Beslenme

Doğu’nun bilgeliğini Batı’ya taşıyor…

Çin’de 800 yıllık bir geçmişe sahip olan Emei Çigong Okulu eğitmeni,Emei geleneğinin 13’üncü soy sahibi Fu Wei Zhong,”yaşamın ilerleyen programını değiştirmek “yaşamın ilerleyen programını değiştirmek”konulu seminer ve Shi Liao Gıda Terapisi için türkiye’deydi

Yazı:Özgü Elvan YILMAZ

Güneşin doğudan doğmasıyla ışık da doğudan yükselir… Doğu’daki bilgi ve ruhsal aydınlanma büyüyüp Batı’ya yayılır. Bizim topraklarımızda kendini Anadolu kültürü olarak gösteren güneş ışınları aydınlanma yolunda ilerleyenleri beslerken, daha fazla Doğu’ya doğru gittiğimizde bu ışınlar kah benzer, kah farklı hallerde çıkar karşımıza: Kültürlerin de kendi öğretileri mevcut. Çin kültüründe bu öğretiler kutsal dağların kadim bilgeliği ve ekolleri olarak biliniyor… Çin’in dört Budist dağı içerisinde en yüksek ve en kutsal olanı Emei Dağı’nın “Yüce Kaş” olarak adlandırılan en tepe noktasında “Altın Zirve Tapınağı” bulunuyor. Emei Geleneği 13’üncü Soy Sahibi Büyük Usta Fu Wei Zhong, günümüzde Altın Zirve’den dünyaya açılan kapı oluyor ve yüzyıllar boyunca kapalı kalan kadim bilgileri insanlarla buluşturma görevini üstleniyor.

Grand Master Fu Wei Zhang’ın, Emei Okulu’nun soy sahibi ve temsilcisi gibi iki ana görevi bulunuyor. Bunlardan biri okulun devamlılığı için sonraki soy sahibini yetiştirmek; ki bu görevi tamamlamış… Diğeri ise dış dünyaya açılarak okulun bilgilerini paylaşmak. Bunu da eğitimlerle yapıyor. Ayrıca Çin TIbbı üzerine eğitim aldığı için hastalık ve yaşamsal engel sıkıntıları olanlara şifa veriyor. Şifa verirken ise ağırlıklı olarak yine okulun temel bilgilerini kullanıyor. Aydınlanma yolunda ilerlemek isteyenlere de yol göstericilik yapan Grand Master Fu, her ne kadar sağlıklı yaşam noktasında batılılara ulaşsa da Emei Okulu özünde bir aydınlanma ve anlayış kazanma okulu…

dogunun-bilgeligini-batiya-tasiyoruz-2

Okulun ortaya çıkışı
Emei Çigong karma bir okul… Aydınlanmış rahip Bai Yun, bu kapsamlı sistemi oluşturmak için hemen hemen 3600 düşünce, felsefe ve metodoloji okulundan teknik, bilgi ve öğretiyi bir araya getirerek özgün bir sistem kurdu ve Emei Linji Çigong Okulu adını verdi. Emei, bu okulun ortaya çıktığı dağın adı; Linji Çin’deki en geniş Zen Budist mezhebi; Çigong ise sistemin omurgası… Ayrıca Emei Çigong; Budizm, Karma, Kanyu, akupunktur, bitkisel ilaçlar, Taoist ve Budist Çigong, Taiji, altıncı his tanısı ve tedavisi, demir vücut ve dövüş sanatlarından fikirler, bilgi veya yöntemleri aynı çatı altında topluyor. Genel bir tanım yapılırsa Emei Çigong başlangıç aşamalarında, mükemmel bir sağlığı korumanın, kendiniz ve başkaları için hastalıkları tedavi etmenin yöntemlerini öğretiyor. Aynı zamanda aydınlanmaya ulaşmayı arzulayanlar için de yöntemler gösteriyor. Tüm bunların ötesinde ise, öğrencilerin yaşam ve evren anlayışlarını derinleştirmek ve varlıklarının her bir yönünü geliştirmek için çalışan kapsamlı bir sistem ve bilgi tabanı… Büyük Usta Bai Yun, bu kutsal bilgiyi, unutulması veya yanlış anlaşılmasını engellemek için “Emei Değerli Lotus Kanunu” adındaki kitapta kayıt altına almış ve bu kitap şu anda Pekin’de bir müzede bulunuyor. Emei Çigong Okulu’nun bilgileri günümüzde Emei Geleneği 13’üncü Soy Sahibi Büyük Usta Fu Wei Zhong ile dünyaya ulaştırıyor. Büyük Usta Fu Wei Zhong , “Kesintisiz olması güvenilirliğini, 800 yıllık olması da kadimliğini gösteriyor. Ancak Çin kültüründe 800 yıl yakın dönem kadimlik sayılabilir, bu bilgilerin çoğu üç hatta beş bin yıl öncesinden geliyor” diyor. Türkiye’ye ilk defa 2006 yılında bir davet üzerine gelen Büyük Usta Fu, düzenli ilk seminer programını 2010 yılında gerçekleştirdi. Bu sene mayıs ayında Seviye I “Şifa Sanatları” semineri, ağustos ayında Seviye II “İlerleyen Yaşam Programını Değiştirmek” semineri ve “Gıda Terapisi” seminerleri düzenlendi. 2014 yılı programı dahilinde ise Seviye I, II seminerleri ve “Bi Gu” ile “Gıda Terapisi” seminerlerinin yanı sıra Seviye III “Yi Jing ve Kalp Enerjisi Belirleyici Şifa Metodu” semineri düzenlenecek. Böylece yavaş yavaş Emei Çigong Okulu’nun bilgileri buradaki öğrencilerle buluşturulmuş olacak.

dogunun-bilgeligini-batiya-tasiyoruz-3Grand Master Fu Wei Zhong ile gıda terapisini konuştuk
Okulun eğitimi konuları içerisinde Gıda Terapisi de var, detaylarından bahsedebilir misiniz?
Beslenme konusunda size bazı temel prensiplerden bahsedebilirim. Ancak nasıl besleneceğiniz ile ilgili burada detaylı tavsiyeler veremem. Bunu temel prensipleri anlattığımda anlayacaksınız. Uzun bir eğitim gerektiriyor. Eğitimi tamamlayan kişiler önce kendilerine, sonra çevrelerine yardımcı oluyor ve tavsiye verebilir hale geliyor. Gıdaların sıcak veya soğuk ile kuru ya da nemli olma nitelikleri var. Ağırlık, renk ve tada göre belirlenir. Bu, o gıdanın ısısıyla ilgili değil, yapısal özelliğidir. Çay ısı olarak sıcak içilen bir içecektir ama nitelik olarak yeşil çay ile siyah çay arasında bir fark vardır: Siyah çay sıcak, yeşil çay soğuk yapıdadır. Örneğin, baharatlar için bir genelleme yapmak mümkün; sıcak yapıda olduklarını söyleyebilirim. Her gıdanın yapısı bu dört özelliğe göre farklılık göstermektedir. Biz insanların da, havanın da, mevsimlerin de bu özellikleri vardır. Şimdi benden bir tavsiye isterseniz size bu dönemde yani sonbaharda armut yemeyi önerebilirim ama bu sadece mevsimsel bir öneri olmaktan öteye gidemez. Sonbahar mevsimi nemli ve soğuk niteliktedir, armut meyvesi de nemli ve soğuktur. Ancak sizin bedensel durumunuz kuru veya sıcak olabilir. Beslenirken dikkat edilmesi gereken hem kendi beden niteliklerimiz, hem bulunduğumuz ortamdaki havanın niteliği, hem de mevsimin niteliği ve bunun gibi etkenler. İzlenmesi gereken ilk yol bedenin durumudur. Bedeniniz sıcaksa, soğuk gıdalarla beslenmeniz uygun olur. Bedenin içindeki hava durumu, dışarıdakiyle uyumsuzsa hasta olunur. Hastalıklarda ise tam tersi. Diyelim ki mideniz ağrıyor, orada mide yapısı hasardan dolayı soğuk oluyor, bu durumda soğuk nitelikteki gıdalar midenizi daha kötü yapar.

Vejetaryen beslenmenin yararları neler?
İnsan yaşamının devamlılığı için insanlar “Yer’in Beş Tadı”nı yemeli ve “Gök’ün Beş Enerjisi”ni solumalıdır. Olabildiğince göksel enerji ile beslenmeliyiz. Bir hayvanı öldürdüğünüzde açığa çıkan enerji göksel değil yerseldir. Bir bitkiyi öldürdüğünüzde açığa çıkan yersel enerji hayvanlardakinden daha azdır. Bunun sebebi ruhsal evrimdeki sıralamadan kaynaklanır. Bitki alt katmandan bir canlıdır, yersel enerjisi çok düşüktür. Dolayısıyla, bir hayvanı yediğinizde ağır bir yersel enerji almış olursunuz. Buna kıyasla meyve ve sebzelerle beslenmek daha doğrudur. Bitki ve hayvanların enerjilerini bilerek ve özellikle alırsanız bu öldürme olur. Ancak, beslenme konusunda durum farklı. Evrende her şeyin kendini var etme ve koruma konusunda doğal bir işlevi vardır. Bu işlev, doğal bir şekilde, hayatta kalma içgüdüsüyle gerçekleşir ve her şey birbirine yarar sağlar. Ruhsal evrimde alt seviye canlıların kendileriniyaratmalarının ve korumalarının doğal neticesi, üst yaşam formlarına hizmet etmeleridir. Meyveler, sebzeler ve tahıllar canlıdır. Mikrokozmik düzeyde suyun ve havanın içindeki mikroorganizmalar da suyun ve havanın canlı olduğunu gösterir. Ama, bitkinin altındadırlar. Enerjileri yersel değildir. Kimin kim tarafından kullanıldığını ve kimin kime hizmet ettiğini iyi anlamalıyız…

Göksel enerjiyi nerden alabiliriz?
Göksel enerjiyi seminerlerimde anlatıyorum. Derin bir beslenmedir. Okuyucuları yanlış yönlendirmemek için burada açıklamam doğru olmaz. Çünkü hazır olmayan kişilerin bunu uygulaması mümkün değildir ve sarsıcı bir deneyim olabilir. İpucu olarak, enerji küresi, tükürük ve bedenin şifa bitkisi diyebilirim. Tamamen göksel enerjiyle beslenen ve bildiğiniz anlamda hiç yemek yemeyen üstatlar vardır…

“Gıda Terapisi” semineri ile birlikte verdiğiniz “Bi Gu” eğitimini anlatır mısınız?
Bi Gu iki kelimeden oluşan bir tanımdır. “Bi” durdurmak demektir, “Gu” ise tahıl demektir. “Tahılı durdurmak” seviyesinde bir beslenmedir. Yersel enerji sıralamasında tahıl, bitki ile hayvanın arasında yer alır. Hayvanın yersel enerji miktarı yüksek, tahılın ise orta seviyededir. Bi Gu, vejetaryen prensibe ek olarak tahılla beslenmekten de vazgeçmektir. Hem hayvan, hem de tahıl yemediğimizde aldığımız yersel enerji miktarı ile birlikte toksin miktarı da azalır. Bu sebeple bunu bir detoks gibi düşünebilirsiniz. Bi Gu’da dört kademe vardır. Birinci seviye Düşük, ikinci seviye Orta. Her ikisi de sağlık için yapılır. Buradaki seviye farkları Bi Gu’nun uygulanma sıklığı, süresi, ek besinler gibi bazı farklılıklar gösterir. Yüksek seviye dediğimiz üçüncü seviyede ise kişi yalnız su ve sebze ile beslenir. Dördüncü Süper seviyede yalnızca su vardır.

ÇIGONG NEDIR?
Çigong yani orijinal yazılışıyla Qigong kelimesi ilk olarak Xu Xun adında Çinli bir Taoist keşiş tarafından, MÖ 300 yılında Jin Hanedanı sırasında yazdığı “Dingin ve Sarih Mezhebin Öğretim Kaydı” adındaki kitabında kullanıldı. Daha sonra bu kelime Qing Hanedanı’nın bitimine kadar yazılı olarak görülmemiştir, bir sonraki kullanımı 19. yüzyılın başlarında yazılan “Yaşam Güçlerinin Uyumu”adlı bir kitaba “Çigong İlavesi” başlıklı bir bölüm eklenmesiyle oldu. Kısacası Çin tarihinde binlerce yıl boyunca çok da sık kullanılmadı. Ancak çigong kavram ve uygulamasının farklı isimler altında uzun bir geçmişi bulunuyor. Çigong kelimesinin resmi kullanımı 1950’lerde, ilk uzmanlaşmış çigong şifa ve araştırma enstitüsü Tangshan şehri Çigong Sanatoryumu kurulduğunda başladı. O günden beri Çigong kelimesi popüler oldu ve diğer tüm isimlerin yerini almıştır. Kadim Çin’de “qi” çok karmaşık felsefi bir kavramdı. Ancak genellikle “maddenin özü” olarak düşünülmekteydi. “Gong” ise geliştirme ve uygulama yoluyla zaman içinde başarıya ulaşmak anlamına geliyor. Zaman içinde geliştirilen ve uygulanan nedir? Tabii ki “qi” veya enerji. Yani “gong,” “qi”yi etkileyen geliştirme ve uygulama yöntemleri yoluyla zaman içinde farklı başarılara ulaşmaktır. “Gong”un birleştirilmesi gereken iki boyutu vardır. Biri iç gelişim, diğeri ise dış gelişimdir. Özetle Çigong şöyle tanımlanıyor: “Kalp geliştirme, fiziksel uygulama ve erdem oluşturmayı içeren büyük yöntem ile zaman içinde edinilen ve enerji bilimine dayanan bilgi ve uygulama, ani veya aşamalı bir uyanış getirir. Böylece evrenin gerçeğini fark etmenizi ve aydınlanmaya ulaşmanızı sağlar.”

Okuyucularımızın uygulayabilmesi için başlangıç seviyesindeki Bi Gu’yu tam olarak tariflendirir misiniz?
Et, tahıl ve sebze-meyve almaksızın, yılda bir kere üç gün Bi Gu yapabilirler. Ya da bir gün Bi Gu yapıp, 10 gün ara verip, bir gün Bi Gu yapıp tekrar 10 gün ara ve bir gün daha, yine toplamda üç gün Bi Gu yapmış olacaklar. Yani sadece su içerek… Et ve tahıl harici olan beslenme ise daha yaygın ve uzun süreli yapılıyor. Tahıl grubunun içine bakliyatlar, mısır ve pirinç grupları da giriyor. Bunda taze meyve ve sebze, kabuklu yemişler yiyebilirsiniz. Alınan gıda miktarının yarısını çiğ, yarısını pişmiş olarak almanız gerekli. Öğrencilere seminerde hem nasıl yapılacağı hem de yenebilecek ve yenmemesi gereken gıdaların listesi veriliyor. Sağlık amaçlı olan bu kademe en çok kilo vermek için yapılıyor.

Sağlığımız beslenme şeklimize bağlıdır diyebilir miyiz?
Hastalıkların tek nedeni yanlış beslenme değildir. Yaşam şeklimiz ve alışkanlıklar da hasta yapıyor. Örneğin bir kadın, sürekli ellerini yıkıyor veya atamama-biriktirme takıntısı var ya da simetri takıntısı. Sonra miyomları (kist) oluşuyor. Doktora gidip bunları aldırıyor. Bunun sonucunda tekrar miyomu oluyor. Bilmiyor ki, alışkanlığını değiştirmedikçe bu miyomlar tekrar tekrar oluşmaya devam edecek. Burada yapılması gereken yaşam alışkanlığını değiştirmek. Bunun dışında hastalıklara sebep olarak negatif enerji varlıklarına, karmik sebeplere de bakıyoruz.

 

Pozitif Dergisi 2013/03

Yorum Ekle