtulmaya karar verdim.”

Şifa çalışmalarının faydaları neler?
Sadece fiziksel bedenden ibaret olmadığımızı; ruhsal, duygusal ve zihinsel bedenlerimizin bizi yönettiğini, aslında ne kadar etkin olduklarını fark ettim. Haberdar olmadığım enerji alanlarının olduğunu keşfettim. Orada başlayan her şeyin en son fiziksel bedende tezahür ettiğini öğrendim. Biz içimizden gelen sesleri duymayıp, stresli hayatlarımıza devam ettiğimizde, vücudumuz hastalıklarla sinyal vermeye çalışıyor. Seneler boyunca süren şifa çalışmalarından sonra, dipten gelen sorunların farkına vararak, onları kabul ettim. Sorunları şifalandırmak için sürekli çalıştım, hala da çalışmalarımı sürdürüyorum. Hastalıktan da tamamen kurtulmayı başardım. Her çalışmadan sonra hafiflediğimi hissettim, çok daha güçlü olarak yoluma devam ettim.

Yeni Yaşama Geçiş Merkezi nasıl kuruldu?
Eski çalışma sistemine geri dönmek istemiyordum, bu çalışmalar bana çok iyi gelmişti ve başkalarına da yardım etmek istiyordum. Hayal gibi uçuşan proje, yaptığım bir çalışma sonunda ayakları üzerine oturmaya başladı. İki yıl önce meme kanserlilere koçluk yapmaya karar verdim, onların yaşadığı travmayı ve şaşkınlığı çok iyi biliyordum. Sonrasında neler yapmaları gerektiği konusunda yol gösterebilirdim. İyileşmeleri için severek çalışabilirdim. Bir kontrol sırasında fikrimi doktorumla paylaştığımda, bana destek oldu. Modern tıpla birlikte uygulanan destek tedavilerin olumlu sonuçlarını hastalarında görmüştü. Doktorumun bu yaklaşımı beni projeme daha da bağlamıştı. Ekip kurma aşamasında olduğumdan bahsettiğimde ise, sağlıklı kişilere hastalanmadan yardım etmenin çok daha faydalı olacağını söyledi. Günümüzde sıkça görülen depresyon, reflü ve tiroid gibi hastalıklar duygusal nedenlerle ortaya çıkıyor. Fikir çok hoşuma gitmişti, hemen çalışmalara başladım. Senelerdir yardım aldığım, konusunda uzman kişilere hayalimi anlatıp, “Benimle birlikte olur musunuz?” dedim ve 2012 yılında projem hayata geçti.

Merkezde neler yapılıyor?
Hasta danışanlarımız için modern tıp yapacağını yapıyor, biz de nedenlerine giderek problemi kökten hallederek, destekliyoruz. Esasında tıbbın geçmişi de şifacılara dayanıyor. Merkezin en önemli özelliği bütünsel bir yaklaşım içinde olmamız. Kendi tecrübelerime dayanarak, zaten doktora ve kemoterapiye giderken, bir de destek tedaviler için kapı kapı dolaşmanın maddi ve manevi zorluklarını bildiğim için hepsinin tek bir merkezde olmasını hayal etmiştim. Son 10 yıldır hayatımda olan ve beni iyileştiren kişiler aynı çatı altında birleşmeyi kabul edince de enerjisi yüksek, harika bir ekip kuruldu. Bütüncül yaşam koçluğu, kuantum teknikleri, Şamanik bireysel çalışmalar, enerjetik beden terapileri, nefes koçluğu, akademik başarı koçluğu, hafıza teknikleri, ritim çalışmaları, yoga, meditasyon, aile dizimi, refleksoloji, biyoenerji ve manyetik akupunktur, seminerler ve atölye çalışmaları verdiğimiz hizmetler arasında… Ayrıca NLP, EFT, hipnotik terapiler ve benzeri 40’tan fazla tekniğin uygulandığı bir merkez burası… Çalışmaya gelen kişiler, bütün ekipten yararlanıyorlar. Bütünsel bir yaklaşım içindeyiz, danışanların neye ihtiyacı olduğunu, doktorların konsültasyon yapmaları gibi bütün ekip bir araya gelerek değerlendiriyoruz.

sen-varsan-bizde-variz-2Danışanlar genellikle neden geliyorlar?
İçinde huzursuzluk yaşayan, hayatında bir şeyler değiştirmeye çalışan, korkularının esiri olan ve bundan yorulan, güvensizlik ve değersizlik duygularını yoğun şekilde yaşayan, hayat amacını arayan danışanlarımızın sayısı oldukça fazla… Çocuklarla da sıkça çalışıyoruz. Derin Yaşam Akademisi’nden aramızda bulunan Raşit Şen 30 yıllık bir eğitimci ve dolayısıyla bu konuda çok başarılı.

Gelenler memnun ayrılıyorlar mı?
Tabii ki, gelenler buradaki pozitif enerjiden etkileniyor, gerçek sevgiyi deneyimliyor. Ancak gerçekten başarmak için istemek gerekiyor. Bizim sloganımız: “Sen varsan, biz de varız…” Bugüne kadar takılıp kaldığınız bazı inançlardan kurtulmak gerçekten zor ancak siz de kabul ederseniz değişim başlıyor. Şimdiye kadar taktığınız maskelerden, negatif duygulardan kurtulmayı istediğinizde, size gösterdiğimiz gerçekleri içinize sindirdiğinizde hızlı bir dönüşüm başlıyor. Biz yapıyoruz demiyoruz, sizin bu kararlılıkta olmanız, istekle gelmeniz yüzde 50 iyileşmeyi gerçekleştiriyor. Negatif stratejilerin belirlenip, size gösterilmesi ve sizin de bunları kabul edip, değiştirmeye karar vermeniz gerekiyor. İnsanların gözlerinin içinde bu değişimi görmek gerçekten çok keyifli…

Hayat amacınızı bulduğunuza inanıyor musunuz?
Evet ve insanlara yardım etmekten büyük keyif alıyorum. 2013’ten itibaren yeni enerji akımları yağıyor ve herkes bundan çok etkileniyor. Evrenden büyük destek var, kişiler de istekli olunca her şey çok daha kolay gerçekleşiyor.

YAŞAYANLAR ANLATIYOR
ALI DOĞAN TÜRKER
“Mimarım, 30 yıldır işin uygulama kısmında çalışıyorum. Yaklaşık iki sene önce kanser olduğumu, biraz da geç kalarak öğrendim. O zamanlar, alternatif tıp olarak bilinen ancak benim sonradan tamamlayıcı tıp olduğunu anladığım tedavi yöntemine sıcak bakmıyordum. Modern tıp yöntemlerini uygularken, bir organımı kaybedince yardımcı tedavileri denemeye karar verdim. Burada mental anlamda yaşadığım problemleri ortaya çıkarıp, bunları çözmem için doğru yolu gösteriyorlar. Daha da önemlisi gerçekten nefes almayı öğrendim. Yüzde 100 faydasını daha geçen hafta gördüğüm enerji çalışması seansıyla yaşadım. Kemoterapi ilaçları beni çok etkiliyor, tedavi gördüğüm perşembe gününden pazara kadar evden dışarı çıkamıyorum. Mine Hanım’la, kemoterapi aldığım günler, enerji seansına girmemi kararlaştırdık, böylece o rahatsız edici etkileri artık yaşamıyorum. Seanslardan sonra müthiş bir fiziksel rahatlık hissediyorum. Son dört aydır aldığım ilaçlar saç bırakmayan, kilo kaybına sebep olan ve bağışıklık sistemini çökerten etkilere sahip ancak ben bu etkileri çok alt seviyede yaşıyorum. Doktorum bile çok şaşırıyor. Maddi ve manevi sıkıntı içindeydim ancak buraya geldikten sonra her şey değişmeye başladı. Geçen gün İzmir’de bir iş görüşmesindeydim. Kendimi tekrar çalışacak kadar iyi hissediyorum. Hayata olumlu bakıyorum, çocuğumun büyüdüğünü görmek istiyorum.”


Pozitif Dergisi 2013/02

Yorum Ekle