Röportaj

Modern çağın bilgesi Uğur Koşar: “Allah” deyip bırakmak onu vekil kılmak ile başlayan her şey güzeldir’

Kitapları kadar, uyguladığı tek seanslık çözüm terapisi ile de sadece Türkiye’den değil, dünyanın her yanından danışanları olan Uğur Koşar; zihni suçüstü yakalayabilmeyi, ilmi ve psikolojik uyanışı, maneviyatla bütünleşmeyi ve dert edinilen her şeyden kurtulmanın yollarını anlattı.

Yazı: Melda TUNÇEL

modern-cagin-gozlugu-2

Uğur Koşar; ‘‘Doğunun zen öğretisi (farkındalık) ile sufiliği (kalp gözüyle bakışını) harmanlayarak, kendine özgü üslubuyla insanların zihinsel ötesi uyanışına, aydınlanmasına yardımcı olan modern çağın bilgesidir” diye tanımlanıyor. Biz bu röportaj sonrasında bir de; ‘‘Yazdığı her satırda okuyucunun yüreğine dokunan üslubu, bulduğu çözümleyici uygulama tekniği ile hayata kattığı değer ve maneviyatla bütünleşmede sorgulamadan kabullenişin hafifliği onu en güzel şekilde ifade ediyor’’ diyebiliriz. “Allah De Ötesini Bırak”, “Bana Allah Yeter”, “Rabbini Bilen Kendini Bilir” ve “Rabbin için Sabret” kitapları ile sadece Türkiye’de değil, henüz başka bir dile çevrilmeden dünya kitap satış listelerine giren ve 10 haftadır listelerden inmeyen Uğur Koşar, çok büyük bir okuyucu ve danışan kitlesine sahip. Uğur Koşar ile 2014 yılının ekim ayı sonuna kadar dolu olan randevularının ve şehirlerarası grup terapilerinin arasında buluştuk ve sorularımızı sizler için sorduk. Tüm zamanların en çok satan kitaplarının yazarının cevapları da, tıpkı kalemi kadar sade, dingin ve etkileyiciydi.

“Allah De Ötesini Bırak” kitabınız ile başlayan ve diğer kitaplarınız ile hızla devam etmekte olan büyük ilgi ve coşkunun başarısını neye bağlıyorsunuz ?
Biz bir tohum ekeriz ve sonra geçip dua ederiz. Rabbim hayırlı bir rahmet yağdırır ve o tohum çiçek vermeye başlar. Ben kitabı yazdığımda, amacım sadece insanların manevi olarak uyanışına vesile olabilmekti ve çok büyük planlarım yoktu, hiçbir şeyi hesaplamadım, zaten o aslında planlanan değil miydi? Her şeyi en muhteşem dengede yaratanın lütfettiklerini bilmek ve kabul etmekle başlayan süreçti bu. Kitabı hazırladığımda, öylesi samimi ve içten bir yürekle her şeyi Allah’a bıraktım ki hemen ardından destek buldum ve nasıl tevafuktur ki; Destek Yayınevi’nden gelen bir teklifle onlarla çalışmaya başladım. Eğer bu bir başarı ise, bunun bana vesile kılınmasına bağlıyorum ve bu vesileye hamdolsun.

TTS-Theatrical Therapy System nedir? Bu terapi çalışması neye iyi geliyor, nasıl hizmet ediyor ?
Derin bir zihin çalışması olan bu özel terapi, zihin ile başa çıkmak, onu alt etmek ve yenmek üzere hakikat boyutunda tasarlanmış bir çalışmadır. Ruhsal problemlerin, bedensel ve zihinsel hastalıkların temelinde olan zihin problemlerinin çözümüne yönelik yapılan bu çalışma ile kişiler kendileri ile yüzleşerek, şimdiye kadar sahip oldukları zihin ile tanışıyor ve bundan sonra olmasını seçtikleri gibi bir yaşamın iplerini kendi ellerine alıyor. Bu çalışma sayesinde; zihne yapılan adeta bir suçüstü tespit psikolojisi ile onu durdurma metodu, düşüncelerin tek tek tespiti ve zihnin efendiliğine son veriş diyebiliriz. Çabuk öfkelenenler, tepkisel davrananlar, hassas olup her durumda kırılanlar ve üzülenler, bunun devamında ise her türlü hastalığa ve üzüntüye açık olanlar için mana boyutunda bu şeffaf moda geçiş kişinin manevi huzura ermesini hedeflemektedir. Panik atak, depresyon, anksiyete bozukluğu, özgüven eksikliği, kaygı, korku, endişe, fobiler konusunda oldukça etkin ve başarılı sonuçlar elde ediyoruz.

‘Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlama, Biraz duraksa… Neler olup bittiğine anlam verme ! Mutlaka yanlış bir şey oldu.. Düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi, Ve varlığın ile buluşamadı… Sorun yok, sadece bekle.. Güneş doğacaktır. Rüzgar esecek ve yağmur yağacaktır. Zorlamaya gerek yoktur, İzlemeye devam et.. Şahitlik güzeldir, hem olayın dışındasındır hem de içinde. Zorlamaya gerek yoktur, olması gereken her şey varoluşun uygunluğunda kendiliğinden olur…’’

Nur terapisi nedir? İsmi algıda ilahi bir çalışma gibi çağrışım yapıyor, öyle midir ve nelere iyi gelir?
Tüm olumsuz düşüncelerinizi bir anda durdurarak, yerini huzur ve hakikat duygusuna bırakacağınız bu sonsuz şükür ve yüksek farkındalığın devamında yaptığımız çalışma Nur Terapisi’dir. TTS terapinin bir bakıma devamı ya da tamamlayıcısı diyebiliriz. Nefes çalışması ve tefekkür ile yapılan bu çalışmada amacımız ruhumuzu beslerken, şimdiki anın içinde olarak, yüksek farkındalığa erişerek, bilgelikten öte Yaradan ile bütünleşmektir. İçsel huzur, teslimiyet, kabul edişin hafifliği, dinginlik ve huzur katan bir çalışma olduğu için sorgulamalar, yargılamalar ve devamlı konuşan bir zihnin sükunete kavuşmasına yardımcı özelliği vardır.

TTS ve Nur terapi çalışmalarının tek seanslık çözüm sunumu nasıl oluyor? En çok dikkat çeken ve talep gören konulardan biri de bu olsa gerek, her şey tek seansta mı bitiyor ?
Hakikat bir’dir. Bir şeyi aslında sadece bir defa yaşarsınız. Ondan sonra devam eden her şey, o ilk yaşamanızın yansıması ve çoğalmasıdır. Bir sanatçı stüdyoya girer ve bir tane master CD hazırlanır, sonrasında binlerce hatta milyonlarca CD kopyalanarak albümler çoğaltılır, sonra da her yerde o çalmaya başlar. Bu bir yansımadır. Kişiler yaşadıkları her ne olursa olsun onu zihinlerinde düşünerek çoğaltıyor ve yaşamının bir parçası haline getiriyor. Biz bu terapi ile o aslında düşünmedikleri, düşündürüldükleri şeyin farkındalığını yakalatıyoruz. Teorik bilginin yanı sıra pratik uygulama ile de yaptığımız terapi çalışması sonunda kişi zaten o gün yaşadığı ile değil, yaşadığı her ne ise ona hatırlatan zihin ile yüzleşiyor. Ve bu yüzleşme aynı zamanda bir vedalaşmayı da getiriyor. Tek seans sonunda aldığımız olumlu sonuçlar, hastalıktan sağlığa geçenler, depresyondan mutluluğa ilerleyenlerle her gün geçtikçe çoğalıyor çok şükür.

Grup Terapiler nedir? Bu terapiler de bireysel terapiler kadar etkin ve etkili midir?
Bireysel çalışmalar kişiye özel olarak birebir yapılan ve bir buçuk saatlik bir süreci kapsayan sohbet ve uygulamalı çalışmalardır. Kişinin özel sorunlarına ve sorularına yöneliktir. Grup Terapiler ise; tam günlük çalışmalar olup, zenginleştirilmiş içeriği ve yine tüm katılımcıların uygulamaları ile olan çalışmadır. Grup çalışmasına katılanlarla kahvaltı ve öğle yemeğinde de bir arada oluyoruz. Sohbetimiz soframızla da bütünleşiyor, farklı bir ambiyans ortamı var. Grup enerjisinin yüksek farkındalığı ve ortak bilinç alanı bu çalışmayı çok verimli kılıyor. Grup terapilerimizi, Uğur Koşar çalışma merkezlerimizin genel koordinatörü Serpil Hanım düzenliyor ve takip ediyor, çok ince detaylarla ve profesyonelce hazırlanmış uluslararası standartta bir program diyebiliriz.

Bir yandan, 2014 yılının ekim ayına kadar dolusunuz, diğer yandan kitaplarınız arka arkaya çıkıyor ve çıkan her kitap satış rekorları kırıyor. Bütün bunların arasında terapilere nasıl yetişiyorsunuz?
Kitaplar, imza günleri ve grup terapilerinden dolayı artık bireysel çalışmaları ben bizzat alamıyorum. Şu anda kurmuş olduğum TTS ve Nur Terapisi’nin Türkiye’deki ilk uzman eğitmenleri ekibimizde yer alıyor. Dört kişilik uzman eğitmen kadromuz bireysel çalışmalara hizmet veriyorlar. Ekip arkadaşlarım benimle bizzat aynı içerikte yaptıkları bu çalışma ile birebir aynı çözümcül yaklaşımla çalışıyor. Okurlar, sitemizden veya bizi arayarak ekibimiz içindeki uzman eğitmenlerimizin isim ve biyografilerine ulaşabilirler. Uğur Koşar adını kullanan bazı sahte kişilere itibar edilerek kimsenin mağdur olmasını istemem. Ama uzman eğitmenlerimizi can-ı gönülden tavsiye ediyorum çünkü onlar bu terapinin özünü, kalbini eğitim ve uygulama olarak alıp hayatlarına gerçek anlamda geçirmiş kişilerdir. Ayrıca hepsi de background’unda kişisel gelişim uzmanlığı ve yaşam koçluğu olan, alanında uzman özel kişilerdir.

“Zorlamaya gerek yoktur. olması gereken her sey varoluşun uygunluğunda kendiliğinden olur…”

Kitaplarınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Dini içerikli mi, bilgilendirici öğreti kitapları mı ya da başka bir tanımı var mı?
Kendi yüreğimin sesini dinleyerek yazmaya başladığım, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’den hadis ve ayetlerden paylaştığım, farkındalığa, uyanışa vesile olan, huzuru yaşatan, maneviyatla bütünleşen bir tarz diyebilirim. Ama ben böyle olması için uğraşmadım, yüreğimden geçenleri kaleme alıp birleştirirken ortaya böyle çıktı. Kimseye şöyle yapın, böyle yapın da demiyorum, olumlu düşünün ya da şunu deneyin diye bir tavsiyem de yok. Kişi okuduğunu nasıl alıyor ve algılıyorsa kendini orada öyle buluyor. O yüzden kesin bir tanım vermek doğru olmayacaktır. Yansıyan, herkesin kendi halidir.

“Kendimizi iyi hissetmek,başkalarına bağımlı olmayı,onlardan sevgi ve ilgi beklemeyi gerektirmez.Aşk ve sevgi bize kimseden gelmez.onlar Allah’ın kullarına verdiği bir rahmettir ve daima kendi içimizdedir.”

Okuyucu ve danışan kesiminizin genel profili nedir? Kimler sizi okuyor, kimler size geliyor? Ya da kimler gelmeli?
Kitabı bilen, gören ya da tavsiye üzerine alan herkes okuyor zaten. İstanbul’dan da, Adıyaman’dan da, Trakya’dan da okuyucularım var. Hatta dünyanın dört bir yanından kitapları sipariş eden Türkler var. Hafta sonu grup terapileri için, Almanya, Kıbrıs, İngiltere, Yunanistan, Bulgaristan, Viyana’dan danışanlarım gelmeye hala devam ediyor. Dileyen herkes gelebilir biz bir ölçü, sınır koyamayız. Ancak genelde depresyona giren, panik atak, anksiyete bozukluğu yaşayanlar, özgüvensizlik ve özsaygı sorunları olanlar, endişe, kaygı ve genel mutsuzluklar yaşayanlar geliyor. Ayrıca çok net belirttiğim bir şey var: “Yaşanan depresyon ya da sıkıntılı durum, artık aydınlanmak için çiçek açmanın habercisidir.” Bir çiçek tohumunu düşünün; tohumun filizlenmesi, çiçek vermesi için nasıl ki artık son derece patlamaya hazır duruma gelmesi gerekiyorsa insan da depresyondayken çiçek vermeye hazır demektir. O yüzden çiçek açmaya yüz tutmuş, gönül vermiş herkese açıktır bu kapı.

Uğur Koşar’ın Destek yayınevinden çıkan kitapları öyle çok ilgi ve beğeni buldu ki nerdeyse iki ayda bir yeni kitap çıkmaya ve her çıkan kitap da liste başına girmeye başladı. Yayınevinin sahibi yazar ve yapımcı Yelda Cumalıoğlu da bu durumdan son derece memnun, hatta yakın gelecekte kitaplar ve terapi çalışmalarını anlatan bir Tv programında birlikte yer alacaklarının müjdesini bile veriyor.

modern-cagin-gozlugu-3Allah’tan dilemek, dua etmek sonra da onu vekil kılıp bırakmak konusunda bize neler söyleyebilirsiniz ?
“Acele etmeyin, paniğe kapılmayın, Allah tüm işleri yavaş yavaş halleder” dediğimde “Artık sabrım kalmadı, istiyorum dua ediyorum olmuyor, ne zaman olacak?” diye isyan edenler var. Bu durum bizim kendimize ve Rabbimiz’e olan güvensizliğimizi gösteriyor. Ayrıca bu gecikme tasarrufu bir imtihan olabilir. Onun görmek ve bilmek istediği işte tam bu sırada bizim tutumumuzdur. O bizim davranışımızı görmek, gönlümüzden geçeni bilmek isteyendir. Biz Allah dediğimizde ve duamızda ısrarcı olduğumuzda o bize “Buyur” diyecektir.

“Kalbin kırıldığında Allah oraya merhem olmak için gelir kapıyı çalar da,sen zihnindeki gürültüden kapının sesini duyamazsın”

 

Pozitif Dergisi 2014/02

Yorum Ekle