1,5 yaşında piyano çalmaya başlayan, yıllarca rock ve caz müzik yapan Robert Haig Coxon, bir gün, evrenden yardım istiyor ve gazetede “Silva Metodu”yla ilgili bir ilan görüyor. Silva Metodu, insanlara nasıl gevşeyip meditasyon yapacaklarını ve hayatlarını nasıl programlayacaklarını öğreten bir teknik. Bu kurs Robert Coxon’a yeni bir dünyanın kapılarını açıyor…
Yazı: Elvan Özgü YILMAZ
Robert Coxon, bir haftalık yoğunlaştırılmış Silva Metodu kursunu bitirdikten sonra, besteci olduğu için gevşeme müziklerinden oluşan bir kaset yapmaya karar vermiş. Bir müziğin etkin bir gevşetici (relaxation) özelliğe sahip olması için hangi öğeleri taşıması gerektiğine dair geniş bir araştırma yapmış. 300 dolarlık küçük bir bütçeyle “Crystal Silence” adlı kaseti çıkarmış. Müziği Kanada’da kısa zamanda fenomenal bir başarıya ulaştı ve yıllarca new age kategorisinde liste başı kaldı. Bu onun, çeşitli düzeylerde şifalandırıcı olan meditatif müzik yapma misyonunun başlangıcı oldu. O günden beri şifalandırma ve ruhsal gelişimi hedef alan sekiz CD besteledi ve dünya pazarına başarıyla sundu. Kimileri ona şanslı olduğunu söylüyor ama o “Bunun için çok çalıştım” diyor. Arkadaşları top oynarken o müzik yapıyormuş. Yedi yaşındayken grafik tasarımla uğraşmaya başlamış, halen şirket logoları, kitap, CD kapakları tasarlıyor ve kişiye özel ruhsal müzik besteliyor. İki kızı var; biri moda tasarımcısı diğeri de sinema sektöründe. Robert Coxon’la “Ruhun Müziği ile Kişiye Özel Ruhsal Beste” konusunu masaya yatırdık.
“En güzel örnekler ağaçlardır. Kökleri toprağın derinliklerine uzanırken, dalları göğe uzanır. Müzik bir yandan ayağınızı yere bastırırken, bir yandan da zihninizi başka bilinç düzeylerine, farklı boyutlara götürüyor. Doğayla bağ kurup, ağaçları kucaklayarak, zihnimi ve bedenimi dengeliyorum ve müziğimi bestelemek için rehberlik alıyorum.”
Müziğin biyolojik hücreler üzerindeki etkisi ile fiziksel ve spiritüel şifalanma hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?
Her hücrenin bilinci dolayısıyla ilk niyetin sağlıklı ve diğer hücrelerle tam bir uyum içinde bulunma halinin kayıtlı olduğu bir hafızası vardır. Müziğin amacı ise hücredeki bu saf niyeti hatırlatmak ve zihni “her şeyin mümkün olduğunun” sınırsız bilincine ulaştırmak. İşte şifalanmada olan budur.
Müziğin ve meditasyonun kişinin spiritüel (ruhsal) gelişimi üzerine etkileri hakkında bizlerle neyi paylaşabilirsiniz?
Müzik kişinin meditasyonuna yardımcı olarak bilincini çok daha yüksek bir farkındalık düzeyine yükseltebilir. Doğru müzik her şeyden önce dinleyenin zihnini boşaltmasına yardımcı olur. Yedi yıl önce, ünlü bir tıbbi araştırma ekibiyle beynin yeniden eğitimi (re-training) ile ilgili bilimsel bir araştırmada yer aldım. Dinleyenin zihninin, “mental chatter” (zihinsel geveze) dediğimiz şeyden kurtulmasına yardımcı olan müzik formülünü bulduk. Bu sesler bilinci hiçbir düşüncenin olmadığı ve kişinin kendini evrenle tamamen bağlantıda hissettiği bir noktaya götürüyor. Bu müziği biz “Mental Clarity” ismindeki CD’de yayınladık. Zihni sakinleştirmenin yanı sıra bu müzik, sağ ve sol yarım kürelerini de dengeliyor. Bu da dinleyicinin bilinçli dünyasında daha etkili olmasına yardımcı oluyor. Müzik, bilincin kapılarını, yalnızca fiziki bedenlerimizden ibaret olmadığımız farkındalığına açabiliyor. Workshop’larımda, özel bir müzik kullanarak, kişinin bir usta olduğunu ve kendi günlük hayatını kontrol edebileceğini fark etmesine yardımcı oluyoruz.
KAVRAMLAR ROBERT COXON İÇİN NE İFADE EDİYOR?
FARKINDALIK
Gerçekte kim olduğunu bilmek, sınırsız potansiyele sahip bir usta olarak fiziksel bedenle yeryüzünde çalıştığını bilmek.
BÜTÜNLÜK
Hepimizin bu evrenin bir parçası olduğumuzu ve ilahi olarak koşulsuz sevgiyle birbirimize bağlı olduğumuzu fark ettiğinizde deneyimlediğiniz huzur, neşe ve mutluluk.
YARATICILIK
Kendi ilahi kaynağınıza bağlanıp aldığınız ilham enerjisini üç boyutlu dünyaya aktarma eylemi.
Hangi müzik formülü uyanış ve farkındalığı tetikler ve böylece beynin gerçek öz potansiyeline ulaştırır? Müzikle uğraşmaktan başka bu seviyeye gelebilmek için ne yaptınız?
Müzik formülünün bir kısmı müziğin hızıyla ilgili, kullanılan enstrümanlar, tonal anahtarlar ve melodinin yarattığı çok boyutlu matematiksel formül ile ilgili. Diğer bölümü ise, belki de en önemlisi, bestecinin saf niyetidir. İşte bu bölüm, güzel bir müzik parçasını tanrısal/ göksel yapan, sihirle dolduran şeydir. Bu yüksek bilinç düzeylerine çıkabilme yetisini geliştirebilmek için uzun yıllar meditasyon öğrendim ve uyguladım. Öyle hissediyorum ki, eğer besteci bu bilinç düzeyiyle bağlantılı değilse dinleyiciyi de yüksek bilinç düzeylerine çıkarmaya katalizör olamaz. Yaptığı müzik sadece dinleyiciye kendisinin de besteyi yaparken yaşadığı deneyimi hissettirebilir. Küçük bir çocukken, büyükannem bana her şeyin mümkün olduğu evrensel kanununu öğretmişti. Bana rehberlik ettiği pek çok deneyim daha sonra çok etkili şifalandırıcı besteler yapmama yardımcı oldu. Son beş yıldır 17’nci kuşak Çinli ustadan Qi Gong öğreniyorum. Bu öğretmenden, vücudumun içinde enerjiyi nasıl hissedeceğimi ve hareket ettirebileceğimi öğrendim ve sesin nasıl her bir hücre ve organa giderek saf bir sağlık hali yaratacağını deneyimledim.
Müziğinizde meditasyon ve doğanın önemi nedir?
Doğa çok önemli çünkü bizi topraklar. Biz bu gezegene yaşamak için, buradaki hayatı deneyimlemek için geldik. Bu nedenle tabiat anayla bağlantıda olmamız yaşamsaldır. Aslolan ise, doğaya ve cennete ya da ruhsal evrene aynı anda bağlı olmak… Yukarıdan rehberlik alıp bu bilgiyi dünyadaki günlük yaşantımıza transfer edebilmek.
Kişiye özel ruhsal müziklerini öğrenmek için daha çok hangi beklentilerle size geliyorlar?
İnsanlar her tür nedenle geliyorlar. Bu ülkeden ülkeye, kültürden kültüre de fark ediyor. Bazı ülkelerde yalnızca bedensel şifa için gelenler var ama genel olarak insanlar kendileri hakkında bir şeyler öğrenmek için geliyor. Duygusal boşluk ve arayışlarını doldurmak için gelenler de var, hasta olup şifa bulmak isteyen de, fobilerini yenmek veya bir durumla baş edebilmek için gelenler olduğu gibi, yaptığım işi duyup, “Göster bakalım marifetini” diyerek gelen insanlar da oluyor. Tabii onların besteleri de bu beklentilere göre değişiyor.
Rock ve caz alanlarında yüksek başarılar elde ettikten sonra, şu anda yaptığınız müziği nasıl konumluyorsunuz?
Benim için rock ve caz, genel olarak üç boyutlu bedenimizin eğlendirilmesi için kullanılan müzik türleridir. Belki fiziksel düzeyde bazı dönüştürücü duygulanımlara neden olabilirler. Eğer icracıların niyeti, dinleyicileri eğlendirmek ve iyi hissettirmekse bunda bir şey yok. Bazı müzikler çok pozitif etki yaparken, bazı müzikler de bedenin enerji alanına zarar verirler.
ORTADOĞU’YA BARIŞI GETİRECEK ENERJİ İSTANBUL’DA
Robert Coxon: “İstanbul’da verdiğim konsere gelenlerden algıladığım kadarıyla burada yaşayan insanların, diğer ülke şehirlerine göre, spiritüel farkındalıkları daha gelişmiş. İstanbul ile ilgili olarak da ‘Ortadoğu’ya barış getirecek enerjinin İstanbul’dan çıkacağını’ söylemeliyim. İstanbul’un sesine dair; yüzyıllardır var olan ve bozulmamış uzun bir ‘Ommm (aum) benzeri’ sesin, çok derin ve çok tok bir sesin var olduğunu ve bunun şimdiye kadar hiç sarsılamadığını bilmelisiniz. Hristiyanlık ve İslamiyet için önemli bir odak olagelmiş ve bütün medeniyetler tarafından fethedilmek istenmiş olmasına rağmen o ses hiç bozulmamış. Bu aum sesinin üzerinde çok çeşitli, değişken ve hareketli sesler uçuşuyor ve bu da İstanbul’un sağlam temelli ve çok kültürlü, çok renkli yapısına kanıt oluşturuyor.”
Bu zararlarlarla ilgili tespitleriniz nelerdir?
Eğer heavy metal müziğe maruz kalan çiğ yumurtalar ısı olmadan pişiyorsa, bu seslerin insan aurasına yapabileceklerini bir düşünün! Müzik bestelerken, ister meditatif müzik olsun ister film müziği, niyetim hep benliğin çok boyutlu düzeylerinde kişisel transformasyonu (dönüşümü) kolaylaştıran bir müzik yapmak oldu.
Ruhsal bestelerinizi dinleyen danışanlarınızda nasıl tepkiler gözlemliyorsunuz?
İlk dinlediklerinde çoğunlukla ağlıyorlar. Ruhsal farkındalık yaşamaya başlıyorlar.
Pozitif Dergisi 2013/02
